Çiçek: Olmaz olsun böyle töre!
Düğün ve maç sonrası silahlardan çıkan maganda kurşunları can almaya devam ederken, bunun önlenmesi için kanuni düzenleme yapılacak mı? Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dün bu sorumuza "Hayır" yanıtını verdi. Çiçek, gerekçesini şöyle açıkladı: "1 Nisan'da yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ile bu ceza önemli oranda arttı." Türk Ceza Kanunu'nun 170'inci maddesinin, silah atanların 6 aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı hükmünü anımsattı. Silahların meskun mahalde; yani insanların yaşadığı alanlarda ateşlenmesi halinde bu cezanın arttığına işaret etti. "Olası kasıt" düzenlemesi ile suçum daha ağırlaştırıldığını belirtti. Buna bir de ölümlü olay eklendiğinde, alınacak cezanın çok daha yüksek olacağını söyledi.
Ceza değil kafa değişmeli Cemil Çiçek, ceza artırımı ile suçun ortadan kalkmadığını vurguladı. Maganda kurşunlarını örnek gösterdi, "Ceza ağırlaşınca her şey bitmiyor" dedi ve ekledi: "Silahla ateş edenlere verilecek cezayı ağırlaştırdık ne oldu? Ceza ağırlaşınca olay bitiyor mu? Önce kafaların değişmesi gerekiyor. Kafa değişmediği sürece, siz kanunları uygulama noktasında istediğiniz kadar farklılaştırın..." Bakan Çiçek, bu açıdan yeni bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç duymadıklarını bir kez daha belirtip devam etti: "Ceza hukuku açısından yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yok. Önemli olan silah ruhsatlarının verilmesi sırasında daha dikkatli davranılması. Ayrıca ruhsatlı veya ruhsatsız silah kullananlara karşı kanunların sonuna kadar uygulanması..."
Valilere genelgeli uyarı Çiçek, bu konuda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun dün valilere bir genelge gönderdiğini açıkladı. Bakan Çiçek'in aktardığına göre valilere gönderilen genelgenin özü şöyle: "Silahla ateş edenlere karşı Türk Ceza Kanunu'nun hükümleri eksiksiz uygulanacak. Ayrıca silah ruhsatı almak için başvuranlar daha dikkatli incelenecek. Her başvurana silah ruhsatı izni verilmeyecek..." Bakan Çiçek, bunun olayları bir nebze engelleyeceğini belirtti. Ancak, "silah bulunduran bazı kişilerin sorumsuz hareketlerinden" dolayı sorunun tamamen sona ermeyeceğini belirtti. Bir an duraksayıp derin bir iç çektikten sonra ekledi: "Düğünde, sevinçte, eğlenmeyi bilmiyoruz. Düğünde silah atma töreden geliyormuş. Yanlış bir töremiz var; olmaz olsun böyle töre."
Sabrın sırrı Çiçek'e, geçen hafta Batman'da, dün de Diyarbakır'da terörist cenazeleriyle gösteri yapma girişimini de sorduk. "Bu tür davranışta bulunanlar sonucuna da katlanır" diyerek söze başladı. "Yasal bir partinin" bu olayları organize ettiğine dönük haberleri anımsattı. Adını doğrudan vermedi ancak DEHAP'ı işaret ettiği anlaşılıyordu. Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinin son paragrafında yer alan şu hükmü anımsattı. "Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır..."
Cenaze uyarısı Yargının harekete geçtiğini anımsatarak, "Sayın Öcalan" sözü için açılan soruşturmayı örnek gösterdi. Ardından şu uyarıda bulundu: "Geçmişte de cenaze üzerinden siyaset yapmak isteyenler oldu. Geçmişte bunu yapanlara faydası olmadı. Şimdi tersinden bunu yapanlara hiç fayda getirmeyecek, aksine çok daha büyük zararı olacak. Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın..."
Çiçek'in sözleri açık; Şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapmak isteyenlere, toplum ilgi göstermedi, aksine tepki duydu. Şimdi terörist cenazesi üzerinden siyasi prim elde etmek isteyenler, bunun ağır bedelini ödemeye de hazır olmalı...
|