ABD çelik devinin Mittal'e satılışına bak Erdemir'i anlarsın
Sabah Ekonomi Servisi'nden Sinan Cem Şahin, Erdemir'e talip dünyanın en büyük çelik devi Mittal'in ABD'deki tesislerini gezdi. Mittal, ABD'li International Steel Group (ISG)'yi devir aldıktan sonra dünyanın en büyüğü olmuştu. Bugün Mittal'in 58 milyon tonluk üretiminin 28 milyon tonu ABD'de gerçekleşiyor. ISG-Mittal birleşmesinin mimarı ISG'nin başkanı ve bugün Mittal Steel'in Yönetim Kurulu Üyesi olan Willbur Ross. Ross neden Mittal'e katıldıklarını şöyle anlatmış: "Biz milli bir şirketiz. Sektör olarak stratejik önemimiz var. Irak'taki ABD ordusunun ekipmanlarında bizim sattığımız çelik kullanılıyor. Mittal ile birleşme kararını dünyada önünde durulamayacak konsolidasyon nedeniyle aldık ama bu milli özelliğimizi korumamıza engel değil. Üretim ve yatırım kararlarını biz veriyoruz. Mittal Grubu'nun üyesiyiz ama ABD'de yönetimimiz ABD'lilerin elinde." Mittal, liberalizmin öncüsü ülke ABD'de bir çelik şirketini ancak bu şartlarda satın alabiliyor. ABD'li şirketin milli yapısını korumasına, hiçbir işçi çıkarmamaya ve fabrika kapatıp üretim azaltmamaya söz vererek işlemi tamamlayabiliyor.
Türkiye'de olan Mittal, Türkiye'de de Erdemir'i almaya en yakın yabancı taliplilerin başında geliyor. Hatta şirketin yüzde 9 hissesini borsadan toplamış bile. Peki Türkiye'de Erdemir'in satış şartarı nasıl olacak? Ya da en yüksek fiyatı verirse Erdemir'i nasıl devralacak?
* Öncelikle yabancılar, bir yerli çelik üretim tekelini devralacak. Türkiye'de cevher madeninden çelik üreten, entegre başka bir şirket yok. 40 yıldır da yanına ikinci bir fabrika kurulamamış. Yerli üretimle ihtiyacın yaklaşık yarısı karşılanıyor. Diğer yarısı ithal ediliyor. Erdemir'e şirket olarak getirilebilecek tek eleştiri de burada. Niye şimdiye kadar daha hızlı yatırım yaparak ihtiyacın tamamını karşılayamamış ve Türkiye'den döviz çıkmasına yol açmış? İşte şimdi yerli üreticiyi satın alabilecek yabancı çelik üreticisi, Türkiye piyasasının tümünü kontrol etme imtiyazına ulaşabilecek.
* Bunun için ödeyecekleri bedel de çok az. Hatta kontrol edecekleri pazarın yaklaşık dörtte biri düzeyinde. Çünkü Erdemir çelik pazarının yarısını karşılıyor. Satışa çıkan hisseler de, şirket sermayesinin tümünü değil yarısını temsil ediyor. Diğer yarısı halka açık. Bu kısım için herhangi bir bedel ödeme yok. Çünkü, şirketin yönetim hisselerini devralanlar halka açık hisseleri satın almak için çağrıda bulunmayacaklar. Erdemir böylesine kemiksiz bir şekilde sunuluyor yerli ve yabancı alıcılara.
* Küçük hissedarların hiçbir inisiyatifi olmadan yeni ana yönetici hissedarla ortaklığa zorunlu kılınırken, temel haklarından birinden de yoksun kalıyorlar. O da altın hisse uygulaması adı altında şirket sermayedarları arasında imtiyazlı bir yeni sınıf yaratılıyor. Sermaye piyasasının ruhuna tamamen ters ve normalde halka açık şirketlerde imtiyazların temizlenmesi SPK tarafından benimsenmişken, Erdemir gibi borsanın temel direği haline gelmiş bir hisse senedinde yeni imtiyaz yaratılıyor. Erdemir satılırken bir darbe de sermaye piyasasına ve borsa yatırımcılarına vuruluyor.
* Erdemir'de oluşturulan altın hissenin Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarını korumada da son derece yetersiz kaldığını düşünüyoruz. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla altın hisse ile şirketin bölümlerinin kapatılması, iştiraklerinin kapatılması ve satılması, istihdamın azaltılması önlenebiliyor. Yani tamamen mevcudu korumaya yönelik bir savunma aracı. Özelleştirme sonrasında şirketin bu kararlarında altın hissenin onayı gerekecek. Altın hisse ile bu tür amaçların güdülmesi de bir şeydir. Ama değer mi diye hesaplama yapmak da gerekir.
* Halbuki özelleştirme sonrası asıl korunması gereken "Erdemir'in temel vizyonudur." Türkiye ekonomisi içinde Erdemir'e biçilen temel rolün yerine getirilmesidir. Bu da Erdemir'in büyütülmesi ve Türkiye'nin ihtiyacını 10 yıl sonra tamamen yerli üretimle karşılamasıdır.
* Şu an için 2 milyar dolarlık İsdemir revize yatırımı ile Erdemir Grubu'nun üretim kapasitesi 5.5 milyon tona çıkıyor. Şirket kendi planları çerçevesinde 2015 yılında üretimini 15 milyon tona çıkartırsa, Türkiye'nin yassı çelik ihtiyacını karşılar duruma geliyor. Bu da 10 yılda 10 milyon tonluk kapasite artırımı demektir. Bunun parasal ifadesi ise 1 milyon ton başına 2 milyar dolarlık yatırımla yaklaşık 20 milyar dolardır.
* Türkiye'nin asıl yararına olacak özelleştirme, Erdemir'de bu yatırımların garanti altına alınması ve bir an önce yapılmasıdır. Altın hisseyle asıl bu yatırım gereksinimi garanti altına alınmalıydı.
ABD-Türkiye farkı İşte Erdemir'deki bu yatırım açığıdır ki, şirketi bir yerli sermaye grubu alırsa Türkiye'nin sanayi kralı yapacak. Erdemir'in yerli ile yabancı sermayeye gitmesi arasındaki fark, şirketin büyümesi durumunda Türkiye çelik pazarının, üretim gücünün, iş yapma fırsatının kime bahşedileceğidir. İki satış arasındaki fark da ABDTürkiye farkı olsa gerek.
Sonuç "Başarı istenmediği yere gelmez" Arnold Palmer
|