kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazim Kanat @ SABAH
 

O kara gözleri tanıdım

Zürih'e giden uçağa bindiğim zaman yan sıramda bir çift gözün kara çarşafın içinden bana baktığını görünce irkildim. Hani derler ya ceylan gözlü. Bazen gözlerini kaçırdı, bazen ise derin derin baktı. Yanındaki adam tek kelime ile maço tipli biriydi. O Arap kıyafeti yani yerlere kadar uzanan o beyaz entarisiyle belli ki şımarık bir Arap prensiydi. Hadi canım, prens yakıştırması benden ona bir iltifat!... Zürih'e indim ve valizimi alırken o Arap'ın sırıtan yüzü ile tekrar karşılaştım. O da ne!... Yanında inanılmaz güzellikte bir bayan. O uzun bacaklara çok da yakışan bir mini etek ve üzerinde göğüslerini cömertçe gösteren bir tişört. Elbette o harika gözleri tamamlayan uzun siyah saçlar ve iki kocaman küpe!.. İnanabiliyor musunuz? İstanbul'da uçağa binen o kara çarşaflı kadın, Zürih Havaalanı'nın tuvaletinde 5 dakika içinde çok zarif bir prensese dönüşmüştü. Söyleyin lütfen: O güzelim kadını kara çarşafın içine Arabistan'da gizleyen erkek de erkek!!! O güzelim kadını kara çarşafın içinden Zürih Havaalanı tuvaletinde çıkaran erkek de erkek!!!

KADIN MEMNUNSA...

Aradaki tek fark özgür dünya!... Didim'in bir koyunda aynı manzaranın bir başka boyutunu görünce inanamadım. Kara çarşaflı bir kadın, elinde havlu, haşema ile denizde yüzen yani yaşamın tadını çıkaran erkeğini bekliyor. Güneşin o yakan sıcağında çarşafın içindeki kadın havlu ile erkeğini yani eşini, kocasını kuruluyor. O adamın rahatlamanın keyfi içinde derin bir oh çektiğini duyunca soruyorum; Peki o kadın o denizin güzelliğinin farkına ne zaman varacak? Biliyorum karşı soru şu: Kadın memnunsa sorun nerede? İşte ben de o zaman İstanbul-Zürih hattında yaşadığım o fotoğrafı anlatıyorum. Konuya burada nokta koyalım. Didim koyunda gördüklerimi anlatayım; Siz tutucu deyin, ben muhafazakar diyeyim. Öyle bir otel işte. Sahile bakıyorum haşema ile denizin tadını çıkaran, hatta sulu şakalar yapan erkekler. Öte yandan vücudunun her yerini örten başta türban vücutta ise eşofman gibi ama vücudun hatlarını belli etmeyen bir giysi ile yüzen sessiz kadınlar. Başka otellerden gelen bikinili genç kızlar düzeni bozuyor. Onların erkek arkadaşları ile yüzmeleri tam bir koalisyon yaratıyor. Hani Başbakanımıza türban sorulunca ne demişti? 'Dekolte ne oluyor' demişti ya... Diyeceğim şu; türban ile dekolte yan yana... Önceleri biraz karşı çıkan olmuş. Sonrasında ise herkes kendi dünyasını yaşar olmuş. Sorun da yok. Çünkü;

ABDEST ALMALI MI?
Sorun olmasını istemeyenler haremlikselamlık metotlarını uyguluyorlar. Özellikle kadınların yüzme havuzunu görebilmek için kuş olup uçmak gerekir. Kadınlar havuzuna giden bir genç kızın anlattıklarına göre şu dekolte denilen şeyin kralı o havuzda var. Hem de sınır tanımayan cüretlikle! Elbette sosyal yaşam da var: Geceleri ilahiler... Özel olarak getirilen şarkıcılara eşlik etmeler... (Mesela 'Çile bülbülüm çile' şarkısı en popüler olanı. Bu şarkının 'Allah' bölümü defalarca tekrarlanıyor...) O dünyanın insanları öyle yaşıyor. Bu dünyanın insanı da böyle. Efendim bu güzelim koyda yüzenler arasında şu günlerde çok ciddi bir sorun. Birileri diyor ki; - Denizde yüzüyoruz, çıkınca duş alıyoruz. Abdest almaya gerek yok. Öbür grup ise deniz tuzlu olmaz. Duş yapmakla da olmaz diyormuş. Bu konuyu Yaşar Nuri hocaya soracaktım vazgeçtim. Çünkü o siyasi. Yorumu farklı olur. Ama ilk gördüğüm yerde Zekeriya Beyaz hocama soracağım: Denizde yüzdüm. Duşumu da aldım. Tertemiz olmuşken bir de abdest almama gerek var mı? Zekeriya hocamın cevabını da yazacağım ve Didim koyunun o muhafazakar insanlarını aydınlatacağım. Bu iyilikde benden olsun efendim!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Merhaba dostlar merhaba efendiler!   / 18-09-2005
 Doktorların kalbi taş mı?   / 11-09-2005
 Kedi her hastalığı iyileştirirmiş ama sahibini çok severse!   / 04-09-2005
 Prens dönerci kuyruğuna girer mi?   / 21-08-2005
 Bir kaşıkta 20 mantı olmalı yoksa o kız evde kalır!   / 14-08-2005
 Başkandan Sezen'e jest!   / 07-08-2005
 Annem tatilde kızdı başörtüsünü çıkardı   / 31-07-2005
 80'lik nine üstü açık Mercedes'le vın diye geçti   / 24-07-2005
 O kara gözleri tanıdım   / 17-07-2005
 Gençler kaymakam değil şoför olmak istiyor   / 10-07-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Zorla mı seyredelim yani?
Hiçbir kadın jinekolojik...
MEHMET ALTAN
Hiçbiryeristan ve Pan-hümanizm
Fikirlerin...
REFİK DURBAŞ
Çocukluğumu seviyorum, kedileri...
ÖNCEL ÖZİÇER
Hadi köyümüze geri dönelim
Büyükşehirlere göç edenler...
KAZIM KANAT
First Lady Semra Hanım'ın canı kiraz yemek...
TURGAY NOYAN
Gazeteciler yarıştı yelken dünyası...
'Türkiye'nin ilk sinema platosunu kuracağız'
'Türkiye'nin ilk sinema platosunu kuracağız'
Yeni filmi 'Organize İşler'i 150 kişilik bir ekiple 52 günde çeken...
TAV İzmir'e de temel attı
TAV İzmir'e de temel attı
Tepe-Akfen ortaklığı Atatürk ve Esenboğa'dan sonra üçüncü...
Avrupa Birliği'ni bölen peynir
İsviçre ve Fransa'nın gururu peynirler ortaçağdan beri keçi ve koyun sütünden...
Palamut podyumu lüfere bırakıyor
Havalar soğumaya başlarken geleneksel Marmara Denizi defilesinde palamutlar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.