| |
Burası Türkiye!
Ne 12 Eylül hakkında, ne Gamze Özçelik vakası üzerine ne de Hülya-Kaya boşanması hakkında tek satır yazı yazarım. Yazdıramazlar. Hülya-Kaya üzerine 456 haber çıktı, bir de benim kuş kondurmama lüzum yok.
12 Eylül'den bu tarafa 25 yıl geçmiş, taraflar her yıl olduğu üzere karşılıklı top atışlarını sürdürüyorlar. İşkence görenler "hesap sorulmalıdır" diyor, öteki taraf ise "Akan kan durduruldu, fena mı" şeklinde savunmada. Türkiye böyle bir memleketti o zamanlar, Baba'mız Demirel, "yollar yürümekle aşınmaz" deyince üniversiteliler gaza gelip yollara dökülmüşlerdi, bununla yetinmeyip silahla külahla birbirine kıymaya başlayınca, bu defa komutanlar "kesin ulen traşı" şeklinde devreye girdiler. Demokraside ne kaporta kaldı, ne motor! 12 Eylül'de üniversiteli olanlar torun tosuna karıştılar, popolardaki kıl tel kadayıfa döndü. Türkiye'de demokrasi var zannedenlerin üzerinden silindir gibi geçen emekli Org. Kenan Evren' in o vakitler ortaya koyduğu muazzam PİAR'cılığı bugün saygıyla anmak gerekiyor. 12 Eylül'den sonra memleketin bütün şehirlerinde düzenlenen mitinglerde halka " niçün " iktidara el koyduklarını etraflı bir şekilde anlatmış, sayıları 67 olan bütün vilayetlerin altın anahtarı kendisine sunulmuştu. "Netekim" neticede, 82'de hazırlanan darbe anayasasına da halkımız yüzde 98 ile " evet " demişti. Bizim gibi "hayır" diyenler ise iyot gibi açığa çıkmıştı. İstediğin kadar yırtın, havagazı!
Sanki şimdiki durum çok farkı! Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen " 6-7 Eylül Olayları " panelinde, uzmanlar konuşurken, dinleyiciler birbirini girmiş, sivil toplum kuruluşları birliği yönetici olduğu söylenen bir arkadaş, " Burada gerçekler çarpıtılıyor " deyince, bu fikre katılmayan başka bir arkadaş kendisine kafayı yerleştirmiş, ağız burun dümdüz! Sivil toplumcular bile bir panelde birbirlerine kafa atıyorlarsa, elden ne gelir?
Şu Gamze Özçelik etrafında dönen müptezel olayın gene hiç tutulacak tarafı yok, en güzel karikatürü Ramize Erer çizmiş. İki fingirdek aralarında konuşuyorlar. Biri şöyle diyor: "Eskiden erkekler ne kadar masummuş. Beraber olduğumuz bazı adamlar göğsümüzdeki bene kadar anlatırlardı. En fazla milletin diline düşerdik." Öteki şöyle devam ediyor: "Yaa.. Şimdi çok namussuz oldular. Cep telefonuyla çekiyorlar, internete düşüyoruz!"
|