Maçka yoluna konulan taş!

İki dağın arasına kurulu Maçka, sayfaları açık, elde okunan bir kitap gibi durmaktadır, Trabzon topraklarında... İlçenin ortasından bir sayfa ayracı olarak Maçka Deresi akmaktadır. Derenin geçtiği yerlerden kopardığı taşlar gibi yıllardır birçok insanı terk etti Maçka'yı. Maçka kitabından harfler döküldü, sayfalarındaki yazılar silikleşmeye başladı... Maçkalı, kalemi Ertuğrul Genç'e verdi, en son yapılan yerel seçimlerde. Belediye Başkanı Genç, dürüstlüğü, beyefendiliği ve çalışkanlığıyla kısa sürede sevgilisi oldu halkın. Ülkemizin üniversite mezunu en yüksek ilçelerinden biri olan Maçka'nın yüzünü karanlıktan aydınlığa dönmesi hiç de şaşırtıcı değildi. Genç, ilçenin tarihinde bir ilki gerçekleştirerek kültür ve sanat festivali düzenledi, geçtiğimiz hafta içerisinde. Dünyanın yirmiye aşkın ülkesine, Türkiye'nin sayısız iline, ilçesine davet edilen ben de, böylelikle ilk kez doğduğum topraklara edebiyatçı kimliğimle davet edilmiş oldum.

AİLE FOTOĞRAFI
Sunumumu dinlemeye, izlemeye gelen insanlara sandalye yetmedi, ayakta dinlediler... O da yetmedi, dışarıda kalanlar salonun açık camlarının önlerine yığıldı. Ben ise, aile fotoğraf albümüne bakıyor gibi hissettim kendimi: Çocukluğumdan kalan anılarda takım elbisesi ve dinginliğiyle hep güvenilirlik duygusu veren Metin Amca ve de tiyatroyla uğraşsa başarılı bir oyuncu olacağına kalıbımı basacağım değerli eşi Nursel Abla, lokantasında babamın yemek yediğini duyduğumda sütlaç yemek umuduyla kapısına koştuğum Fazıl Amca, elini öpmeye her gittiğimde "E uşağum, kırayım sana bir yumurta" diye ısrar eden ve her seferinde "Hayır" dememe rağmen kendimi bir sahana kırılan iki yumurtaya ekmek banarken bulduğum Müzeyyen Hala, konuşmaya başladığımda gördüğüm her şey için "Nasi, nasi?" (Nasıl, nasıl?) diye soru sorduğumu anlatan sevgili Nevin Abla, sokağımızın ağabeylerinden Efdal, Erol Abi, kuzenim Coşkun... Ve de onların, daha adını sayamadığım, o gün salonu dolduran nice güzel insanın arasında oturan annem ve babam!.. Sait Topçu da salondaydı. Sahi, siz tanımazsınız onu. Oysa, İspanya'nın Valencia kentinde yaşayan Angeles Cubas Cerdan ise hiç unutamaz Sait Topçu'yu!.. İspanyol kadın, günlerden bir gün bir mektup alır... Zarfı açtığında hem hüzünden hem de sevinçten gözyaşlarına boğulur. Eşi, Blas Aguliar'ın fotoğrafları vardır zarfın içinde... 26 Mayıs 2003 gününün sabahı, kulakları sağır eden bir patlamayla uyanır Galyan Vadisi'ndeki köylüler: Afganistan'dan evlerine dönen İspanyol askerleri taşıyan bir uçak Pilav Dağı'na dalmıştır, kara saplı bir kaşık gibi... Kaza yerine ilk ulaşan Sait Topçu olur. Ne yazık ki, sağ kalan kimsecikler yoktur; 62 İspanyol asker, son nefeslerini Sunay Akın'ın yaz tatillerinde Kızılderilicilik oynadığı bu dağda verir!

