|
|
|
|
Restore edilen tekneler tarihe tanıklık ediyor
Rıfat Edin, satın alıp restore ettiği teknelerle bir müze kurmak istiyor. 1910'te yapılmış teknelerin de bulunduğu koleksiyonda, 'İngiliz Harun'un yaptığı teknelerin özel bir yeri var.
Restoran işletmecisi Rıfat Edin'in 20 yıldan bu yana satın alarak restore ettiği ahşap tekneler, yaşayan bir müzeye kavuşmayı bekliyor. Ortaköy'deki Sedir Restoran'ın sahibi Rıfat Edin, 1985 yılında yerleştiği Ortaköy'de, Dolmabahçe Sarayı'nda çalışan hizmetliler için yapılmış binalardan birini alarak restore ettiğini söylüyor. Restorasyon çalışmaları sırasında dikkatini eski teknelerin de çektiğini dile getiren Edin, şunları anlatıyor: "Yeni fiber teknelerin çıkmasıyla, bütün eski, değerli, güzel, el emeği göz nuru bakır perçinli tekneler çöpe atılmaya başlandı. Çekek yerlerinde kavrulup duran bu tekneleri bulup alarak restore etmeye başladım. Bir baktım, toplayıp restore ettiğim kayıklardan bir tekne filosu olmuş."
SANAT ESERİ GİBİ TEKNELER Restore ettiği teknelerle ilgili bilgi veren Edin, koleksiyonunda 1910'lu yıllarda yapılmış 'Kancabaş' tipli, işlemeli 3 Osmanlı balıkçı kayığının da bulunduğunu ifade etti. Teknelerden en yenilerinin ise 1960'larda yapıldığını söyleyen Edin, şöyle konuştu: "Kancabaşlar, çok güzel giden, kürekle veya Latin yelkenle idare edilen güzel tekneler. Hakikaten bir sanat eserine binmiş de gidiyorsunuz gibi geliyor. Bu tekneler 1910-1920'lerin yapımı. Bu Osmanlı balıkçı kayıkları, 1950'li, 1960'lı yıllara kadar bulunuyordu, artık neredeyse hiç kalmadı. Bunların ikisinin restorasyonu tamamlandı. Durumları gayet iyi. Diğerini de gelecek yaza kadar hazırlayacağız." Aldığı teknelerle ilgili çok büyük masraf yapmadığını, çünkü eski sahiplerinin bu tekneleri başlarından atmaya çalıştığını anlatan Edin, buna karşın restorasyon sonucu değerli teknelerin ortaya çıktığını söyledi.
'İNGİLİZ HARUN'UN HÜNERİ Edin, teknelerinden büyük bölümünün 1940'lardan 1960'ların sonlarına kadar ahşap tekne yapan 'İngiliz Harun' adıyla tanınan bir ustanın tekneleri olduğunu söyledi: "Harun'un tekneleri çok güzel, şiir gibi tekneler. Hiç tutkal kullanılmadan bakır perçinle, çam ve meşe ağacı gibi Türkiye'de bulunan malzemeler kullanılarak yapılmış. Çok güzel, ruhu olan tekneler. 1940'larda yapılmalarına rağmen zamanımıza kadar gelebilmişler. Onun teknelerine Çanakkale'de bile rastladım."
'GEÇMİŞE SAHİP ÇIKMALIYIZ' İstanbul'daki büyük yelken geçmişinin kaybolmaması gerektiğini vurgulayan Edin, eskiden İstanbul'da da kullanılan 3.5 metre boyunda, 'bindirme' yöntemiyle bakır perçinle yapılan 'Dingi' adı verilen yelkenli teknelerden, İtalya'dan gelen orijinal planlara göre birkaç tane yaptıklarını söyledi. Bu teknelerin 3'ünün Tuzla'daki yazlıkta bulunduğunu, 3'ünün de Ömerli baraj gölüne götürüldüğünü belirten Edin, bir kulüp kurarak bunlarla yelken sporu yapmayı amaçladıklarını bildirdi. Edin, bunların dışında 1928 yılı İsveç yapımı çeşitli yarışlar kazanmış yelkenli bir tekneye de sahip olduğunu dile getirdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|