'Onur' bu mudur?
Dün SABAH gazetesini okuyanlar Başbakan'a karşı bir tavrımız var sanmıştır. Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gün bazı spor yazarlarıyla buluşup Türk sporuyla ilgili görüşlerini paylaşmış. Gazetelerin spor yazarları Başbakan'ın çağrısına uymuş. O toplantıya katılan spor yazarları, Başbakan'ın Basın Danışmanı Ahmet Tezcan tarafından bizzat telefon edilerek çağrılmış. (Hangi yazarlar neden çağrıldı, hangi kriterler göz önüne alındı, toplantıyı kim, nasıl ORGANİZE etti bilmiyoruz. Ahmet Tezcan bu konuda bir açıklama yapmalı) Örneğin Fotomaç yazarı İlker Ateş, Tezcan'ın "Sayın Başbakan sizi de aramızda görmek istiyor" telefonuyla sohbete dahil olmuş. Yine gazetelerde, spor yazarlarını temsil eden Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Başkanı Onur Belge'nin Başbakan'ın yakasına rozet takarken çekilmiş bir de fotoğraf yer almış. Ama ertesi gün bu haber SABAH, Vatan ve Zaman gazetelerinde yok. Oysa SABAH ve Fotomaç'ı temsilen İlker Ateş orada. Vatan gazetesi adına Talay Erker, Zaman gazetesi adına da Fatih Uraz toplantıda. Ayrıca bizim Merkez Haber Ajansı da toplantıyı izledi. Ama bu üç gazetede haberden tek kelime yok. Bir de Türkiye Gazetesi'nin ilginç bir durumu var. Kemal Belgin'in temsiliyle toplantıda bulunan Türkiye, haberin rutin kısmını verip, "Başbakan, spor yazarlarıyla neler konuştu. Yarın" diye bir anons vermiş. Tüm gazetelerde olan bir haber, o toplantıda temsilcileri bulanan 3 gazetede yer almıyorsa iki ihtimal var demektir. Ya bu 3 gazete Başbakan'dan nefret ediyor, ya da ortada 'garip' bir organizasyon durumu var. O toplantıya toplam 14 spor yazarı katıldı. Bunlardan biri de tüm spor yazarlarını temsil ettiğini iddia eden TSYD Başkanı Onur Belge idi. Oradaki 14 yazar sohbet bittikten sonra aralarında "Bu haber yarına kadar ambargolu olsun" kararını alıyor. Başbakan'ın Basın Danışmanı Ahmet Tezcan ile Atilla Gökçe, Onur Belge'nin yanına giderek "Haberin ambargolu olduğunu arkadaşlara söyler misin" diyor. TSYD Başkanı Belge de açıklamayı yapıyor: "Haber ambargolu..." TSYD Başkanı Onur Belge'nin bildirdiği 'Haber ambargolu' kararı ne oluyor, nasıl oluyorsa gazetelere gidilince unutuluyor. TSYD Başkanı'nın yanında alınan söz geçersiz sayılıyor. Toplantıdaki tek muhabir, gayet güzel işlediği haberini servisine sunuyor. Servis şefi de belki ambargodan haberli belki de habersiz 'Bu güzel işi' sayfalarına koyuyor. Oradaki yazarlardan biri servis şefine "Bu haber beklemez" diyor. Hatta bir servis şefi bana, "Yazarımız bize ambargodan bahsetmedi" diyor. Bunlar iddialar. Ancak bir tek gerçek var. Ambargo bir yerden delinmiş. Bu tamamen bir servisin ve servis şefinin vereceği bir karardır. Peki TSYD Başkanı ne yapıyor? Hiçbir şey. Ambargonun delindiği kulaktan kulağa yayılarak haber, farklı saatlerde farklı gazetelere farklı şekillerde giriyor. TSYD Başkanı'nın, köşe işgal ettiği gazetesinde de, 'ağabey gazetesi'nde de haber yer alıyor. SABAH, Vatan ve Zaman gazeteleri, iyi niyetlerinin, etik anlayışlarının, gazetecilik bilinçlerinin ödülünü haberi görmeyerek alıyor. Yani tüm spor yazarlarını temsil eden Onur Belge, suyun terse akışını engelleyemiyor. "Hayır kardeşim haber ambargolu. Kimse kullanamaz" diyemiyor. Hadi bu ağırlığı yok diyelim. Ambargonun delindiğini, birkaç gazetenin haberi kullandığını öğrenmesine rağmen, bu 'etiksizlikten' haberi olmayan diğer yazarlara haber vermiyor. "Falanca abi, sen de oradaydın. Ambargo kalkmış. Haberiniz olsun" da diyemiyor. Peki ne diyor? Bir gün sonra beni arıyor ve "Benim olmayan bir hata nedeniyle özür dilerim" diyor. Oysa benimle konuşmasında, toplantıdan Cuma gecesi 22:30'da haberdar olduğunu söylüyor. Konuyu hafta sonu SABAH gazetesi yazarlarından hiç kimseyle paylaşmıyor. Kural bozulduktan sonra ambargo kararına uygun davranmış yazarları uyarmıyor. SABAH spor servisi bu 'Onur' lu tavrından pişman değil. Ancak dün yaşanan etik yoksunluğunun 'Belge'sini hep hafızasında tutacak. Kendi beyanını uygulatamayan, uygulatamadığı gibi haberi kendi gazetesinde bir güzel işleyen, bu durumdan yazar meslektaşlarını haberdar bile etmeyi düşünmeyen Onur Belge, ya bu organizyonun aslını açıklayacak ve bizden resmen özür dileyecek. Ya da isminin anlamını hatırlayıp gerekeni yapacak.
|