Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni başkanlığındaki heyet, İstanbul'daki temaslarına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile başladı.
Gözden geçirme görüşmeleri kapsamında İstanbul'a gelen IMF heyeti, TMSF'nin Esentepe'deki binasında, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ve bazı Yönetim Kurulu üyeleriyle biraraya geldi.
Heyet, TMSF'deki temaslarının ardından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Bankalar Birliği yönetimi ile görüştü.
Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Satıcı, ''Bu programın (IMF) başarılı giden yanı; Türkiye'nin mevcut, biriktirdiği değerleri küresel sermayeye devretmesine gerçekten yardımcı oluyor'' dedi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni başkanlığındaki heyet, Türkiye İhracatçılar Meclisi yönetimiyle çalışma yemeğinde bir araya geldi.
IMF heyeti üyelerinin ayrılmasından sonra gazetecilere açıklama yapan Satıcı, heyet üyelerine, her zaman olduğu gibi Türkiye'nin üretici ve ihracatçı tarafında nelerin olup bittiğini ve IMF'nin uyguladığı programın Türkiye'ye neler kazandırdığını, neler kaybettirdiğini aktardıklarını söyledi.
Türkiye'de üretici sektörlerin sıkıntı çektiğini, maliyetlerin üretici aleyhine dönüştüğünü ve artık Türkiye'de her geçen gün üretici olmanın daha zorlaştığını anlattıklarını belirten Satıcı, enflasyonun düşüyor olmasına karşın reel faizlerin hala yüksek olduğunu da aktardıklarını anlattı.
Satıcı, normalde düşük enflasyonlu ülkelerde sermayenin mal ve hizmet üreten sektörlere kaydığını, ama Türkiye'de mal ve hizmet üreten sektörlerin kar vaat etmediğini, hala yüksek reel faizle bono ve tahvil piyasalarının kar vaat ettiğini, yerli ya da yabancı olsun, sermayenin bu tarafa kaydığını ve üretim cephesini zorladığını anlattıklarını aktardı.
''IMF'YE ANLATAMADIK...''
İhracat rakamlarının imalat sanayi endeksiyle örtüştüğünü ve ihracattaki kırılmanın imalat sanayiine de yansıdığını, değerli YTL'nin Türkiye'nin gelir dağılımını ciddi biçimde bozduğunu dile getirdiklerine dikkat çeken Satıcı, tekstille ilgili de görüşlerini heyete aktardıklarını belirterek, sektördeki ihracat rakamlarının yükseldiğini ve orada iyiye doğru bir gidişin olduğunu heyet üyelerinin kendisine anlattığını söyledi.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, şöyle devam etti: ''Biz de Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün ABD, Avrupa, 50'yi yakın ülke, Dünya Ticaret Örgütü ve AB Komisyonu'nu da razı ederek Çin'le mücadele edebildiğini, ama maalesef IMF'ye Türkiye'nin dertlerini, sıkıntılarını, sektörlerin dertlerini, sıkıntılarını anlatamadığını anlattık. Yabancı yatırımcıların da Türkiye'ye doğru gelirken mal ve hizmet üreten sektörlere gelmek yerine bankacılık, iletişim, enerji ve telekomünikasyon sektörlerimize yoğun ilgi duyduğunu, Türkiye'nin Cumhuriyet Tarihi boyunca ürettiği en önemli değerleri öncelikle almak istediğini, doğul bir süreç olarak almak istediğini aktardık.
Ve özellikle de uyguladıkları programın çok doğru olduğuna inanan arkadaşlara (Buradaki başarı bizim başarımızdır) ifadelerini destekleyecek biçimde... Evet bu programın başarılı giden yanı; Türkiye'nin mevcut, biriktirdiği değerleri küresel sermayeye devretmesine gerçekten yardımcı oluyor.''
IMF heyetine enerji fiyatları üzerindeki vergi yükünü de anlattıklarını ve heyet üyelerinin bundan önceki görüşmelerde vergi yükünü pek göremediğini, kendilerini bu konuda bilgilendirdiklerini dile getiren Satıcı, Türkiye'de son 2 yılda enerji fiyatlarının 17 kez zam gördüğünü, ciddi artışlar olduğunu konuk heyete gösterdiklerini söyledi.
''Zaten bu kadar çok şeyi gördükten sonra Türkiye'de üretici olmanın ne kadar zor olduğunu anlamamaya imkan yok'' diyen Satıcı, ihracat kadar ithalatı da analiz ettiklerini ve hammadde ve ara malı ithalatının Türkiye'nin üretici hücrelerini öldürdüğünü söylediklerini kaydetti.
''HEPSİ İNSAN OLARAK İYİ...''
Satıcı, şöyle dedi: ''Bu anlattıklarımızı anlamamalarına imkan yok. Bunu anlayıp da buraya çözüm getirmelerine de imkan yok. Bu bir anlayış meselesi. Toplantıya girmeden önce bir arkadaşım bana sormuştu (Lorenzo nasıl?) diye... Kahkonen, Rıza Bey, aslında hepsi insan olarak iyi, değişik karakterleri var, ama düşünceleri hep aynı, bir kurumsal misyonla hareket ediyorlar. O misyondan ayrılmadan-belki akılları, gönülleri farklı istese de-bu kurgu üzerinde devam ediyorlar. İsmi Ahmet olmuş, Mehmet olmuş pek bir şey ifade etmiyor. IMF'nin programı alabildiğince hızıyla Türkiye'de hızlı ve çok hızlı değişimlere sebebiyet veriyor.''
Satıcı, bu dönemde sermayenin Türkiye'ye doğru ilgisinin mal ve hizmet sektörleri değil, Türkiye'de 81 yılda biriktirilmiş, Türkiye'de geniş pazarları olan alanlara doğru kaydığına işaret etti.
Küresel sermayenin, uluslararası sermayenin bu yatırımları alıp almamasının konu olmadığını, aksine sermayenin de gelirken, Türkiye'deki hazır ve mevcut işlere geldiklerini söyledi.
''ÜRETİCİ KISMINDA SIKINTI...''
IMF'nin Türk ekonomisine bakışını sorun bir gazeteciye de Satıcı, şu yanıtı verdi: ''Onların Türkiye ekonomisine bakışı pozitif, böyle olması da çok doğal. Türkiye'de fotoğrafın bütünlüğüne baktığınızda makroekonomik dengelerde, belirli alanlarda ekonominin iyi gittiğini söylememek mümkün değil. Gerçekten iyi giden taraflar var. Her zaman ısrarla söylüyoruz, bu ekonomi yönetimi bir bütün, tek bir fotoğraf... Üretici kesimini oluşturan bölümde sıkıntılar var. Türkiye'de mal ve hizmet üretiminin hareketli olduğu, ekonominin bu alanda hareketli olduğu bölüm ciddi sinyaller veriyor. Bu büyüklük ne olursa olsun, genel bütün içerisinde bir sıkıntı. Mutlaka burada düzenlemelerin yapılması ve adaletin sağlanması gerekiyor. Siz bir tarafta kar vaat ederken, diğer tarafta zarar, üzüntü, sıkıntı ya da karsızlık vaat edemezsiniz.Aradaki bu adaletsizliğin mutlaka kaldırılması lazım. Biz işadamıyız, üzüm yemek, beraberinde Türkiye'yi Türk insanını zenginleştirmek, yaşam standartlarını yükseltmek... Bunun da tek yolu özellikle Türkiye'nin üretim temelinde büyümesi.
Burada kazayla dahi olsa Türkiye'nin üretimini sıkıntıya sokacak, üretimden çıkartacak, burayı iyice deforme edecek yolda olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Değerli YTL, Türkiye'nin üretim hücrelerini törpülüyor, deforme ediyor, yok ediyor. Bunları biz bugünden söylüyoruz. Yarın yok olduğunda asıl acısını çekeriz.''
TİM Başkanı Satıcı, bir başka soru üzerine de IMF'nin Türkiye için sadece ve sadece danışman ve referans olması gerektiğini, ancak bir çok kavramın karıştırılmasıyla paralel olarak, IMF'nin de farklı bir yere oturtulduğunu kaydetti.
IMF'nin de Türkiye'nin yarattığı atmosferle aynı psikolojiye girdiğini aktaran Satıcı, ''Bugünkü toplantıda Lorenzo, programın başarısıyla kendi şahsi başarısını dahi birbirine paralel tutabiliyor.Bu böyle değil. Bu bizim işimiz. Bunun bedelini Türkiye'de yaşayan insan ödeyecek. Şu andaki bedelini biz ödüyoruz. IMF'nin bize ödediği... IMF'nin (Şurada hata olursa şu kadar param yanar) bir durum söz konusu değil'' diye konuştu.