3 Ekim'in riski az fiyatlara yansıması da az

Devlet Bakanı Ali Babacan'ın deyimiyle "Türkiye ekonomisi tarihinin en sağlam noktasında." Dün ekonominin bu duruma gelmesini sağlayan dört çapanın varlığına işaret etmiştik. O çapalardan biri AB ile müzakerelerin başlayacak olması. Bunun için konulan tarih de 3 Ekim. Görüşmelerin bu tarihte başlaması, normalde beklenen bir sonuç. Öyle ya, 25 üyeli AB toplanıp oybirliği ile müzakerelerin başlatılmasına karar vermiş. Şimdi hangi gerekçe ile olursa olsun yine 25 üye ülkenin mutabakatı ile bu görüşmelerin başlaması yerine ertelenmesine karar verilebilir. Bu öyle kolay sağlanabilecek bir sonuç değil. Yani 3 Ekim'de görüşmeleri başlatmamak başlatmaktan daha zor. Türkiye mali piyasalarındaki fiyat düzeyleri de bunu yansıtıyor. Ancak az ihtimal de olsa erteleme seçenek dışı değil. Bu risk de, kısmen fiyatlara yansımaya başlamış.

Piyasalarda olan
Döviz kurunda ağustos ayının ikinci haftasından sonra görülen hareketlenme ve dolar kurunun yaklaşık yüzde 5 artması 3 Ekim riskinin ve bu tarihle ilgili kâr realizasyonunun fiyatlara yansımaya başladığına yorumlanabilir.
Olay sadece dövizle sınırlı değil. Faiz tarafında da ağustos ayı ile birlikte bir değişme söz konusu. Betişikte Hazine ihalelerinde ortaya çıkan iskontolu devlet iç borçlanma senetlerinin ağırlıklı ortalama faizi ve ortalama vadesi var. Görüldüğü gibi, iskontolu ihalelerin faiz düşüşü durmuş, hatta oran yarım puan yükselmiş. Haziran ayında 853 gün ortalama vadeye karşılık yıllık bileşik faiz oranı yüzde 15.6'ya inmişken, temmuz ayında faiz yüzde 16'ya çıkarken vade 380 güne düşmüş. Ağustosta ise faiz yüzde 16.1'e çıkarken vade 795 gün olmuş. Yani haziran ayından sonra iç borçlanmada iyileşme durmuş, ya vade ya da faiz oranında tersine dönüşler olmuş. İskontolu kağıtların ya vadesi kısalmış veya faizi yükselmiş. Bu da bankacılık kesiminin portföyünü olası risklere karşı kısa vadelilere ve endeksli kağıtlara doğru kaydırdığı görüşüne ağırlık kazandırıyor.

Risk var ama
Galiba 3 Ekim'de müzakerelerin başlayıp başlamayacağı konusunda az da olsa belirsizlik olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ama olası riskleri de fazla abartmadan. Kaldı ki riskler gerçekleşmese bile, beklentiler karşılanacağından piyasalarda belli bir kâr realizasyonu da mümkün. Buna göre birilerinin daha önceden hareket etmesi de beklenmeli.

Sonuç
"Doğan gün yalnız senin olmadığı gibi yalnız benim de değildir" Sophokles