TEŞEKKÜR ZİYARETİ
Çavuş Aguliar'ın fotoğraflarını yanmaktan, kaybolmaktan kurtaran Topçu, yanına bir de mektup ekleyerek İspanya'ya gönderir... Sonra, Trabzonspor UEFA Kupası'nda rakip olarak İspanya'nın Villarreal takımıyla eşleşir. Maç yapmak üzere Trabzon'a gelen kafilede Çavuş Aguliar'ın karısı da vardır. Gözü yaşlı kadın Sait Topçu'ya teşekkür etmek için gelmiştir onca yolu! Topçu'ya dünyanın dört bir yanından kutlama mesajları yağarken, Türkiye olimpiyat komitesi de "Şeref Diploması" ile ödüllendirir genç adamı. Sait Topçu'ya verilen ödül çalışma odasındaki Atatürk resminin yanına asılı. Topçu, görev yaptığı yerde köy çocuklarının doğum günlerini kutluyor. Onlara pastalar yaptırıyor, börekler, çörekler ikram ediyor. İşyerinin bahçesini de voleybol sahası yapmış, gençler spor yapsın diye! Çocukları da unutmamış, bir de salıncak kurmuş bahçeye. Sait Topçu ne iş mi yapıyor? O bir imam!.. Türkiye Cumhuriyeti'nin beyni en aydınlık, yüreği en temiz imamlarından biri... Evet, köyümün imamı Sait Topçu da Maçka Kültür ve Sanat Festivali programındaki etkinliğimi izlemek için gelenler arasındaydı!

KOYUNCU ORADAYDI
Günümüzün Evliya Çelebi'si Tayfun Talipoğlu, Maçkalıların yoğun ilgisi ve sevgisine hapsolarak kalış süresini festivalin sonuna kadar uzatmak zorunda kaldı. Ahmet Kayacık'ın fotoğraf sergisi, Salih Hayal'ın dia gösterisi, yerel sanatçıların konserleri derken, festivalin son gecesinde Volkan Konak 15 bin dinleyiciyi birbirinden güzel şarkılarıyla büyüledi. Sanatçının şarkı söylediği sahnenin yanında Kazım Koyuncu'nun dev bir fotoğrafı asılıydı... Ertuğrul Genç, yaşasaydı festivalde konser verecek olan bu güzel insanı unutmamıştı. Başkan Genç, Kazım Koyuncu'nun adına hazırlattığı katılım plaketini de ailesine iletmesi için Volkan Konak'a verdi. Maçka Festivali'ni kaçırdım diye üzülmeyin sakın!.. 1 Ağustos gününden itibaren yeniden yapılıyor!!!... Yalnız, ikinciyi düzenleyen Trabzon Valisi!!!... Vali Hüseyin Yavuzdemir, Maçka Kaymakamı ve Belediye Başkanı'nın el ele vererek hazırladıkları festivali desteklemek yerine, Ali Kemal Aktürk ile birlikte bir festival gerçekleştiriyor. Ali Kemal Aktürk kim mi?.. İnanın ben de pek bilgi sahibi değilim. Sadece Maçkalı olduğunu ve bir yolsuzluk davasıyla yargılandığını biliyorum. Ertuğrul Genç'in davetiyelerinde Kaymakam Hasan Yılmaz ve kendi adı var; valinin adı ise davetiyelerinde Ali Kemal Aktürk ile yan yana!!!.. Birinde devletin kaymakamı ve halkın seçtiği başkanın adını, ötekinde ise devletin valisinin ve bir vatandaşın adını okuyoruz. Davetiyede, Hüseyin Yavuzdemir'in adının altında "Trabzon Valisi", Ali Kemal Aktürk'ün adının altında ise "Aktürk Turizm A.Ş." yazılı!.. Sayın Vali, Sümela Manastırı'nda yapılacak ikinci nüsha festivalin "uluslararası platformda ülkemizin sesini duyurmak ve Trabzon'umuzun tanıtımına katkı sağlamak" amacıyla düzenlendiğini belirtiyor. Sakın ola ki, sanatın değişik dallarından birçok yetkin ismin programda yer aldığını sanmayın. Kimler mi var?.. Açın televizyondaki herhangi bir bol göbekli kadın programını ya da şu sıralar bikinili kadınların çokça görüldüğü televoleleri, işte oralardaki sunucular, popstarlar... "Ünlülerin benzeri Show" da var programda, semah gösterisi de!.. Ey, koca tapınak, tarihi miras, Maçka'nın simgesi Sümela... Ey koca, koskoca kirlenmemiş, tertemiz anıt eser... Sahi, hangisi daha değerli; Sümela mı, sümen altı mı!?..