| |
|
|
Karadeniz raporu
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, "Başbakan'ın Kasımpaşa'dan komşusu." - Benim babam İstanbul'a gidince önce Kaptan Dayı'ya (Tayyip beyin babası) uğrar idü, sonra gideceğü yere gider idü. Kaptan Dayı da Rize'ye gelince önce Halil beyin babasına uğrar, sonra köyüne geçermiş. - Yavuz bey ben şimdi bunları sana neden söylerim?.. Tayyip beyi çok sevdiğimden söylerim... Eşim ona "Tayyip abi" der... Çocuklarım "Tayyip amca." Halil Bakırcı gerçekten samimi bir insan. - Tayyip bey AK Parti'den çok daha güçlü... Bunu iyi bilesun... Tayyip beysiz bir AK Parti ne olur, biley misun?
Giresun'da da bunu gözledik, Trabzon'da da. Vakfıkebir, Yomra, Araklı, Pazar, Arhavi, Fındıklı "aynı telden çalıyor." Karadenizli "Tayyip beyi seviyor." Ama AK Parti'ye kızıyor. Partinin popülaritesi, Tayyip beyinkinden hayli geride.
- Ey Karadenizli, hükümet nasıl? Tonyalı muhtar Hüsnü Kalyoncu "uşaklar okudi, üniversite bitirdi, bunlara kim iş verecek... Yatirim, yatirim dediler, hani yatirim nerede" diye konuşuyor. Sadece Tonyalı muhtar mı? Bütün Karadenizli böyle diyor.
Rize'nin Derepazarı'ndaki adam soruyor: - Ha sen gazetecisun, bilirsun... Bu Evropa işinde neler oluyor?.. Bu iş bizim karimiza midur, zararimiza mı? Trabzon'un Sürmene'sindeki adam soruyor: - Ha bu Tayyip bey Kürt meselesi, Kürt meselesi deyip durayi... Sen gazetecisun, bilirsun, Tayyip bey ne yapmak isteyu?
Tayyip bey de, hükümet de "olanı biteni" ya halka yeterince anlatamamış... Ya da halk, olan biten konusunda "Tayyip beyle de, hükümetle de tam uyum halinde değil."
Ana sorun ise hala "iş", hala "aş." Ama halkın sesi, Karadeniz'in sarp dağlarını aşıp, Ankara'ya ulaşıyor mu, tam emin değiliz.
|