|
|
|
|
|
|
Onlar "40"lık delikanlı
Yüzme, bisiklete binme ve koşmanın art arda yapıldığı triatlon, 40'lı yaşlardaki bir grup yöneticinin sağlıklı yaşam felsefesi. Her gün koşan, kulaç atan ve pedal çeviren "genç"ler adeta olimpiyatlara hazırlanıyor.
Triatlonla genç kalıyorlar
40'lı yaşlarında, iş hayatında en üst kademelere ulaşmış bir grup arkadaş her gün metrelerce kulaç atıyor, kilometrelerce bisiklete biniyor ve koşuyor. Amaçları ise sağlıklı bir hayat sürmek.
Yüzme, bisiklete binme ve koşmanın ardı ardına yapıldığı bir spor dalı olan triatlon, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yaştan "genç" tarafından tercih ediliyor. 1970'li yılların sonunda Hawaili iki gencin "kim daha hızlı yüzer, bisiklete biner, koşar" iddiasından doğan triatlon kısa sürede milyonları peşinden koşturmaya başardı. Türkiye'de de triatlonu bir yaşam biçimi haline getirenler var. Enka Spor Kulübü'ne bağlı olarak spor yapan, 40'lı yaşlarını geride bırakmış bir grup arkadaş için triatlon artık bir hobi olmaktan çıkmış. Yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen yarışlara katılan triatloncular, yarışlar başlamadan önceki dönemde haftada 4-5 km yüzüyor, 120-130 km bisiklete biniyor ve 10 km koşuyorlar. Bu grubun içinde yer alan 43 yaşındaki, IBM'in yazılım bölümünde yönetici olarak çalışan Server Tanfer ve Gilette Türkiye ve Akdeniz Bölgesi Genel Müdürü Emin Özkan triatlon sporunu Türkiye'ye tanıtanlardan. Milli bisikletçi olan Server Tanfer ve ortaokul yıllarından beri atletizmle uğraşan Emin Özkan, 1980'li yıllarda Boğaziçi Üniversitesi'nde okudukları yıllarda dergilerden triatlon sporunu keşfetmişler. Boğaziçi'nde havuz açılınca da daha dünyanın yeni yeni tanımaya başladığı bu sporu kendileri de yapmaya başlamış. İlk düzenledikleri yarış okul içinde 5 km koşma, havuzda metrelerce kulaç atma ve Sarıyer'e bisikletle gidip gelmekten ibaret olmuş. Türkiye'de ilk triatlon ise yine Tanfer ve Özkan'ın içinde bulunduğu grup tarafından 1986 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenmiş.
BÜTÜN KASLAR ÇALIŞIYOR Triatlon oldukça iddialı bir spor. Çünkü her biri zor birer dal olan üç sporu arka arkaya, gücünüzden hiçbir şey kaybetmeden yapmanız gerekiyor. Tanfer, triatlonun bu kadar çok ilgi görmesinin nedenini de iddialı bir spor olmasına bağlıyor: "Üç farklı dal olması birbirlerini olumsuz etkilediği anlamına gelmiyor. Hatta her birinde farklı kas gruplarının çalışıyor olması, tek bir kas grubunun yıpranmaması triatlonun ilerleyen yaşlarda da yapılmasını kolaylaştırıyor." Tanfer ve Özkan gibi arkadaşlarının da bu sporu tercih etmelerinin başlıca nedenlerinin başında da bu özellik geliyor. 40 yaşındaki ithalatçı Mutlu Atlı kışları yurtdışında maraton koşuyor, yazlarını ise Türkiye'de triatlon yaparak geçiriyor. "Yaştan dolayı atletizmde sakatlanmaya başlayınca triatlona başladım. Şu anda gençken olmadığım kadar formdayım. Bu spor sizi düzenli bir insan olmaya itiyor. Zamanınızı çok iyi kullanıyorsunuz, hayatta çok daha pratik olmayı öğreniyorsunuz. Bu yaştan sonra şampiyon falan olacak değiliz ama yaşıtlarımızın her türlü hastalığa maruz kaldığını gördükçe yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu ve devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum" diyen Atlı, bu yaşta bu formda olduğu için kendisini bulutların üstünde hissettiğini, bunun de gençlik aşısı gibi olduğunu sözlerine ekliyor.
AYAKKABININ ÖMRÜ İKİ AY Triatlon yapmaya başlayanlar genellikle, bu üç spor dalından biriyle gençliğinde yakından ilgilenmiş oluyor. Kimi eski milli bisikletçiyken kimi mili yüzücü. Yani bir sporu çok iyi yaparken diğer iki sporda da o kadar başarılı olmaları gerekiyor. Bu da en azından beş, altı yıllarını aldığı için bir triatloncunun başarılı olması 30'lu yaşlarını ve sonrasını bulabiliyor. Bu da diğer sporlarda pek görülmeyen "yaşlı" triatloncuların varlığını açıklıyor. Emin Özkan, triatloncuların da diğer pek çok sporcu gibi, düşmeleri durumunda yaralarının daha çabuk ve kolay kapanması için bacaklarını tıraş ettiğini söylüyor. Server Tanfer ise triatloncuların bir yıl içinde bisikletleriyle, arabalarıyla yaptıkları kadar kilometre yaptıklarına da dikkat çekiyor. Haftada kilometrelerce koşmaya ayakkabıların dayanma süresi genellikle 2-2,5 ay oluyor. En azından 4-5 bin dolar civarında olan bisikletlerin ise aşağı yukarı beş yılda bir değiştirilmesi gerekiyor.
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|