|
|
|
|
|
|
Rakıyı masaya yatırdık
Lezzet ustaları Aktüel Pazar için farklı marka rakıları test etti. İşte hoş bir sohbet ve zevkli testin sonuçları.
Milli içkimiz rakıdaki tekelin kalkmasının ardından 8 farklı türde rakı piyasaya çıktı. SABAH yazarları Ahmet Örs, Emre Aköz, Refik Durbaş ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Sirmen en iyiyi seçti.
Yeni üreticiler rakıda standardı değiştirdi
Sabah Gazetesi yazarları Ahmet Örs, Refik Durbaş, Emre Aköz ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ali Sirmen piyasada bulunan sekiz ayrı rakıyı test etti.
Ulusal rakı testi için soframızı Sultanahmet'te, nefes kesen bir İstanbul manzarasına sahip olan Cozy Balık Restoran'da kurduk. Tekel'in özelleşmesi ve rakı üretiminin serbest bırakılmasından sonra sayıları sekize ulaşan ve bir araya geldiklerinde rahatlıkla "kuzular" olarak nitelendirilebilecek Türk rakılarını da masanın üzerine serdik. Damak tadı, özellikle de içki konusunda deneyim sahibi yazarları da bir araya getirdikten sonra geriye rakıların tadılması kaldı. Tadım maratonu Yeni Rakı, Tekirdağ, Tekirdağ Sarı, Altınbaş, Kulüp, Burgaz, Efe ve Efe Yaş Üzüm olmak üzere sekiz rakıyla yapıldı. Soğutulan rakılar sırasıyla önce susuz, sonra da bire bir sulandırarak tadıldı. Tadım işlemine Cozy Balık Restoran'ın sahibi Yunus Kasrat eşi Fatoş Kasrat ve ağabeyi Nusret Kasrat da refakat etti. Rakılar görünüm, koku, tat gibi özellikleriyle dört konuk tarafından ilk turda sek, ikinci turda da birebir sulandırılarak tadıldı. Rakının ustaları hem eski göz ağrılarını, hem de yeni tatları, şişelerinden, kullanılan üzüme ve suyla olan karışımlarına kadar ayrıntılarıyla tartıştı. Finale ulaştığımızda geride sekiz rakı kapağı, 32 adet rakı kadehi ve hayli renkli bir sohbet kaldı. Lezzet ustalarına göre gecenin yıldızı Efe Yaş Üzüm'dü. İşte ustaların yorumlarıyla Türkiye'nin rakıları...
Ali Sirmen: "Türk halkı ilk deneyiminin tek deneyimi olduğunu düşünür."
Ahmet Örs: Herkesin önünde Yeni Rakı var. İsterseniz hiç vakit kaybetmeden başlayalım. Evvela koklayacağız. Burnunuza hiç üzüm kokusu geliyor mu? Sonra ağızda dolaştırıldığında dolgunluğu var mı, yoksa çok sıvı halde mi? Nasıl bir tat bıraktı? Ardından sulanmaya bakıyoruz. Grimsi bir beyazlık görüyorum ben. Süt beyazı değil.
Emre Aköz: Evet süt beyazı değil.
A. Örs: Sulandırıp kokladığımızda anason düzeyi nasıl? Veya başka bir koku geliyor mu? Sulandırıldığında daha fazla koku almamız gerekir. Bildiğimiz mihenk taşı Yeni Rakı.
Ali Sirmen: Türk halkı ilk deneyimin tek deneyimi olduğunu düşünür. Çünkü kafasında oturur.
A. Örs: Fakat bu sahte rakı felaketiyle bir bölüm rakıcı 'Atın ölümü arpadan olsun' diye yoluna devam etti. Ama bir bölüm rakıcı hiç değilse değiştirdi.
Refik Durbaş: Benim gibi...
A. Sirmen: Nasıl Rus ruleti oynuyorlardı biliyor musunuz? Altı şişe Yeni Rakı alıyorlardı, birini içiyorlardı. Ölmezlerse sıyırıyorlardı...
A. Örs: Büyük bir çoğunluk başka rakıları içmek zorunda kaldı. İlk zamanlar küfrederek içti, bir süre sonra ona alıştı.
Emre Aköz: Bu dediğinizi birebir ben yaşadım. O dönemde Burgaz ve Efe içtik.
A. Örs: Başlangıçta 'Hay Allah buna kaldık' diye bir tepki oluyordu.
E.Aköz: Bu oldu ama Efe de Burgaz da düzgün bir ürün piyasaya sürdükleri için o yüzden içtiğin rakı kötü bir rakı değildi.
A. Örs: O Yeni Rakı tadını ilk seferde bulamamanın verdiği bir rahatsızlık vardı. Ama bu üçüncü kez olduğunda damak ona alıştı. Geri dönenlerin bir bölümü Yeni Rakı'da eski mutluluğu bulamadı.
E.Aköz: Mesela ben onlardanım...
A. Sirmen: "Umudumuz Ecevit" diye seçilen Bülent Bey yıllar sonra geldiğinde aynı hikaye işte...
A. Örs: Sözüm meclisten dışarı aynen öyle...
R.Durbaş: Bir dönem de pek çok kişi Yeni Rakı'yı beğenmediği için Tekirdağ'a başladı. Ancak tatlı geldiği için vazgeçti, yeniden geri döndü.
A. Örs: Sürekli değiştirmek sağlıklı bir şey. Bu gün Burgaz içer, yarın Yeni Rakı içer, öbür gün Efe içer... Tekirdağ'a geçiyoruz.
A. Sirmen: Öbürü yaktı, tarumar etti... Bu arada ben bu Güneri'ye (Civaoğlu) çok kızıyorum. Ne zaman içki tadılsa beni çağırıyorlar. Kızların güzelliğine bakmak için Güneri'yi çağırıyorlar.
A. Örs: Ya da Hıncal Uluç
A. Sirmen: Ama Hıncal tarafsız uzman...
Cengiz Erdinç: Kasedi olduğu gibi çözeceğiz...
A. Örs: Olduğu gibi değil tabii!
A. Sirmen: Rengine dikkatinizi çekerim.
R.Durbaş: Renkte çok fark yok...
A. Sirmen: Yeni Rakı susuz içildiğinde fevkalade yakıcı. Bu daha yumuşak.
A. Örs: Ve hafif bir tatlımsılık damakta hissediliyor. Sulandırıldığında bana yumuşak içimli geldi.
R.Durbaş: Bu daha fazla genzimi yaktı sanki...
A. Sirmen: Eski Tekirdağ rakılarıyla şimdikiler arasında çok fark var.
A. Örs: Tekirdağ rakısı ilk yapıldığında taze üzüm suması çok daha fazlaydı. Tepkiler geldiğini duydum o zaman. Eleştirenler 'Rakı içtiğimizi anlamıyoruz, kaymak gibi gidiyor, şekerli' diyormuş. Onun üzerine 'Yeni Rakı'ya doğru çekin' diye emir gelmiş. Bu yüzden ilk halinden farklı bir rakı.
R.Durbaş: Tekel döneminde Tekirdağ rakısı yoktu. Yeni rakının etiketiyle satılır, seri numarası ayrı olur, etiketi altta olur. Tekirdağ rakısı o mu, yoksa bu mu?
A. Örs: Ne o ne bu. Tekel Trakya'da satın aldığı üzümden alkol üretirdi ve bunu kullandığı Tekirdağ fabrikasındaki rakı daha iyiydi.
Cengiz Erdinç
|
|
|
|
|
|
|
|
|