|
|
|
|
|
|
Beni 'Ferzan Hanım' diye çağıran bile var
- Siz İtalya'da da oyunculuk yapıyorsunuz. Oradaki çalışma koşulları ne kadar farklı Türkiye'den? - Çok büyük farklar var çünkü İtalya'da sinema bir sanayi. Bu sanayide çalışanlar da örgütlü, dolayısıyla insanları sabahlara kadar çalıştırıp "Dört saat sonra sete gelin" demek gibi bir lüksleri yok. İnsani koşullarda çalışılıyor.
- İtalya'da rol alacağınız yeni projeler var mı? - Ay sonunda bir televizyon filminde oynuyorum, onun çekimlerine gideceğim. Ekim sonunda da geçen yıl Floransa'da oynadığım tiyatro piyesini, 10 gün kadar da Roma'da oynayacağım. Ocak ayından itibaren provaya girecek bir müzikal teklifi de aldım ama henüz anlaşma imzalamadık.
- İtalyanlar sizi bu kadar severken, bizimkiler neden ısınamadı acaba? - Bence bunun özel bir açıklaması yok, aradaki kültür farkından kaynaklanıyor. Örneğin, Ferzan Özpetek'in "Karşı Penceresi"nin Türkiye'deki hasılatı çok büyük olmadı. Halbuki İtalya'da film sinema salonunda o kadar büyük bir kitleye ulaşmışken, televizyonda gösterildiğinde bile en büyük reytingi yaptı. Bu kadar popüler bir filmin oyuncusu olmak, sizi de popüler yapıyor tabii.
- Ferzan Özpetek'le anılmak sizi rahatsız ediyor mu? - Hayır çünkü her şey bir yana, o benim yakın dostum. Ama beni "Ferzan Hanım" diye çağıranlar bile var...
- Çok sakin duruyorsunuz, hep böyle misiniz? - Böyleyim çünkü hayatta öyle olmadık şeylerle karşılaşıyorsunuz ki, insan birtakım şeyleri tevekkülle karşılamayı öğreniyor.
- Hiç hırslarınız yok mu? - Bence hayat hırs yapmaya, hasetten çatlamaya gerek olmayacak kadar kısa.
|
|
|
|
|
|
|
|
|