Hain kim?
Oynadığı müsabakalarda 90 dakika aynı performansı göstermese de otorite tahminlerine göre ligin en iyi takımı Fenerbahçe... "Bu bir varsayımdır!" "Ya da bu kanaat için henüz çok erkendir!" diye düşünenler olabilir. Ancak çoğunluğun kanaati böyle tecelli etmektedir. Fenerbahçe'de bu olumlu rüzgarın yakalanmasına rağmen, camia henüz bunun keyfini sürme fırsatını bulabilmiş değildir. Bu keyfe ulaşamayışın bir numaralı nedeni Daum'un anlaşılmaz tavrı gibi gözükse de; Yeni çıkan Yıldırım-Kutlualp anlaşmazlığı Daum faktörünü gölgede bırakmıştır. Daha önce spor yöneticiliğinde hiçbir deneyimi olmayan Kutlualp'in sonraki performansı herkes tarafından bilinmektedir. Şüphesiz bu başarılı çalışmalarının kaynağında kendisini hiç tanımaksızın yönetimine alan Aziz Yıldırım yatmaktadır. Üç yabancı dil bilen Kutlualp'in transferdeki bu başarısı, kendi meziyeti olsa da bu meziyeti gösterme fırsatını ona veren Aziz Yıldırım'dır. Bu özet ışığında başkan Yıldırım kendi öne çıkardığı Kutlualp'in başarılarından rahatsız olmaz! Bu süreci aynen bilen Kutlualp'in de başkanı Yıldırım'a bir yanlışı olmaz. İşte o zaman varsayılan anlaşmazlıkta ' başka nedenler' ya da ' diğer unsurlar' aranmalıdır. Bize göre bu senaryoda ' diğer unsurlar' faktörü şimdiye kadar yazılıp çizilenlerden çok daha önemlidir. Hakan Kutlualp olayının başlangıç noktası, "sarı-laci" gecesinde tomurcuklanmıştır. Gecenin dağılımı sonrası, uzun saatler kalan yöneticilere ' sert' yapılması alınganlığa neden olmuştur. Akabinde Alex transferini Kutlualp'le gerçekleştiren Figer'in Swiss Otel'de noktalanan İstanbul seyahati, başkana 'yanlış servis' edilmiştir. Kutlualp'in kaydettiği, gazeteci Niğdelioğlu ile yapılan transfer konuşma kayıtlarının başkana 'maksatlı servisi' de sempati ve ilişkinin zayıflama anıdır. Celalettin Bilgiç ve bir iki yönetici ile gizli bitirilen Stephen Appiah transferinden Kutlualp'in haberinin olmaması, Newcastle kulübünden Anelka ile ilgili gelen faksın dış ilişkiler sorumlusu Kutlualp'e verilmesine tepki gösterilmesi ve bitirilen transfere kulüp CEO'su Levent Ersalman'ın 'uygulanmayan' kararı; Kutlualp'i başkanı ile ilişkide "çıkmaz sokağa" sokmuştur. İlişkinin, üçüncü şahıslar tarafından bu mecraya çekilmesine başkanın mani olmayışı; Kutlualp'in de başkanın diğer yöneticilerle yaptırdığı davete uymayışı ilişkiyi son noktaya getirmiştir... Bu anlaşmazlıktan başkanın, Kutlualp'in ve Fenerbahçe'nin hiçbir menfaati bulunmamaktadır. Yanlış istihbarat vererek Kutlualp'i devre dışı bırakmakta kimin menfaati görülüyorsa, Fenerbahçe'de havayı bozan bizce odur. Bu özet bize "Baba" filmindeki Marlon Brando'nun, büyük oğlunun ölümünden sonraki taziyeler esnasında kendisine yakışan tecrübesiyle "Uzlaşma için gelen kim ise hain odur" demesini hatırlatmaktadır. Fenerbahçe'de her şeyi çok başarılı götüren başkan Aziz Yıldırım'a yakışan yukarıdaki örnekte olduğu gibi işi karıştıranı bulmaktır.
|