13. saniyede gol yemek hem de Dünya Şampiyonası yarı finalinde 17 yaşındaki çocukları yıkar, bitirir. O moralle devreyi 3-0 geride kapatmışsın, bir de ilk yarı biterken kaptanın kırmızı kart görmüş. İşte bu haldeki bir takımı devre arasında hocaları almış, toparlamış, 3- 3'ü buldurmuş. Sonra 90'ın artılarında yenen golle kaçan final. İşte şanssızlık budur. Ya Tromsö karşısındaki Galatasaray? Uğur'u ve sonradan giren Zafer'i, biraz da Volkan'ı saymazsanız hepsi deneyimli futbolcular. Daha ilk dakikada doldur-boşalt! Disiplinsiz, panik halinde futbola benzemeyen bir oyun anlayışı. Hakan Şükür girdikten sonra devrede bir değişiklik daha. Sabri de sahada. "Herhalde soyunma odasında gerekli uyarılar yapılmıştır" diyorsunuz. Hayır! Aynen doldur-boşalta, hem de kendi sahandan şişirme toplarla devam. Maç sonrası dediğim gibi; "İnsan kendi şansını kendi yaratır!"