|
|
|
|
Onların kaderini medya değiştirdi
Kimi estetik ameliyatla yeniden doğdu, kimi jet hızıyla evlenip boşandı. TV programlarıyla hayatları değişen kadınların öyküleri İstanbul Bienali'nde.
Fazilet Dünüroğlu "Bambaşka Biri" adlı reality şova katıldı, bir dizi estetik ameliyat geçirerek genç kız görünümüne kavuştu. Meral Etgin ise "Kadının Sesi" programında eş buldu ama evliliği cehennem oldu...
SES GETİRECEK Bu kadınlar, 9. Uluslararası İstanbul Bienali'ne katılan İngiliz sanatçı Phil Collins'in video çalışması için bir araya geldi. Yolları medyayla kesişen 30 kişinin hayatını konu alan "Gerçeğin Geri Dönüşü" adlı proje çok ses getirecek. Sıradışı öykülerin sahipleri Aktüel Pazar'a anlattı...
Bir gün televizyona çıktılar hayatları değişti
Bir televizyon programına katıldım ve artık hayatımda hiçbir şey eskisi gibi değil... Çok satan bir romanın ilk cümleleri gibi değil mi? Ancak bu sözler, reyting rekorları kıran reality şovlara katıldıktan sonra hayatları baştan sona değişen Fazilet, Nuray, Gönül ve Meral'in yaşadıklarını çok iyi yansıtıyor. Bu yıl 9.'su gerçekleştirilecek Uluslararası İstanbul Bienali sanatçılarından Phil Collins'in Deniz Palas'ta gösterilecek video projesinin teması bu... 17 Eylül'de başlayacak bienalin en ilgi çekici projelerinden "Gerçeğin Geri Dönüşü" adlı bu video ve fotoğraf enstalasyonu (önceden videoya çekilen röportajların bienal boyunca birkaç ekrandan gösterimi) reality şovlara katılmış kişilerin hayatlarında ne tür değişiklikler olduğunu konu alıyor. Hayatı mercek altına alınan bu 30 kişinin çoğu kadın. Bilgi Üniversitesi stüdyolarında altı kadınla birebir görüşüldü, videoya kaydedildi.
TEMA İSTANBUL Bienale iki ayrı projeyle katılan İngiliz sanatçı Phil Collins, projelerinde yüz yüze iletişim kurarak çalışmayı tercih ettiğini vurguluyor. Genellikle etkinlikler düzenleyerek, canlı performanslar yaparak dünyanın sorunlu bölgelerinde yaşayanlarla iletişime geçiyor. Belfast, Bağdat, Filistin, Makedonya, Kosova, San Sebastian, Kolombiya ve New York gibi farklı bölgelerde yaşayan ve projeler gerçekleştiren Collins, röportaj ve belgeselcilik kalıplarını kullanarak yaptığı fotoğraf ve yerleştirmeleriyle tanınıyor. Bilindiği üzere bu yılki bienalin teması "İstanbul". Sanatçı, bu projenin bienal ile ilişkisini ise şöyle anlatıyor: "Ben tam bir televizyon bağımlısıyım. Günde 6 saat televizyon seyrediyorum. Reality şovlar da televizyonların baş tacı ettiği programlardan. Özellikle son 5 yıldır bu şovların starlarıyla yatıp kalkıyoruz. Ancak şov sona erdiğinde bu kişilerin bir daha ne yüzlerini görüyoruz ne de haber alıyoruz. Ben bu insanlara sonrasında ne olduğunu çok merak ediyorum. Bienale davet edilmiştim ve ocak ayında İstanbul'a geldim. O sırada herkes "Size anne diyebilir miyim?" adlı programa kilitlenmişti. Buradaki genç erkeklerin evleneceği kıza anneleri karar veriyordu. Bu tamamen Türkiye'ye özgü bir format. Bu programı İngiltere'de yapamazsınız. Ama burada sosyal ve ekonomik statüsü ne olursa olsun herkes deliler gibi bu ucuz programa kilitlenmişti. Ben de böyle bir video projesi hazırlayarak bienale katılmaya karar verdim. Televizyonun hayatımızı nasıl etkilediği ve bu programların görmediğimiz yanlarının neler olduğuyla ilgili bir şeyler yapmak istedim. Ocak ayından beri de üzerinde çalışıyoruz." Bienalden sonra Londra Tate Gallery ve New York'ta gösterilecek "Gerçeğin Geri Dönüşü" adlı video yerleştirmesiyle neyi amaçladığı sorulduğunda Collins; "Aslında gayet açık. Ben bir şeylerin altını çizmek, bu iyidir bu da kötüdür gibi bir şey söylemek istemiyorum. Bu programlara katılmış insanları bir araya getirerek onlara öncesinde ve sonrasında neler olduğunu anlatmalarını istiyorum" diyor. Röportajların iki güne bölündüğü bu çalışmanın ilk gününde "Bambaşka Biri" adlı reality şova katılmış üç kadınla röportajlar yapıldı. Biz de bu röportajlar öncesinde Fazilet Dünüroğlu, Nuray Şeker ve Gönül Yılmaz'la konuşma fırsatı bulduk. Bu programın formatı şu; dış görünümlerinden memnun olmayanlar estetik operasyonlarla yeni bir görünüme kavuşuyor. Programa katılan üç kadın da, hayatlarının tamamen değiştiğini söylüyor.
YENİDEN DOĞDULAR Bu programa yaklaşık bir buçuk yıl önce katılan Fazilet Dünüroğlu (47), içlerinde en büyük değişimi yaşamış olan kişi. Eşiyle birlikte tekel bayisi işleten Dünüroğlu'na, ruh halinin çok kötü olduğu bir dönemde bu televizyon programı adeta hızır gibi yetişmiş. Tekel bayileri iki kez soyulan ve oğlu evlenerek Amerika'ya yerleşen Fazilet Dünüroğlu girdiği bunalımdan kurtulmanın çarelerini arıyormuş. Tam bu sırada gazetede bu programa katılacak kişiler arandığını görmüş ve hiç tereddüt etmeden aramış. "Amacım yeniden doğmaktı ve bu program benim yeniden doğmama sebep oldu" diyen Dünüroğlu'nun hayatı farklı bir kulvarda ilerlemeye başlamış. Ameliyatla göz kapakları kaldırılan, yüzü yeniden şekillendirilen ve göğüslerine silikon takviyesi yapılan Dünüroğlu, 3 hafta sonra eşinin bile kendisini tanımakta zorlandığını anlatıyor: "Öncesinde yaşamıyor gibiydim. Ameliyatlar sonrasında hayatım tümden değişti. Eşim bile gözlerine inanamıyordu ve faltaşı gibi açılmış gözlerle dönüp dönüp bana bakıyordu. Dükkanda eşimle birlikte oturuyoruz, tanıdıklar 'Abi eşiniz ne zaman gelecek?' diye soruyorlardı ona! Yolda gören herkes de beni tebrik ediyordu." Fazilet Dünüroğlu'nun hayatındaki olumlu değişiklikler halen devam ediyor. Onun gibi hayatları bu program sonrasında değişen iki kişi daha var. Nuray Şeker (32) de bu programa aynı dönemde katılmış. Özellikle burnundan şikayetçi olan Şeker, gazetede ilanı görüp hemen programa başvurmuş. Bir ay içinde de yeni bir yüze kavuşmuş. "Burnumdan çok şikayetçiydim, bu yüzden aşırı makyaj yapardım. Ama yüzüme estetik yapıldıktan sonra artık hiç makyaj yapmıyorum" diyen Şeker'in burnu dışında yanakları ve çenesi şekillendirilerek dişleri yenilenmiş. Genç kadın "Hayatımda en çok istediğim şey ablama benzemekti. Bu ameliyatlardan sonra herkes beni ablam sanmaya başladı. Ablamın arkadaşları bile bazen bizi karıştırıyorlar" diyor. Gönül Yılmaz (23) da "Bambaşka Biri" adlı programa katılmayı uzun süre düşünmüş ancak cesaret edememiş. Ancak bir gün tüm cesaretini toplayıp başvurmuş. O da bir seri yüz operasyonundan sonra tamamen farklı bir yüzle çıkmış sevdiklerinin karşısına. "Herkes beni cesaretimden dolayı tebrik etti. Çok olumlu şeyler söylediler. Beni sokakta bazen şarkıcı Hatice'ye benzetenler bile oluyor" diyen Gönül Yılmaz, şimdi çok mutlu olduğunu gizlemiyor.
JET HIZIYLA EVLENDİRİLDİ Ancak video projesinde, reality şovlara katıldıktan sonra hayatı 'olumlu' yönde değişmeyen kadınlar da var. "Kadının Sesi" adlı programa katıldığı için çok pişman olduğunu söyleyen Meral Etgin (47) de, "medya mağdur"u kadınlar arasında. Bir genç kız annesi olan Etgin'in başından beş evlilik geçmiş. Dördüncü evliliğini ise canlı yayında "Kadının Sesi" adlı programda yapmış; "Ben bu programları saçma bulurdum. Emekli olmuştum. Bir gün Yasemin Bozkurt'un programını seyrediyordum. Gayet düzgün görünen bir adam, evlenebileceği bir kadın arıyordu. Benim de aklıma yattı ve hemen aradım. Direkt programa bağladılar" diyor. Etgin'in asıl hikayesi de bundan sonra başlıyor. Programa davet edilmiş ve üç gün içinde de bu kişi ile evlendirilmiş. Hemen evlendirilmeye karşı çıkmış ama program yapımcılarını ikna edememiş. "Yasemin Bozkurt ve ekibine güvenerek hakkında hiçbir şey bilmediğim bu adamla evlendirildim" diyen Etgin'in başlarda çok güzel giden evliliği bir süre sonra çatırdamaya başlamış. Çünkü evlendiği kişi çalışmıyor, evin geçimine katkıda bulunmuyormuş. Jet hızıyla evlenen Etgin'in boşanma süreci ise sancılı geçmiş ve yedi ay sonra eşinden ayrılmış. Programın yapımcısı Yasemin Bozkurt'un onu bu süre boyunca 9 kez ekrana çıkararak kullandığını ve hiçbir şekilde çözüm yaratmadığını, olayları daha da çetrefilleştirdiğini söylüyor. Hayatı alt üst olan Etgin; "Bu programa katıldığım ve evlendiğim için çok pişmanım. Maddi manevi zarara uğradım. Yasemin Bozkurt'a o zaman çok beddua ettim ve hepsi tuttu. Bu tip programlarda insanlar reyting uğruna oyuna getiriliyor" diyor. Medya yüzünden kaderleri değişen iki kadın daha var, bu bienal çalışmasında.... Ancak yakınları tarafından tacize ve şiddete uğrayan, fuhuşa zorlanan bu iki kadınla yapılan röportajlar güvenlik nedeniyle Türkiye'deki video yerleştirmesinde gösterilmiyor. Daha sonra Londra Tate Gallery ve New York'taki sanat etkinliklerinde diğerleriyle birlikte gösterilecek. Röportajlar Türkçe olarak Hüseyin Karagöz tarafından yapılıyor. Phil Collins'e yardımcı olan Karagöz, eskiden reality şovlar hazırlayan bir yapım şirketinde çalışıyormuş. Bu yüzden de mağdurlara ulaşmak, Collins açısından çok zor olmamış. Yurtdışındaki gösterimlerde ise bu röportajlar İngilizce alt yazılı olarak gösterilecek. Collins'e projede büyük destek veren Hüseyin Karagöz güvenlik açısından gazete röportajı vermeyi reddeden iki kadın hakkında bize şu bilgileri verdi: "Bu kadınlar, hayatları boyunca fuhuşa zorlanmış, tacize ve çeşitli haksızlıklara uğramış. Televizyon programına da bu kişilerden öç almak ya da onlara zarar vermek isteğiyle katılmışlar. Bütün bu yaşadıklarını dünyaya haykırmak isteği ön plana çıkıyor."
|
|
|
|
|
|
|
|
|