kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Çetebaşına çevirmen başkan

Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada ve sunduğu 'Çözüm Raporu'nda dile getirilen görüşlerin pek çok kesimlerce tepki ile karşılanması kaçınılmaz. Özellikle 80 yıldır sığlaşa sığlaşa yamyassı bir gözlem çizgisi haline geleneksel devlet yaklaşımında olanlar 'vay hain vay' diye başlayan suçlamalarla milli ve vatani (!) görevlerini yerine getirdiklerine inanarak huzur içinde pek derin uykularını sürdürebileceklerdir.
Oysa Osman Baydemir teşekkürü hak ediyor.
Öcalan'dan daha iyi anlaşılabilir ifadelerle, çok açık biçimde hayallerindeki hedefi ortaya koyarak devletin sığ teşhisini çürütüyor, adeta 'sizin zannettiğiniz şeyi değil, başka bir şeyi istiyoruz' diye haykırıyor:
- Bu ne terör sorunudur, ne ekonomik sorun. Bu Türkiye'yi iki milletli bir ülke haline getirmegetirememe sorunudur!
Sahi böyle mi diyor?
Evet 'ilm-i siyaset'in diliyle aynen bunu söylüyor. Mevcut yasal çerçeve içinde yargı konusu olabilecek, hatta belediye başkanlığından alınmayı gerektirecek söyleme düşmemek için kelimeleri ustaca seçerek meramını herkesin anlayabileceği şekilde ortaya koyuyor. O kadar 'herkesin anlayabileceği şekilde' ki, başını kumun altında tutmakta inat eden devlet ve hükümet yetkilileri bile bilmezden gelemez. Peki 'bilmezden gelemezler' de bildiklerini beyan etme cesaretini gösterebilirler mi? Çoğu hayır! Zira Baydemir ve yoldaşlarının bu sivri talebini resmi bir müracaat gibi Avrupa Parlamentosu'na taşıttıranlar, sözde bölücülükle mücadele eden mekanizmalarımızdaki pek çok açgözlü zevatı da korkutmuş, sindirmiş veya maddimanevi kemik ile iştahlandırıp teslim almışlardır.
Baydemir'e teşekkür borçlu olduğumuzda ısrar ediyorum.
Abdullah Öcalan'ın kendine özgü 'tamlamalar' kullanarak yürüttüğü siyaseti berraklaştıran Baydemir aslında karakutuyu ardına kadar açıyor.
Öcalan belki 'derin aydın' görünmek istediği, belki 'büyük adam jargonu' üretme saplantısına kapıldığı, belki de sadece Türkçe'nin imkanlarına tam hakim olmadığı için karnındaki emelleri herkesin bir çırpıda anlayabileceği şekilde kalıba dökememektedir. Hatta belki de özellikle böyle bir söylemi seçerek sıkıştığında kıvırabilme kapısını açık bırakmak istemektedir.
Baydemir ise onun yolunda olsun veya olmasın, aslında Öcalan'ın bulanık söylemlerinin arasına sıkıştırdığı 'Türkiye'yi ikinci bir ulusla paylaştırma' tasarısına adeta 'tanım' değeri kazandırmaktadır.
Bizimkiler ne diyor?
- Mesele ekonomik geriliğin de desteklediği terör meselesidir.
Baydemir kökten itiraz getiriyor:
- Meseleye 'güvenlik-terör' ya da salt 'ekonomik geri kalmışlık' çerçevesinden bakılınca Kürt sorununun sosyal, siyasal, kültürel, hukuki boyutları görülmemektedir. Bu çerçevede her türlü silahlı çatışma stratejisi, silahlı eylem ve askeri yöntemlerin demokrasi ve barış girişimlerini sonuçsuz bırakarak derinleştirdiğine inanıyoruz.
Burada Baydemir'in benzeri Kürt kökenli siyasetçiler (?!) gibi, 'terör' kavramını kullanmayışını, 'silahlı eylem' ve 'silahlı çatışma' demeyi tercih edişini geçelim. Ancak sayın başkan bu sözleriyle, kendini 'bölücülük karşıtı kahraman' zanneden sığ teşhisçi geleneksel kadroların tamamına restini çekiyor; asıl neyi istediklerini, dağdaki çetelerin iç ve dış talimatla ortalığı neden karıştırdığını şu sözleriyle açıklıyor:
- Başta Anayasa olmak üzere tüm hukuksal ve idari mevzuatın kültürel ve siyasi farklılıkları yok sayan yasaklayıcı hükümlerden arındırılması, Kürtçe dilinin eğitim müfredatına alınması.
Bu ifadeler, kendisini Diyarbakır'da oturan bir eyalet başbakanı olarak hayal eden kişinin Türkçesi ile dile getirilmiş üst düzey bir bölücülük tanımıdır:
- Türkiye Belçika'daki Valon-Flaman ikili yapısına benzer iki uluslu bir devlet olana kadar sorun (yani terör kahpeliği) sürecektir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çağdaş fetvacı   / 22-09-2005
 Çapsız meleğin mumu   / 20-09-2005
 Baykal'la hasbıhalden   / 19-09-2005
 Yolsuzluk nasıl öğrenilir?   / 16-09-2005
 Ah bir de Ordu'yu özelleştirebilsek   / 15-09-2005
 Hasta Türk'ün töresi: Dosta şahin, düşmana güvercin   / 13-09-2005
 Ertuğrul Gazi huzurunda töreye ihanet   / 12-09-2005
 Kalan bağlar bizimdir   / 09-09-2005
 Oyun yutuculuğun dünü-bugünü   / 08-09-2005
 Telekom ve itiraf gibi düzeltme   / 06-09-2005
YILMAZ ÖZDİL
Hıristiyancı Hacı...
Bizim "ağır abi" köşe...
ÖMER LÜTFİ METE
Çetebaşına çevirmen başkan
Diyarbakır Belediye Başkanı...
UMUR TALU
Ne diyecektim, unuttum!
Burası "güncel...
FATİH ALTAYLI
Niye sadece Galataport'u eleştirdik!
İktidarda müthiş...
ERDAL ŞAFAK
1915'in üstünden tam 90 yıl geçti!
Ne zaman Ermeni...
Deklarasyon haksız, siyasi ve tek taraflı
Gül, karşı deklarasyona sert yanıt verdi: Türkiye, ek protokol...
İki liderin koltuk inadı sürüyor
Almanya'da seçimin "iki galibi" Merkel ve Schröder koalisyon için dün...
Bizler utandık sizde utanın
Bizler utandık sizde utanın
Sporda üst üste başarısızlıklar yaşanıyor. futbola şike-bahis...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu