|
|
|
|
|
|
Ultrason en kesin sonucu verir, idrar testi yanıltır
Gebelik, bir kadının hayatındaki en ciddi dönüm noktalarından biri. Hamilelik boyunca yaşanan strese gebelik testlerinin sonucunu bekleme süreci eklenince, hasta-doktor ilişkisi daha da önem kazanıyor. Farklı test yöntemleri olduğunu belirten uzmanlar, bu testlerden bazılarının yanıltıcı olabileceğini ve kesin sonucun ancak ultrasonla alınabileceğini söylüyor
Alman Nişantaşı Kliniği Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökmen İyigün, gebelik testini anlattı:
Gebelik testleri en çok kimleri heyecanlandırır? Aslında gebelik testlerinden heyecanlananlar iki gruba ayrılır. Birinci gruptakiler çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerdir. Özellikle bu çiftler uzun zamandır çocuk sahibi olamayıp kısırlık tedavisi görenler olursa, sonuçları tüm yakınlarıyla birlikte heyecanla beklerler. Pozitif sonuçları zafer çığlıklarıyla karşılarken, negatif sonuçları bir yıkım gibi algılarlar. İkinci grup ise, şüpheli bir ilişki sonucunda, istenmeyen olası hamilelik riskini ortadan kaldırmak için test yaptıranlardır. Bu gruptakilerden evli olmayan ve özellikle genç yaştaki kadınlarda, heyecanla birlikte derin bir kaygı vardır ve test sonucundan emin olmak için aynı soruları defalarca sorarlar. Hatta test sonuçlarını farklı laboratuvarlarda kontrol ettirenlere de rastlıyoruz. Aslında gebelik testlerinin altında yatan heyecan kaynağı, kadın için çok önemli ve özel bir duygu olan çocuk sahibi olmaya ve onun sonucunda oluşabilecek sosyal ve ruhsal reaksiyonlara bir ön tepki gibi görünmektedir.
İDRAR TESTİ RİSKLİ Gebelik testleri yanlış sonuç verebilir mi? En kesin tanı nedir? En büyük yanılma payı idrarla yapılan testte bulunur. Test, hormon idrarda uygun seviyeye çıkmadan yapılmışsa, bozuk ya da günü geçmiş kitler kullanılmışsa, kimyasal gebelik dediğimiz bir gebelik oluşmuş ama bebek canlılığını yitirmişse, ya da kısırlık tedavisinde kullanılan birtakım ilaçlar kullanılmışsa, yanlış sonuç çıkabilir. Ayrıca erken gebelik haftasında test için aşırı su içip idrar sulandırılırsa testin yanılma payı artar. Kan testinde yanılma payı hemen hemen yok gibidir. Ancak orada da test gebelik gösteriyorsa, gebeliğin normal bir gebelik mi; yoksa dış gebelik, anormal gebelik, düşükle sonuçlanacak kimyasal gebelik mi olduğunun, uygun zamanda ultrasonla değerlendirilerek tespit edilmesi gerekir. Ultrason testi ise, kanda tespit edilen B-HCG hormonu 1000-1500 IU/L civarında olduğunda, vajinal ultrason da 5000IU/L ve üzerinde ise, karından uygulanan yöntemle gebelik kesesinin görüntülenmesine dayanır. Hemen hemen kesine yakın normal gebelik tanısı koydurur. Artık gelişmiş ultrasonlar sayesinde, vajinal yöntemle âdet günü 5- 7 gün geçen kadınlara gebelik tanısı konulabiliyor.
ERTESİ GÜN HAPLARI Şüpheli bir ilişkinin ertesi günü yapılan gebelik testlerinde tanı konulabilir mi? Şüpheli bir ilişkiden sonraki gün gebelik testlerinin herhangi birisinin yapılmasının hiçbir anlamı yoktur. Böyle bir durumda, istenmeyen gebelikten kaçınmak için ertesi gün hapları veya rahim içi araçlar kullanılmalı. En erken gebeliğin tespiti âdetin 21.-22. gününde, kandaki gebelik hormonunun tespitiyle mümkün olduğundan, kan testi âdetin 21.-22. gününe ertelenmelidir.
Peki ertesi gün yöntemlerinden sonra test yaptırılmalı mı? İstenmeyen gebeliklerin önlenmesinde 2 yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlardan biri ertesi gün hapları, diğeri de şüpheli ilişki sonrası rahim içi araç (spiral) kullanılması. Herhangi bir korunmasız ilişkide hamile kalma riski yüzde 8 iken, ertesi gün hapıyla bu risk yüzde 2'ye düşer. Rahim içi araçlar ilişkiden sonraki ilk 5 gün içinde uygulandığında ise, başarısızlık şansı binde bir olur. Rahim içi araç kullandıktan sonraki âdet normal âdet gibi değilse, test uygulanmalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|