kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Hasandede Şarapları...

Cumartesi günkü "Bölünürmüşüz... Sahi mi?" başlıklı yazımda, Devlet Planlama Teşkilatı'nın insanı ürperten "Bölgesel Eşitsizlik Raporu"ndan söz etmiştim...
Türkiye'nin istatistiklere göre en kalkınmış ili Kocaeli ile en geri kalmış ili Ağrı arasındaki kişi başına gelir farkı on bir misliydi...
Kocaeli'nde kişi başına 6 bin 165 dolar düşerken, Ağrı'da bu rakam sadece 568 dolardı. Üstelik, Türkiye'nin "en kalkınmış ili" gözüken Kocaeli, AB'nin en geri kalmış bölgelerinin ancak yarısı bir kalkınmışlığa sahip...


DPT'nin raporu bizdeki "bölgesel kalkınma planlarının" neden başarıya ulaşamadığını da derinlemesine analiz ediyor...
Halbuki, AB bu işi başarıyla çözmüş... Nitekim, Cumartesi günkü yazıda onu da anlatıp "Türkiye'yi bir sömürge olarak yöneten zihniyetin ağır tahribatını AB gidermeyi" hedefliyor diyordum...
Yazının daha mürekkebi kurumadan dünkü Hürriyet Gazetesi'nin ilavesinde Cahit Akyol'un, AB zihniyetini somutlaştıran bir örneği haber yaptığını gördüm. Haberde, Kırıkkale'nin altı bin nüfuslu, beş yüz yıllık Alevi köyü Hasandede'nin "bağcılığının" AB tarafından nasıl geliştirildiği hikaye edilmekteydi...
Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye'de işgücünü daha nitelikli hale getirmek için yirmi beş bin kişiyi kapsayan, 32 milyon euro'luk bir program yürütmekte...
Hasandede Köyü, altı ay evvel hazırladığı "ev şarapçılığı" projesiyle, bu programdan 163 bin 750 euro'luk hibe kazanmış. Proje gereği her yaştan iki yüz bağ sahibi, evde kaliteli şarap yapmanın sırlarını öğreniyor, üstüne de ayda 150 milyon alıyorlarmış... Kurs görenlerin en genci 18, en yaşlısı 84 yaşındaymış...


Kurslara iki yüz kişi katılıyormuş. Haftanın iki günü ikişer saat, dört grup olarak ders görüyorlarmış... Son grup da "bağ eğitimi" aldığında, bir sonraki aşamaya geçilecekmiş. Hep birlikte "evde şarap yapım tekniklerini" öğreneceklermiş...
Hasandede Köyü aslında ne bağcılığa ne de şarapçılığa yabancı değilmiş... Yörenin kendine özel "Hasandede üzümü" varmış. Hasandedeliler, bu üzümün hem beyazından, hem de siyahından pekmez üretiyorlarmış... Şarap da varmış ama ilkel yöntemlerin kullanılması, piyasaya yönelik bir hedef taşımaması, zaman içinde köyü ekonomik zorluğa düşürmüş... Göç başlamış ve işsizlik yüzde otuza yükselmiş. Neyse ki, SHP'li Belediye Başkanı Malik Ejder Coşkun, Ziraat ve Fen İşleri Müdürü Ali Yetkin ve Belediye Meclis üyesi Ziraat Teknisyeni Memiş Tokgöz bu işe öncülük etmişler. Avrupa Komisyonu'nun yürüttüğü "Aktif İşgücü Programına" başvurarak, yarışan 920 proje arasından sıyrılmayı başarmışlar.


Hasandede köylülerine şarapçılık derslerini Gıda Yüksek Mühendisi Aykut Uçak ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Gökhan Söylemezoğlu veriyormuş. Söylemezoğlu, bu proje ile Hasandede Köyü'nün neler kazanacağını ise şöyle anlatmakta: "1500 dekar alanda, eski yöntemlerle bağcılık yapılıyor. Bu eğitim sayesinde bölgedeki üretimin kalitesi artacak. Küçük ölçekli ev şarapçılığını geliştirmek amacıyla belediyeye ait 300 metrekarelik bir binada şaraphane kurulacak. Şu anda kasabada yılda toplam 400 litre civarında şarap üretiliyor. Bunu otuz tona çıkarmak mümkün."


Türkiye, "zenginlik ve özgürlük" yaratacak hiçbir ciddi toplumsal örgütlenme içinde olmadığı için, minicik "akılcı dokunuşlar" bile tahmin edilemeyen sonuçlar yaratıyor.
Beş yüz yıllık Hasandede Köyü, kendi özel üzümünü yitirmeye başladığı gibi gittikçe de yoksullaşabiliyor. Halbuki şimdi bunun kader olmadığı görülüyor. AB'nin "toplumsal aklının" nasıl işe yaradığı da farkediliyor.
Nitekim, üç çocuk, dört torun sahibi altmış bir yaşındaki Gülzade Pekeşen şöyle demekte:
"AB'ye girmek için lazımmış. Yeni bilgiler öğreniyorum. Üstüne ayda 150 milyon lira veriyorlar. Madem öyle şu gavurlar keşke tüm ülkede ev hanımları için de kurslar düzenlese... Aferin AB'ye."
"Şu gavurlar...."
Yaşlı kadın bize yardım eden "Avrupalıları överken" böyle diyor.
"Şu gavurlarla" "şu Türklerin" hepsinin "insan" olduğunu ve hepsinin aynı dünyanın üzerinde yaşadığını da farkedeceğiz birgün.
Ama biraz daha zaman lazım sanırım.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bölünürmüşüz... Sahi mi?   / 03-09-2005
 Küreselleşmenin yeni ideolojisi: Pan-hümanizm   / 29-08-2005
 Büyük resmi akıl gözü ile okumak...   / 27-08-2005
 Cehaletin nefreti   / 22-08-2005
 Albaylığa terfi eden penguen   / 20-08-2005
 Son komünistin AB yorumu...   / 15-08-2005
 Terörden mi yanasın demokratikleşme-den mi?   / 13-08-2005
 Dinde reform   / 08-08-2005
 Formula 1'in neden sponsoru yok?   / 06-08-2005
 Ekonomik büyüme işsizliğe çare mi?   / 01-08-2005
UMUR TALU
Dünyanın ruhu
Muhtemelen hemen arkasında cesetler...
FATİH ALTAYLI
Polisin yobaz hoşgörüsü yeni değil
Yaklaşık 8 yıl önce,...
MEHMET ALTAN
Hasandede Şarapları...
Cumartesi günkü...
ERDAL ŞAFAK
6-7 Eylül ve Brandt cesareti
Yarın tarihimize düşen kara...
'Türkiye yeni çağı temsil ediyor'
İsrail-Pakistan arasındaki ilk resmi temasa arabuluculuk yapan...
'Tecavüz' kasırgası
Katrina felaketi, ABD'de "üçüncü dünya ülkesi" olaylarına yol açıyor.
Şansım olsa kız doğardım
Şansım olsa kız doğardım
Tümer şanssızlığına isyan ediyor: "30 yaşında Milli Takım'a...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu