Tromso niyetine Antep
G.Saray'ın UEFA'daki rakibi Tromso... Norveç'in vasat ekiplerinden... Tıpkı Gaziantepspor gibi. En önemli özelliği evinde kötü deplasmanda ise iyi oynaması. G.Saray Tromso'dan iyi bir ekip. Ama futbolda unutmamak lazım ki, hep iyiler kazanmıyor. Gelelim maça... G.Saray, Antep maçına çıktığında, bir de ne gördük: Sarı-kırmızılılar şimdiye kadar oynadığı sistemden farklı oynuyor. Forvetin hemen arkasındaki İliç yok. Onun yerine daha defansif oynayan Saidou'ya yardımcı olan Ergün var. G.Saray fevkalade bir ilk yarı oynadı. Özellikle Ümit Karan ve Hasan Şaş, bunlara zaman zaman eklenen Altan ile G.Saray üstünlük sağladı. Hakan Şükür bu yarıda gol atmasa da önemli yanıltıcı koşularla Ümit'e pozisyon yaratan adam oldu. Gol de geldi. Ama bundan sonra G.Saray'da anlayamadığımız şeyler başladı. G.Saray öyle bir gol yedi ki; defansın önündeki oyuncular ne yapar, defans bloğu ne yapar anlaşılır gibi değil... Lazarov herkesin yanından geçip golünü attı. G.Antep o dakikaya kadar neredeyse ilk defa geldi ve devreyi berabere bitirdi. İkinci yarıda G.Saray'ın ilk devredeki disiplinini sürdüreceğini düşünüyorduk. Bir de baktık ki, oyun disiplini gitmiş, takıma bir sinir gelmiş. Özellikle Hasan Şaş yine eski alışkanlıklarına dönmüş. Tek başına top oynamak istiyor.
TANRILAR SAHADA Bu arada tuhaf top kayıpları ve dan dün yapılan ortalar, G.Saray'a yakışmadı. Bu arada futbol tanrıları yine sahaya çıktı. Futbolda sürekli yanlış yapmaya başlayan G.Saray'ı bir kere daha cezalandırdı. G.Antep G.Saray'ın üzerine ikinci defa geldi, Saidou pozisyonda Ergün de orada ama G.Antep defansın arkasına atılan topla ikinci golü buluverdi. Bu dakikadan sonra G.Saray'daki panik ve disiplinsizliğe Gerets de eklendi. Ergün'ü aldı, Hasan Kabze'yi soktu. Bu dakikalarda Antep biraz akıllı oynasa ya da Lazarov tıpkı Hasan Şaş gibi bencilce hareketlerle takımını sabote etmese Antep farka giderdi. Ama bunların hiçbiri olmadı. Gerets bir defa daha risk aldı. İliç'i de oyuna sürdü. Ve son dakikalardaki karambol golü G.Saray'a 1 puanı getirdi. Dünkü maçtan çıkan ana fikir şu: G.Saraylı oyuncular hep galip oynamak istiyorlar. Gol yiyip de karşılığını veremediklerinde takımın havası gidiyor. Disiplinsizlik ve panik geliyor. Gerets'in ne yapıp yapıp bunlara önlem alması gerek. Gelelim Arzuman'a ... Tipik bir Türk hakemliği sergiledi. Maç tatlı tatlı giderken o da fevkalade bir performans içinde. Ama Lazarov'un sakatlandığı pozisyon ve sonrasında, Arzuman zor maçların hakemi olamadığını bir kez daha oktaya koydu. Önce Lazarov'un sakatlığına inanmadı. Oyunu sürdürdü. Tansiyon arttı. Hasan atıldı. Sonra Lazarov'u tedavi ettirdi. Hasan Şaş serbest vuruş kullanacak. 4. hakem Arzuman'ı yanına çağırıyor. Ne o efendim yedek kulübesinden birine sarı kart gösterecek. Arzuman sarı kart gösteriyor. Bu arada Galatasaray oyuna başlıyor. Arzuman hayır atış tekrar diyor. Tansiyon iyice artıyor. Baraj tekrar kurduruyor. Hasan topa vuruyor. Ve top auta gidiyor. Hayır diyor Hasan Şaş'a. Ben düdük çalmadım al sana bir sarı kart. Hasan Şaş atışı tekrar ediyor. Sormak istiyorum. Tekrarlanan bu atışta gol olsa Antep'in suçu ne? Hatayı yapan Hasan Şaş. Ama sen hatayı yapan Hasan'a ve dolayısıyla Galatasaray'a tekrar bir gol şansı veriyorsun. İşte bu yüzden siz Avrupa'da maç yönetemiyorsunuz. Bütün bu analiz için zeka gerek. Yoksa kolay maçları sokaktaki simitçi de yönetiyor.
|