Osman Amca'nın kulübesi Berlin'in simgesi oldu
Seçim havasına girmiş Almanya'da Berlin'deki parlamento binasının tepesindeki kocaman harflerle yazılı şu sözleri hatırlatmak istedik. "Halk; hükümet için değil, hükümet; halk için vardır." Sözün sahibi, Albert Einstein. Hepimiz biliyoruz ki; 20.yüzyılın dahisi Einstein, "Evrenin en anlaşılmaz özelliği, anlaşılabilir olmasıdır" diyerek geçen yüzyıla damgasını vurmuş. 1905 yılında yayınladığı üç yazı, bilimsel tarihin gidişini değiştirmiş. İzafiyet teorisi, maddeenerji ilişkisini veren ünlü e=mc2 denklemiyle enerji kütle arasındaki denklemi kurarak büyük devrimi gerçekleştirmiş. İşte bu yıl bu denklemin kurulduğu 100.yıl. Almanya, bu yıl Albert Einstein'in bu kuramının 100.yılını kutluyor. O yüzden Berlin'in doğu bölümündeki üniversitelerde, kütüphanelerde müzelerde Einstein var. Entellektüel kesim için her yer A ve E harfleriyle örülmüş. Bu haliyle Berlin insanı daha çok heyecanlandırıyor. Çünkü, Nazilerden kaçan bir bilim adamı, 10 yıldır ekonomisi teklediği için milliyetçilik ve ırkçılığın tırmandığı bir Almanya. Türkiye'nin dış ticaretinde birinci sırada olan bir ülke, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi. Ve bu ülkede yaşayan 2.5 milyon Türk. Yaşam biçimleriyle, kültürleriyle kendi dünyalarını Berlin'e taşımışlar. Almanya'da yaşayan 840 bin Türk ise Alman vatandaşı. Yarısı oy kullanıyor. Oy kullanan Türkler geleneksel olarak Sosyal Demokrat Parti'yi (SPD) seçiyorlar. SPD; Türklerin AB üyeliğini destekliyor. Türkler, başta Hristiyan Demokratlar Birliği olmak üzere tüm birlik partilerinin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan tavırlarını kendilerine karşı alınmış bir tavır olarak görüyorlar. Bu yüzden oy kullanacak Türkler, seçimde dengeleri değiştirebiliyor. Almanya'da yaşayan Türklerin 200 bini Berlin'de yaşıyor. Berlin'de "Küçük İstanbul" kurulalı yıllar olmuş. Almanya'daki 274 caminin 81 tanesi Berlin'de yer alıyor. Ama bir sorun var. AB'nin en büyük ekonomisi Almanya'da işsizlik her geçen gün artıyor. Berlin'deki Türkler arasında işsizlik yüzde 40'lara tırmanmış durumda. İşsizlik en ciddi sorun. Ama anlatacağımız olay ilginç. Almanların kılına bile dokunmadığı, politikacıların sürekli ziyaret ettiği "Osman Amca" etik duruşu ve kendi değerlerini savunma biçimiyle, Almanları bile etkilemiş. Osman amca, artık 80 yaşında . Yozgatlı. 1967 yılında taşı toprağı altın dedikleri Almanya'nın başkenti Berlin'in yolunu tutmuş. Kendi çapında işler yapmış, yılmamış ve "dünyada mekan ahirette iman" diyerek Berlin'i bölen duvarın dibinde bir köşeye, küçük bir kulübe kondurmuş. Gel zaman git zaman. Kimse sesini çıkarmayınca Osman amca kulübeyi büyütmüş, kabaklar dikmiş, domatesler yetiştirmiş. Ama olan olmuş, kıyamet kopmuş. 1989 yılında duvarlar yıkılınca Osman Amca'nın kulübesi de ortada kalakalmış. Tabii herkes şaşırmış. Çünkü Osman Amca'nın kulübesinin olduğu yer, Doğu Almanya'ya ait toprak. Doğu Almanlar, "kulübeyi yık" diye tutturmuş. Osman amca direniyor, "Ben Osmanlı'nın torunuyum. Kimse beni çıkartamaz" diye... Öyle bir mücadele başlamış, Osman Amca öyle bir direnç göstermiş ki, Batı Almanlar Osman Amca'ya destek vermiş . Doğu Almanlarla 1989 yılında Osman Amca'nın kulübesi için ortak bir anlaşma yapılmış, özel bir yasa çıkarılmış. Şimdi o kulübe yine aynı yerde ama bu kez duvar dibinde değil. Küçük İstanbul'un göbeğinde. Osman amca ise Berlin için bir simge. Kıssadan hisse...
|