Baykal özelleştirmeye karşı değil ancak!..
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve kurmaylarından Mehmet Sevigen ve Mustafa Özyürek, Sabah yazarları ile cuma günkü öğle yemeğinde bir araya geldi. Yemekte siyasetten ekonomiye, AB'den insan hakları ve güneydoğu sorunlarına kadar geniş yelpazede CHP'nin düşüncelerini öğrenme fırsatı buldum. Kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine Baykal'ı çok azimli ve olası bir erken seçim için hazırlıklı gördüğümü belirtmek isterim. Sabah yazarları, her konuda Baykal'ı soru yağmuruna tuttu. Bir gerçeği itiraf etmeliyim ki Baykal, yağmur gibi gelen sorulara cevap vereyim derken kendisine gelen yemeklere dokunma fırsatı bile bulamadı. Baktım ki Baykal'a sorulan sorular ve cevaplar siyaset, AB ve Güneydoğu üzerinde yoğunlaştı. Oysa ben Baykal'ın Türkiye'nin makroekonomik göstergeleri, özelleştirme ve yabancı sermaye konusundaki görüşlerini merak ediyordum. Bir ara Deniz Baykal'ın ağzından Tüpraş özelleştirmesi ile ilgili birkaç sözcüğü duyduğumda bunu fırsat bilerek CHP'nin özelleştirmeye karşı olup olmadığını sordum. Baykal'ın cevabı kesin ve netti: "CHP özelleştirmeye karşı değil, ancak bu konuda belirlenmiş çizgilerimiz var. Yapılacak özelleştirme hukuka uygun olmalı, şeffaf olmalı ve ihale sürecinde kuşkuya sebep olabilecek en ufak bir idari hata olmamalıdır. Ayrıca AKP iktidarının ne var ne yok satalım felsefesini de benimsemiyoruz" dedi. Deniz Baykal'dan özelleştirmeye karşı olmadıklarını duymak açıkçası beni mutlu etti. Bizim de üzerinde durduğumuz şeffaflık ve ihale sürecine ilişkin hassasiyet Baykal'ın olmazsa olmazı idi. Baykal'ın yabancı sermayeye bakışını da çok merak ediyordum. Buna ilişkin soruma da aynı kararlılıkta cevap verdi: "Doğrudan yatırım için gelecek yabancı sermayeye, istihdam yaratacak yabancı sermayeye kucak açarız. Ancak rüzgâr gibi gelip, esip kavurduktan sonra ne var ne yok alıp götüren sözde yabancı sermayeye karşıyız." Doğrudan yatırım için gelecek yabancı sermaye diyorsunuz. Bundan şunu mu kastetmek istiyorsunuz? Yabancı sermaye gelsin sıfırdan bir yatırım yapsın. Mevcut kârlı şirketleri almasın. Bunu mu demek istiyorsunuz? Soruma Deniz Baykal'ın verdiği cevap: 'İster mevcut şirketleri alıp üretime devam etsin, ister yanı yatırım yapsın. Önemli olan yatırımdaki süreklilik ile üretim ve istihdama katkı sağlansın' şeklinde oldu. Deniz Baykal'ın konuşma sürecinde en çok dikkatimi çeken görüşü de şu oldu. 'AKP iktidarı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Uygulamalarında hukuka uygunluk ve devlet gelenekleri yok. Türkiye Cumhuriyeti'ne asla yakışmayan ama belki Recep Tayyip Erdoğan'a yakışabilen bir tutumla ülkenin idare edilmesinden rahatsızız' Deniz Baykal, "Büyük bir ekonomik krizden sonra şartların iktidar yaptığı AKP' nin en büyük şansı, AB süreci ve krizin etkilerinin ortadan kaldırılması için, zorunlu olarak bizim ve herkesin Erdoğan Hükümeti'ne destek vermesi gereğinden kaynaklanıyor" dedi ve ekledi: "Ancak artık AKP'ye halkın verdiği avans bitmiştir." Deniz Baykal, konuşması sırasında 2006 yılında ülke gündeminde seçim olacak, iktidar ise 2002'de olduğu gibi halkın bir sürpriz daha yapacağını söyleyerek CHP iktidarı mesajını vermeye çalıştı. Baykal, gerçekten iktidara talip ise, uygulanabilir ve inandırıcı bir program ile halkın karşısına çıkmalıdır.
|