|
 |
 |
 |
  |
|
Bu sevda bitmesin
15 yaşındaki Sevda'nın okuyup yazar olma sevdası babasının "başını ört" sözüyle gözyaşlarına dönüştü.
Sevda ve Güneş... İki can ciğer arkadaş... İstanbul'da "Haydi Kızlar Okula" kampanyasıyla 8'inci sınıfa başladılar. Sevda yazar, Güneş avukat olacaktı. Bir yıl geçti, okul bitti... UMUTLARI SÖNDÜ Sevda'nın babası bu kez "Başı açık okuyamaz" diye diretti. Öğretmeni de ikna edemeyince Sevda lise sınavına giremedi... Güneş ise sınavı kazanıp hayallerine yelken açtı...
Sevda'yı kim kurtaracak
Sevda ilköğretimi bitirdi, okumaya devam etmek, yazar olmak istiyor. Ama babası Ahmet Saraç "Töremiz böyle" diyor ve izin vermiyor. Sevda ise gözleri yaşlı bekliyor.
Güneş ve Sevda hayatı geçen yıl yakaladılar. Binlerce kız çocuğu gibi, onlar da aile baskısıyla okuldan alınmıştı, "Haydi kızlar okula" kampanyasıyla anne-babaları ikna edilince okula döndüler. İstanbul Bağcılar'da ilköğretim son sınıfı aynı okulda, aynı sırada okudular. Yıl boyunca çok çalıştılar, çok hayal kurdular. Onlar annelerinin yaşadığını yaşamayacaktı, kaderi yenmişlerdi. Küçücük yaşında çaresizlikle tanışan, eli kolu bağlanan, ama hayal kurmaktan vazgeçmeyen Sevda Saraç, okulda yazdığı kompozisyonlarla dikkat çekiyordu ve yazar olmaya karar vermişti. Güneş Eren ise avukat olacaktı; bugün yaşadıklarını yaşayan kız çocuklarını kurtaracaktı. Ve ilköğretimi başarıyla bitirdiler, hayallerine çok yaklaşmışlardı.
GÜNEŞ GÜLÜYOR Güneş, okumaya devam etmek, liseye gitmek için babasını ikna etti. Gazetelerde yayınlanan ve okuldan aldığı testleri çözerek Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na hazırlanmaya başladı. Sevda'nın sorunu ise farklıydı. Baba Ahmet Saraç, Sevda'nın türban takmasını istiyor, başı açık olarak okula gitmesine izin vermiyordu. Sevda yılmadı, babasına yalvarmaya ve bir yandan da sınava hazırlanmaya devam etti. Bugün Güneş'in yüzünde güller açıyor, Sevda'nın gözleri ise yaşlı. Dershaneye gidemeyen Güneş, sadece kendi çabasıyla hazırlandığı sınavdan 357.527 puan aldı. Babasının isteğiyle, evine yakın olan bir okulda okuyacak. İlk tercihi de bu nedenle Bağcılar Mehmet Niyazi Altun Anadolu Lisesi. Güneş şimdi dünyanın en mutlu insanı. Yaz mevsimini bir tekstil fabrikasında çalışıp, okul için para biriktirerek geçiriyor. Günde yaklaşık 10 saat çalışıyor ama, havalarda uçuyor. "Çok ünlü, çok tanınmış, çok para kazanan bir avukat olacağım. Haksızlıkların ortadan kalkması için çalışacağım. Benim okula gidememem çok büyük haksızlıktı. Şimdi gidiyorum ama arkadaşım Sevda gidemiyor. Bu yüzden avukat olacağım" diyor.
SEVDA AĞLIYOR Sevda ise, babasını ikna edemedi. İmdadına, geçen yıl olduğu gibi yine Üsküp İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı Semra Ünal yetişti. Semra Öğretmen, geçen yıl da Sevda ve Güneş'in evlerine gitmiş, babaları ikna etmek için çok dil dökmüş, sonunda başarılı olmuş, kızları okula döndürmüştü.
RÜYA GERÇEK OLSA Semra Öğretmen, Sevda'nın babası Ahmet Saraç'ı ikna etmek için her yolu denedi. Bizim de katıldığımız son görüşmede, baba Saraç, misafirperverliğini gösterdi, bizi ağırladı ama, konu Sevda'ya gelince "Bizim örf ve adetlerimiz var. Kızımın okuması için para ile ilgili bir sorunum yok. Ama kızım başı kapalı okuyabilir, açık okuyamaz. Beni de mazur görün" dedi. Ve Sevda'nın gözünden yaşlar dökülmeye başladı. Yedisi kız, sekiz çocuğu olan Ahmet Saraç, Semra Öğretmen'in uzun süren konuşmaları sonunda, "bir kez daha düşüneceğini" söyledi. Sevda şimdi liseye gitme, üniversiteye gitme, çok okuma ve yazar olma hayalleri kuruyor, rüyasında bu hayallerin gerçek olduğunu görüyor. Ve belki okullar açılıncaya kadar babası ikna olacak, rüyası gerçek olacak...
SONAT BAHAR
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|