Evrim bize neler yapacak?
Bir evrim teorisidir gidiyor! İlk telaffuz edilişinden yıllar sonra, Bush'tan İslam alimlerine, farklı muhafazakar çevreler, evrim teorisinin yanlış olduğunu, şu anda yeryüzünde yaşayan bütün canlıların "yaratılış"la birlikte varolduğunu savunuyorlar. Evrimi kabul eden bilim adamları da kendi kanıtlarıyla ortaya çıkıp, "Olmaz efendim" diyorlar, bakın şu fosil, bu kemik, o kanat! Geçenlerde National Geographic dergisi, bilim adamlarının evrimin gerçekliğini savundukları ve ilginç yeni kanıtlar gösterdikleri bir araştırma yayınladı. Örneğin, bir adada bir kuş türü yaşıyor. Zaman içinde bunlar çoğalıp, yan adaya da uçmaya ve oraya yerleşmeye başlıyorlar. Göçen kuşlar, bulunduğu yeni adanın şartlarına uyum sağlamak için farklılık gösterip, zamanla neredeyse başka bir türe dönüşüyor. Sözgelimi yeni ada rüzgara daha açık olduğu için kanatları büyüyüp kalınlaşıyor, ağaçlardan değil, kumun içinden yiyeceğini çıkarmak zorunda kaldığından gagası uzuyor, falan filan. Bu arada aynı yazıda, evrim karşıtı yazarlardan bahsederken Harun Yahya, yani Adnan Hoca'dan da söz edilmiş! Radikal'de tam sayfa ilanı yayınlanan bu evrim karşıtı kitaplar yüzünden, geçtiğimiz ay gazetenin çok eleştiri aldığını hatırlarsınız.
YİRMİ YAŞ DİŞLERİ... Velhasıl, evrimi savunan da, evrime karşı çıkan da çok sivri bir laf etmiş oluyor ve her iki şekilde de büyük tepki alıyor! Benim bakış açımsa, daha farklı. Birtakım "ılımlı evrim"ciler çıktı son dönemde, biliyorsunuz. Diyorlar ki: "Efendim bütün türler yaratılışla birlikte var olmuş olabilir, ama zamanla, doğadaki şartlara uyum sağlamak için, bunların alt türleri ortaya çıktı, evrim burada devreye girdi"! Yani insan yaratıldı, ama zamanla kimisi sarışın oldu, kimisi esmer, kimisi, deniz kenarında ızgara balık değil, et yaptığı için kıllı oldu (latife ediyorum, Mine Kırıkkanat benim de severek okuduğum bir yazardı, keşke hala okuyabilseydik!), kimisi ağaçların üst dallarından meyve topladığı için uzun boylu! Bakınız yirmi yaş dişleri bir zamanlar hayat kurtarırken, son yüzyıllarda birkaç cansıkıcı dişçi randevusu haline dönüştü bile. Bu aşamada, bundan sonrası için evrimin bize neler yapacağını merak ediyorum! Geçmiş yüzyıllara göre hayatımız "otur otur hep aynı" tadında. Ne bir ava çıkmak var, ne dinazordan kaçmak, ne ağız tadıyla bir tarla sürmek. Kol ve bacak kasları öyle gözyaşları içinde kaldı ki, bunları geri getirmek ümidiyle insanlar para ve zaman harcayarak spor salonuna gidiyorlar! Amaçsızca ağırlık kaldırmak, hiçbir yere varmadan yürümek için! Bazısı da bu çabaları beyhude buluyor! Örneğin ben! Kendimi evrimin kollarına bırakıyorum! Gerek yoksa kollar bacaklar incelebilir, ne var, ne karşı çıkıyorsun doğaya? Aynı şey, göbek ve karın bölgesi için de geçerli. Hareketsizlik ve rafine gıdalar, bu bölgeyi şişirip, yağların burada depolanmasını sağlıyor. Sağlasın! Yeni insan türü için ne gerekiyorsa yapalım, bana uyar!
TANIDINIZ MI? Daha çok bilgi akışı, iletişimin ilerlemesi dolayısıyla daha çok beyinsel faaliyet sayesinde beyinlerin gelişmesi kaçınılmaz olacaktır. Beyin gelişip büyüyünce, kafatası da "Yok ben böyle kalayım" demeyecektir elbette! Artık gözlerimizi sadece uzaktaki kartalları görmek için kullanmıyoruz. Günde 5 saat bilgisayar, 5 saat de televizyon de! Demek ki gözler de eskisine göre daha çok kullanılıyor, büyüyüp gelişmeleri beklenebilir. Koku alma duyumuz, bilimsel araştırmalara göre gittikçe köreliyor. Tehlikelerden korunmak, yiyeceklerin bozuk olup olmadığını anlamak, şifalı otlar bulmak için kullanılan burun, artık parfümleri bile birbirinden ayıramayacak hale gelmiştir! Demek ki, küçülecektir, ki en çok da bu bölüm bana uyar! İnsanoğlu, bilgisayar klavyeleri, uzaktan kumandalar ve benzeri araçlar sayesinde, parmaklarını en çok kullandığı dönemi yaşamaktadır. O zaman parmakların uzayıp gelişmesi beklenmelidir! Şimdi, bu insanı tanıdınız mı?! İnce kollar bacaklar, şiş göbek, koca kafa, iri gözler, küçücük bir burun, ince uzun parmaklar! Modern hayatımız sayesinde ET'ye dönüşüyoruz! Spielberg'i ileri görüşlülüğünden dolayı kutluyor ve istikbalime baktıkça mücrim gibi titriyorum!
|