|
|
|
|
|
|
|
|
Uykusuz bir gece...
(Yine bir gece yarısı, yine bir yatak odası ve yine yatakta uyuyamayıp oturan, dahası karısını da uyandıran bir adam.) - Nimet! - Hıııı...
- Nimeeeettt kalk... - Ya ne var Recai? Yine ne var ya?
- Benim 1981 yılında gri bir takım elbisem var mıydı, yok muydu? - İnanmıyorum. Beni bunu sormak için uyandırmadın di mi Recai? 'İçeride uzaylılar var' de, 'Artık akıllı bir adam olmaya karar verdim' de, hatta 'Galatasaray sonunda yabancı transferi yapmış' de... Bak ona bile inanıp uyanırım ama gri takım elbise ne ya?
- Cevap ver Nimet? Çok önemli. Var mıydı? - Allah seni bildiği gibi yapsın e mi Recai. Saat sabahın 3'ü ve bana 24 sene evvelki takım elbiseni soruyorsun. Sünnet kıyafetini de anlatayım mı?
- Onun konuyla bir ilgisi yok. Ama gri takım elbise çok önemli Nimet. Solun geleceği için önemli. - Türk solunu bu gece kurtarmasak olmuyor mu Recai?
- Olmaz Nimet. Deniz Baykal'ın başı dertte. Bülent Ersoy'un iddiaları çok ciddi. - Biliyoruz da bunun senin gri takım elbisenle ne alakası var be adam?
- Bülent Ersoy, "Deniz bey görüşme sırasında gri takım elbiseliydi. Ofisindeydik" diyor. Acaba karıştırıyor mu? O kişi benimdir belki. - Ayol neyi karıştıracak? Senin Deniz Bey'e benzer bi yanın mı var? Meteoroloji uydusundan bakan bile sizi karıştırmaz. Ayrıca o zaman işin yoktu ki, ofisin nasıl olsun be abuk herif?! Ama ben yine de seni o zaman seviyordum. Neden? Çünkü böyle saçma sapan sorularla gece uykumun içine etmiyordun.
- Hâlâ saçma sapan diyorsun ya. Eğer bu teklif bana yapıldıysa Deniz Bey kurtulacak anlasana. - Sen balatayı tam sıyırdın Recai ha. Ya koskoca Bülent Ersoy neden gelip sana sahne yasağımı kaldır desin? Adam mı kalmadı? Hem tut ki dedi, nasıl kaldıracaksın? Sen daha alt kattakiler taşınırken yardım olsun diye bir buzdolabını kaldıramadıydın. Üstüne üstlük belini incitip bir ay da hastanede yattıydın hatırlasana.
- Onu hatırlıyorum da Bülent Ersoy'la yaptığımız görüşmeyi hatırlamıyorum. - Ne mutlu, keşke ben de unutabilsem. - Neyi? - Seninle evlendiğim o kara günü. Bak mesela o gün senin üzerinde siyah bir takım vardı. Hani babamdan borç alıp almıştın. Benim üzerimde de...
- Hatırlıyorum işte. Beyaz bir elbise vardı galiba. - Biz normal insanlar ona gelinlik diyoruz Recai. Ama rengini hatırlaman büyük incelik. Böylesi bir detay nasıl aklında kalmış hayret.
- Sonra düğünümüzde ilk dansımızı hangi şarkıyla yaptığımızı da hatırlıyorum. "Bir Tanrı'yı bir de beni sakın unutma." - Vay be.
- O şarkı kimin şarkısı hatırlıyor musun peki Nimet? - Tabii hatırlıyorum. Ben senin gibi salak mıyım. O şarkı Bülent Ersoy'un şarkısıydı.
- Aha!!! İşte bu. Hikaye tamamlandı. O bendim Nimet. İşaretler beni gösteriyor. Bülent Ersoy'un 100 milyon teklif ettiği gri takım elbiseli bendim. Görüşme ofisimde oldu. Ve Deniz Baykal yanımızda değildi. Bu ne demek? - Sen manyaksın demek. Benim de başım yanmış demek.
- Deniz Bey aklandı demek Nimet, Deniz Bey aklandı demek. - İyi. Gözümüz aydın. Solu kurtardığına göre soluna dönüp yatar mısın artık Recai?
- Yatmak mı? Ne yatması Nimet?! Zaman yatmak zamanı değil. Çabuk kalk basını çağıralım. Basın toplantısı düzenlemem lazım. O bendim demem lazım. Ağlama Nimetim ağlama. Gülmek günü bugün, gülmek nihahahahaha!!!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|