| |
|
|
Siyasette "danışmanın" önemi
SEÇİM kampanyasının başlangıcında Başbakan Schröder'in ve tabii partisinin (SPD) puanı yüzde 27 idi. Şu anda yüzde 34'e yükselmiş durumda. Muhalefet lideri Bayan Merkel ve tabii partisi (CDU) yarışa yüzde 52 ile girdi. Şu anda yüzde 40'a gerilemiş durumda. "Biri" neden yükseldi? "Öteki" neden geriledi?
Schröder "hukukçu." Yıllarca avukatlık yaptı. Konuşma yeteneği yüksek. İkna gücü de öyle. Ve medyatik.
Bayan Merkel "fizik öğretmeni." Schröder gibi bir "konuşma ustası" değil. Ayrıca "Doğu Alman" kökenli. Hem "Batı'yı iyi bilmiyor." Hem "biraz soğuk... Medyatik değil."
Almanya'da bizdeki gibi "uzun seçim konvoyları... Büyük kalabalıklar... Meydan mitingleri" yok. Bazen "salon toplantıları" oluyor. Bazen de liderler ve adaylar "caddelerde" dolaşıyorlar, kahvelere, işyerlerine, Türklerin oyunu istemek için camilere gidiyorlar. Ve bazen de TV'ye çıkıyorlar.
Kampanya sürecinde Schröder ile Merkel iki kez "teke tek" TV'ye çıktılar. İkisinin de "mutlak galibi" Schröder oldu.
Bayan Merkel "danışman hatasının faturasını" ödüyor. Danışmanlarının onu "uyarması" lazımdı: - Schröder ile TV'ye "teke tek" çıkmayınız.
TV'de "yorgun... Yıpranmış... İstenmeyen" Schröder imaj tazeledi. Oyunu artırdı. "Yıpranmamış... Kamuoyu desteğine sahip... Yeni isim" bayan Merkel ise TV'de döküldü. Oy kaybetti.
"Danışmanlık" çok önemli bir kurum. Danışman, lideri "vezir" de eder, "rezil" de.
|