Anelkalı olmak
Şampiyonlar Ligi kuraları çekildikten sonra Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım canlı bağlantıdaydı. "Anelka diye bir sorunumuz yok. Bunu medya büyüttü. Biz Anelka'yı satmayacağımızı açıklamıştık" dedi. Ama hemen arkasından Newcastle kulübünün 8,5 milyon pound teklif ettiğini de sözlerine ekledi. "Medya büyüttü" dediği olayda Fenerbahçe Yönetimi pazarlık masasına oturmuştur. İngilizler'le görüşmüştür. Yine Fenerbahçe Başkanı'nın ifadesine göre Anelka bu sezon iyi performans gösterirse daha yüksek bir fiyat edebilirmiş. Benim anlamadığım medya neyi büyütmüş, neyi yanlış yazmış. Teklif var, görüşme var, pazarlık var, fiyat artsa transfer de olacak. Yönetim Anelka'yı nasıl satmak istememiş beri gelen anlatsın. Burada takdir edilmesi gereken nokta Anelka'nın "gitmek istemiyorum" diye net bir şekilde ortaya çıkmasıdır. İkinci nokta yönetimin futbolcunun niyeti üzerine dik durması, üç milyon poundluk farka rağmen oyuncusunu satmaya yanaşmamasıdır.
ONLARDA ANELKA YOK Fenerbahçe'nin grubundaki takımlara bir bakın. Milan'ı kenara koyarsak, ne PSV'nin ne de Schalke'nin Anelka ayarında bir oyuncusu var. Sırf bu neden bile aslında Fenerbahçe'yi kağıt üstünde ilk ikinin favorisi yapmaya yetmeliydi. Daum'a bu etapta çok iş düşecek. Bir an önce Anelka'nın takımın "önemli vurucu gücü" yapılması, oyun sistemi içinde kendisine "kesin roller" verilmesi gerekiyor. Bugün Samsun maçıyla birlikte ilk on birde sahaya çıkmalı ve yerinin orası olduğunu bilip, kendini hazırlamalı. Süreç içinde başta Fenerbahçe başkanı olmak üzere Alman hocaya gerekli "uyarıların" yapılması da gerekiyor. Çünkü PSV ve Schalke'yi Fenerbahçe'nin önüne çıkartan tek faktör, bu takımların ekol sahibi olmalarıdır. Giden veya gelen oyuncularına rağmen disiplinlerini kaybetmeden, kendi düzenlerini sahaya koyuyorlar. Fenerbahçe, Anelka'yı Alex'i Avrupalılar için de "kabus" hale dönüştürecek sisteme kavuşmalı. Sahadaki oyun takımın olmalı, futbolcuların değil...
|