Yaşayarak öğrenmek
İnsanlar da kurumlar da ancak yaşayarak öğreniyorlar. Bu açıdan bakıldığında Şampiyonlar Ligi, maddi getirisi ve Avrupa'nın elit kulüpleri arasında anılmanın dışında F.Bahçe'nin yönetimiyle, sporcusuyla, camiasıyla öğrenme ve olgunlaşmasına büyük katkı sağlamakta... Tüm unsurların vizyonu genişlemekte, çıta da yükselmekte... Çok güçlü rakiplerle oynarken ve de muhtemelen kaybederken de kazanmayı bilebilmek lazım. "Derbiyi ben kazandım, saha kapandı, meşale yakıldı, amigolara bilet verildi, hakem puanımızı çaldı" yerel itiş kakışından kafayı kaldırıp daha global ve daha ileri bakabilmek gelişmenin en önemli ilacı. Schalke ile oynarken, Türkiye'nin en modern stadına sahip F.Bahçe yöneticilerinin Avrupa'nın en modern stadlarından Veltins Arena'yı görmeleri çıtayı daha da yukarıya çekmelerine yardımcı olacaktır. Modern tribünleri, otopark alanları, havalanabilmesi için stad dışına çıkabilen çim zemini, kapanabilen çatısı ile 191 milyon Euro'ya malolan bir sanat eseri niteliğindeki bu stadyumdan da, yapımında tüm giderlerinin sponsorlar tarafından karşılanmasından da, 30.000 üye ile yaratılan sinerjiden de, her maçını 60.000 kişiye oynayan kulübün biletlerin büyük çoğunluğunu sezon başında satmasındaki pazarlama tekniğinden de öğrenilecekler var. Schalke nin 18 kişilik kadrosunda yalnız 6 Alman ve 12 yabancı oyuncu bulunması da, F.Bahçe'nin Anelka ile ilgili olarak yaptığı girişimlere "Türk futbolunu baltalıyor" diye bakanlar için bir öğreti.
TAKIM SAVUNMASININ ÖNEMİ Grubun bir diğer takımı PSV ise geçtiğimiz sezonun yıldızı. Bu takımı yaratan da Guus Hiddink . Bugün Daum'u eleştirenlerin ağabeyleri(!) 1990'da F.Bahçe ye geldiğinde G.Hiddink'i "Futbolu bilmiyor" diye eleştirmişler ve erkenden ayrılmasını sağlamışlardı. Şimdi Avrupa'nın en önemli teknik adamlarından biri olan Hiddink'e o gün yapılan eleştiriler hatırlatıldığında ise "O zaman stajyerdi" diyorlar. Halbuki Hiddink F.Bahçe'ye geldiğinde PSV ile iki lig şampiyonluğu ve de Avrupa Kupası Şampiyonluğu yaşamıştı!!! PSV geçen yıl Şampiyonlar Ligi'nde sahasında yenilmedi. Gerçekçi olmak gerekirse F.Bahçe'nin deplasmanda PSV'den puan alması çok zor. PSV'nin de 24 kişilik kadrosunun yarısından fazlasının Hollanda dışından olduğunu belirtelim. Geçtiğimiz sezon final oynayan grubun diğer takımı Milan da geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde yine sahasında hiç maç kaybetmemiş bir takım. Finale gelene kadar oynadığı 12 maçta yediği gol sayısı yalnızca 6. Milan'ın da 24 kişilik kadrosunda 14 tane yabancı oyuncu bulunuyor! Avrupa'da başarılı olabilmenin ilk şartı takım savunmasının güçlü olması. F.Bahçe geçtiğimiz sezon bu zaafiyeti yaşadı. Bu sene Appiah ile orta sahada bir direnç sağlandıysa da gerek bireysel gerekse de pozisyon hataları halen çok fazla. Herşeyin başında önce savunmayı toparlayacak tecrübeli bir oyuncunun transfer edilmesi gerektiğini de çok söyledik, yazdık... Ama yönetim bu hamle için 2007 sezonunu bekliyor. F.Bahçe 10 gol atıp gruba veda ederken, grup maçlarında 6 gol atan PSV'nin yarı finale kadar yükselmesi belki birşeyleri anlatabiliyordur. Ama en başta dediğim gibi tecrübe parayla alınmıyor. Yaşadıkça öğreniliyor.
|