Olağanüstü sonuçlar...
Meclis'in terör konulu olağanüstü toplantısını iktidar partisinin engelleme politikası, kendisi açısından olağanüstü sonuçlar doğurdu. Veya AK Partili bir milletvekilinin söylemiyle "kırılma noktası" yarattı. AK Parti yönetiminin direnişine rağmen, muhalefetin güç birliğiyle Meclis'i toplayabilme başarısının yarattığı sonuçları sıralamak gerekirse: 1- Muhalefeti birleştirdi: Muhalefetin birlikte hareket etmesi halinde, Meclis'te güç oluşturabileceğini kanıtlama olanağını verdi. Ana muhalefet partisinden ayrılan ve bir daha bir araya gelmeleri olanaklı görülmeyen, verdiği her önergeye burun kıvırarak bakan milletvekillerini dahi CHP'nin önergesi çevresinde bir araya getirdi. Bir eşiğin aşılmasını sağladı. CHP açısından sadece dış muhalefeti değil, iç muhalefet çatlağını giderdi. Yönetime tepkili olduğu için partisinin Meclis çalışmalarından uzak duran ve çatlak görüntüsü veren CHP milletvekillerini yapıştırdı. CHP yönetimine, milletvekillerini tam kadro Meclis'e getirebileceğini ispatlama şansı verildi. 2- AK Parti olmadan olmaz imajını yıktı: AK Parti olmadan Meclis'in toplanamayacağı ve karar alamayacağına ilişkin baskın inanç yıkıldı. AK Parti milletvekilleri bundan böyle Meclis'e gelmediği ve muhalefet işbirliği yaptığı takdirde, yasaların hükümetin istediğinden farklı çıkabileceğini gösterdi. 3- Biz istedik olacak dönemini kapattı: AK Parti milletvekillerinin, yasaların Meclis'e gelişi ve oylanışı konusundaki yakınmalarını giderecek süreci başlattı. Hükümetin, milletvekillerinin razı olmadığı bir yasayı, "öyle veya böyle bu yasa çıkacak" yaklaşımıyla Meclis'e getirme rahatlığına fren koydu. 4- Gidenlere güç verdi: AK Parti içinden kopup, ANAP ve DYP'ye geçen milletvekili arkadaşlarına güç verdi. "Bizim karşımızda konuşamazlar" yaklaşımını yıktı. Başta Anavatan lideri Erkan Mumcu olmak üzere, içlerinden ayrılıp giden arkadaşlarını AK Parti grubu dikkatle dinledi. Şimdi bütün bunlara bakıp; "Terörle mücadele milli bir meseledir, onun için böyle oldu" denilebilir. Ancak, olağanüstü toplantı için yeterli sayı bulunduğunda AK Parti kulisinde milletvekillerinin tavırlarına bakıldığında durum hiç de öyle değildi.
Şener'in yaklaşımı Öncelikle şu soru soruluyordu: "Neden terörle mücadele ile ilgili bir toplantıya karşı çıkıyoruz?" Verilen yanıtların AK Parti milletvekilleri üzerinde tatmin edici bir sonuç yaratmadığı da görülüyordu. Nitekim, bir grup milletvekili arkadaşıyla birlikte kuliste oturan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e, arkadaşlarının yönelttiği bu soruyu anımsattık: "AK Parti yönetimi neden olağanüstü toplantıya karşı çıkıyor?" Şener'in yanıtı şöyle oldu: "İnanın ben de bilmiyorum. Herhalde, parti büyüklerimizin, yöneticilerimizin bir bildiği vardır..." Bu yaklaşım sadece Şener'e özgü değildi. Birçok milletvekili, parti yönetiminden gelen olağanüstü toplantıya karşı çıkış gerekçesinin kendilerini tatmin etmediğini açıkça dile getiriyordu. Hatta, "Neden biz ön alıp toplantıya destek vermedik" sorusuna yanıt arıyorlardı. Yalçınbayır'ın da açıkça söylediği şu cümle birçok AK Parti milletvekili tarafından seslendiriliyordu: "Kıbrıs, Ermeni meselelerinde bu Meclis'ten ortak bildiri çıkmadı mı? Terör konusunda bir ortak bildiriyi buradan çıkarsak, daha faydalı olmaz mıydı? Kaybımız ne olurdu?" AK Parti kulisindeki konuşmalara bakıldığında şu söylenebilir: Kızılcahamam'da gelecek hafta sonu yapılacak toplantı epey tartışmaya gebe... Başta da söylediğimiz gibi olağanüstü toplantıya dönük politikası, AK Parti yönetimine olağanüstü sonuçlar doğurdu.
|