|
|
|
|
Bulutlara bakıp depremi görüyor
Tüm ömrünü bulutlarla depremler arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya adayan Fransa ve Türkiye vatandaşı Ronald Karel, "Bu uğurda hayatımı mahvettim" diyor.
Fransa ve Türkiye vatandaşı olan Ronald Karel, daha dokuz yaşındayken gökyüzüne ve bulutlara sevdalanmış. Telefonla yaptığımız söyleşide ilk sözleri, "İlkokuldayken bulutları incelemeye ve yüksekliklerine göre değerlendirmeler yapmaya başladım" oluyor. Fransız bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Moda'da dünyaya gelen, gençliğini de Türkiye'de geçiren Karel, halen İngiltere'de yaşıyor. Karel, TRT'deki hava durumu bültenlerini dinleye dinleye hava kütlelerinin Türkiye'ye nasıl dağıldığını öğrenmiş, öyle ki 14 yaşına geldiğinde Türkiye için hava tahminleri yapmaya başlamış. Deyim yerindeyse gözünü bulutlardan ayırmamış. 27 Mart 1970'te Karaköy'deki Denizcilik Bankası'nın önünde yine hava durumunu incelerken bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmiş: "Paris'teyken Fransa Meteoroloji Müdürlüğü'nün bana verdiği bir harita vardı. O haritadan gördüğüme göre o tarihte Akdeniz üzerinde bulunan yüksek basınç ve Karadeniz'in kuzeyinde bulunan alçak basınç sistemleri Türkiye'yi etkiliyordu. Bu nedenle Batı Türkiye yağışlı ve lodoslu bir havanın etkisindeydi. Ancak saat 16.15'te gökyüzü çok hızlı bir şekilde alçak, atmosfer yüksekliği ancak 500-1000 metre olabilecek bulutlarla kaplanmıştı. Bu bir 'soğuk cephe' veya bildiğimiz 'stratus' bulutları değildi. Grimsi, uzunca, yılan gibi olan, belli bir sistem içerisinde hareket eden bu bulutlar, sanki ilerlerken alçalıyormuş gibiydiler. Bu bulutlar, gerçek bulut değildi."
TOKAT YEDİ Aynı gece saat 23.00 sularında Gediz'in sallandığını anlatan Karel, "Ben 16 yaşındayken bulutlarla depremler arasındaki bu ilişkiyi buldum" diyor. Bulutlara olan bu sevdası tüm hayatı boyunca başına çok dert açmış. Meteorolojiye olan olağanüstü sevgisi ve depremler ile alçak bulutlar arasında bağ kurması ailesi de dahil olmak üzere etrafındaki herkesi çileden çıkarmış: "Hiç kimse bu çalışmalarıma bir 'araştırma' gözüyle bakmıyordu. Hiç unutamadığım olaylardan biri de, Burdur ve Bingöl depremlerinde, Marmara Denizi üzerinde bu alçak bulutların ters yönden hareket ettiğini görüp de 'Gene deprem olacak, bunlar normal bulut değil' dediğimde babamdan tokat yemem ve annemin bana bağırmasıdır." Ronald Karel, uğrunda hayatını mahvettiğini söylediği deprem bulutlarının oluşmasını şöyle anlatıyor: "Deprem olmadan önce gökyüzüne doğru faylardan bir enerji dağılıyor. Bir gaz eşliğinde havaya dağılan bu enerji kısa sürede alçak ve stratusa benzeyen bulutlar meydana getiriyor. Zaten hayvanlar bu enerjiyi hissedebiliyor, mesela balıklar göllerde su yüzüne çıkıp oksijen alma ihtiyacı duyuyor." Sadece bulutlara bakmakla bulunamayan, özel bir çalışma gerektiren bu sistem "Meteoquake" adını taşıyor. Karel, sistemi geliştirmek için bazı kurumlarla ve bilimadamlarıyla ortak çalışacakları Meteoquake Research Center adlı bir araştırma şirketi kurduklarını söylüyor. Karel'e göre bulutlara bakarak deprem en az 6 saat en fazla 36 saat öncesinden tahmin edilebiliyor. Ancak deprem bulutları bazen çok önceden oluşuyor ve doğal bulutlarla birlikte belli bir hava kütlesine karışıyor. Kısacası onları 20 bin çeşit bulut arasından bulabilmek kumda iğne aramaktan çok daha zor.
BEŞ TAHMİN BEŞ İSABET Ronald Karel, Meteoquake sistemini kullanarak bugüne kadar beş depremi önceden bilmiş: "Gediz depremi ile keşfettiğim bu bağlantıdan sonra Burdur, Bingöl, Antalya, Çanakkale ve Elazığ depremlerinin olacağını önceden tahmin ettim. Yani beş tahmin, beş isabet. Başka hiçbir tahmin yapmadım, eğer yapıp da bilmeseydim, teorinin yakasını bırakacaktım." Gerçi bu nedenden dolayı değil ama hayatını adadığı bu araştırmada kimseyi kendine inandıramadığı ve ilişkileri negatif yönde etkilendiği için 1987 yılında bir gün çalışmalarının büyük bir kısmını New York'ta Georges Washington Köprüsü'nden atmış. Fakat 2003 yılında Bulgar Prof. Dr. Margarita Matova, İstanbul'daki basın toplantısında, Türkiye üzerinde depremlerden önce bulutların oluştuğunu ve yer sarsıntısı olmadan yön değiştirdiklerini söyleyince yeniden her şeye dört elle sarılmış: "Benim 1970'lerde bulduğum hava olayının aynısını Prof. Dr. Matova uydudan görmüş. Zaten bunların hepsi www.meteoquake.org adresli sitemde yazılı. İşimi bıraktım ve kendimi tekrar tezime adadım. Eşim Gülay Yılmaz da bana büyük destek veriyor. İnanın bugün artık beni ancak ölüm durdurabilir. 9 yaşımdan 32 yaşıma kadar ıstırap içerisinde yaşadım, şimdi büyük bir güçle 'meteoquake'i çözmeye kararlıyım."
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|