Rüzgar Gülleri Tartışması
İtalya'da çevreciler temiz enerji kaynağı olarak görülen rüzgar güllerinin çevre kirliliğine neden olduğunu savunuyor
Rüzgar gülleri İtalyan çevrecilerin bitmek bilmeyen kavgalarından biridir. İtalyan Yeşiller'inin önemli bir kesimi "rüzgar gülleri ile enerjiyi temizleyelim derken çevrenin kirletildiğini" savunur. Türkiye'de iken Alaçatı'nın güneyinde yer alan ve gözüme geleceğin temiz enerjisinin gülleri olarak görünen, bana en az yeldeğirmenleri kadar romantik gelen rüzgar gülleri İtalyan çevreciler için kaba bir çözüm. "Italia Nostra" (Bizim İtalya) adlı çevre örgütünün başkanı ve tanınmış Yeşil liderlerden Carlo Ripa di Meana da İtalya'da artık "rüzgar fabrikalarına" geçis veren yeni yasaya karşı Don Kişot'un yeldeğirmenlerine ilan ettiği türden bir savaşa yelteniyor. Carlo Ripa di Meana'ya göre rüzgar gülleri vahşi bir biçimde çoğalıyorlar ve bunun hemen önüne geçilmesi gerek. Yeşil lider, güneş enerjisiyle ilgili araştırmaların terk edilmesinden yakınıyor.
ŞEHİRLERE KURULABİLİR Rüzgarı tutup, yenilenebilir, temiz enerjiye çeviren bu büyük vantilatörler gerçekten de çevrenin görüntüsünü kirletiyor mu? Yeşiller bu soru üzerinde tartışadursun, İngiltere, İtalya gibi ülkeler bu tip enerjinin şehirlere de taşınması fikrini tartışıyorlar. Bir hayal edin şehrin göbeğinde rüzgar gülleri. Bizde tehlikeli olabilir çünkü Boğaz Köprüsü yerine rüzgar gülü direklerine tırmananlar da çıkabilir. Her şeyden önce havalandırma sistemleri, ışık, asansör, tramvay hatları ve metro için gerekli enerjinin rüzgardan elde edilmesi pek çok kişiyi cezbediyor. Temiz enerji arayışında diğer adıyla "wind-farms" (rüzgar çiftliklerinin) çevrecilerin hayallerinden doğduktan sonra manzarayı bozan canavarlar durumuna düşmesi paradoksal bir durum. Bugün bir megawatt'tan fazla güce sahip 15 bin rüzgar gülü diken Almanya, dünyada mevcut toplamın üçte birine sahip. Almanya'dan sonra rüzgar ülkesi İngiltere'de bu konuda en çok yatırım yapan ülkelerden biri. Bu ülkelerin ardından İtalya geliyor. Puglia ve Sardunya'daki tesisler üzerindeki büyük tartışma ise devam ediyor. Çevrecilerin tüm direnişlerine rağmen rüzgar ile enerji üreten sektörün 2000'den itibaren yüzde 30 büyüdüğü ve başlangıçtaki prototiplerine göre güçlerinin 100 kez artırıldığı kaydediliyor. İtalya ve Avrupa'da mühendisler, rüzgar enerjisinin kullanımını 2020 yılına kadar yüzde 0.5 seviyesine götürmek kararında. Bu şekilde dünyadaki rüzgar enerjisinin yüzde 12'si de Avrupa'da üretilmiş olacak. Kyoto'da imzalanan petrolden elde edilen enerjinin yüzde 25'ini başka kaynaklardan sağlama sözü de tutulmuş olacak. Bu atmosferin ısınmasına yol açan anhidrit karbonun yol açtığı kirlenme seviyesini düşürmenin şimdilik en uygun yolu olarak görünüyor. Tabii sorun, adı ister rüzgar gülü ister rüzgar çiftliği olsun bu temiz enerji sistemlerinin nereye konacağı konusunda...
GÖKDELENLER ENERJİ ÜRETECEK Rüzgar güllerinin gurusu İngiliz Guy Battle, bunların şehirlerde gökdelenlerin çatısına yerleştirilerek, enerji ihtiyaçlarının da bu şekilde karşılanmasını öneriyor. Mühendisler ve mimarlar son teknoloji ve estetiğin rüzgar gülüne uygulanması gibi olmadık çözümler de önerirken, Avrupa Komisyonu'nun sponsorluğunda yapılan Web projesi "rüzgar-gökdelenler" inşa etme peşinde. Mimar Sinisa Stankovic'in imzasını taşıyan Web projesine (Wind power for built environment) göre, aerodinamik formunda 150 metre yüksekliğindeki bir gökdelen, 30 metre genişliğindeki 3 büyük penceresindeki devasa vantilatörlerle tüm bina için enerji üretebilecek.
|