| |
|
|
Yaşanmış "portre" hikayeleri
Abdülkadir Aksu, Cemil Çiçek ve Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Rusya'ya gitmişler. Uluslararası bir toplantıya. Toplantı St. Petersburg'da (eski Leningrad) imiş. Giderken Ali Coşkun'a "siz de gelin" demişler. Ancak Ali Coşkun "işlerinin çok olduğunu" söylemiş. Gidememiş.
5 DOLARA RENKLİ PORTRE Abdülkadir, Cemil ve Nevzat beyler gitmişken, St. Petersburg'un tarihi yerlerini de gezmişler. Bu sırada "ressamları" görmüşler. Meydanlardaki, parklardaki, caddelerdeki ressamları. "5'er dolar" vermişler. Birer "portrelerini" yaptırmışlar. Sudan ucuza.
"AH KEŞKE ALİ BEY OLSAYDI" Bu sırada akıllarına Ali Coşkun gelmiş. "Keşke" demişler: - Ali bey de olsaydı... Onun da portresi yapılsaydı. Sonra düşünmüşler, taşınmışlar. - Ankara'ya elimiz boş dönmeyelim... Ali Coşkun'a bir hediye alalım... Ama acaba ne alalım?
DEMOKRASİDE ÇARE TÜKENMEZ Cemil Çiçek: - Ressama, Ali Coşkun'un da bir portresini yaptıralım... Hediye olarak onu götürelim. Abdülkadir Aksu: - Çok iyi fikir... Ama elimizde Ali Coşkun'un fotoğrafı yok ki... Ressam, neye bakarak portre yapacak. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: - Ankara'ya telefon edelim... Ali Coşkun'un resmini isteyelim... Faksla geçsinler.
ANKARA-ST. PETERSBURG HATTI "Karar" alınmış. "Olay" Ali Coşkun'a duyurulmayacak. "Sürpriz" yapılacak. Hemen TBMM'deki sekreterler aranmış: - Meclis albümünden Ali Coşkun'un resminin bir kopyasını çıkarın... Acele olarak St. Petersburg'da, bizim kaldığımız otelin faksına geçin. Sekreterler "gereğini" yapmışlar. Ali Coşkun'un resmi Rusya'ya ulaşmış.
RESİM BİRAZ BOZUK AMA... Ancak... Meclis albümündeki resmin "kopyası" çok iyi çıkmamış. Ayrıca... Kopyanın "fakslanması" resmi daha da bozmuş. Prof. Nevzat Yalçıntaş'ın anlatımıyla: - St. Petersburg'daki faks zaten çok eski model... Ankara'dan gele gele bozuk bir resim geldi.
SIRA GELDİ RESSAM BULMAYA Cemil Çiçek: - İyi bir ressamın fırçası, bu resimden, çok güzel bir Ali Coşkun portresi çıkarır. Abdülkadir Aksu: - Resim siyah, beyaz ama... Ali Coşkun'un portresi mutlaka renkli olmalı. Nevzat Yalçıntaş: - Öyleyse hemen gidelim, iyi bir ressam bulalım.
"NO!.. NO!.. YAPAMAM!.." Ressam bulunmuş. 30 yaşlarında, Moskova Üniversitesi mezunu, güzel bir Rus kızı. - Portresini yapacaksınız. Ressam kız, resme bakmış ve tepki göstermiş: - "Nooo!.. No!... Yapamam. Nevzat Hoca "neden" diye sormuş. Ressam kız ise aynı sözleri tekrarlayıp, duruyormuş: - Nooo!.. No!.. Yapamam.
"KIZ GALİBA NAZ YAPIYOR..." Abdülkadir Aksu: - Ressam galiba 5 doları az buldu... Bari 10 dolar verelim. Cemil Çiçek: - Ali Coşkun için 20 dolar bile veririm... Ressam kız, para için naz yapıyor. Prof. Nevzat Yalçıntaş: - Ben ressam kızla bir daha konuşayım.
İŞTE RESSAMIN GEREKÇESİ Ressam kız "Nuh" diyor, "peygamber" demiyormuş. - Yapamam... Yapamam. - Ama neden? - Ben bu resimdeki kişiyi tanıyorum... Korkarım... Ya yaptığım resmi beğenmezse... Israr etmeyin. - Sen bu resimdeki kişiyi tanıyamazsın. - Tanıyorum, tanıyorum... Korkuyorum. - Öyleyse söyle... Kim bu resimdeki? - Kim olacak?.. Eski Leningrad KGB şefi... Çok güçlü adam... Resmi beğenmezse beni öldürtür.
VE PORTRE YAPILIYOR Prof. Yalçıntaş, Abdülkadir Aksu ve Cemil Çiçek anlatmışlar ki... Bu resim "bir Türk'ün resmi." "Korkacak birşey yok." Ressam kız ikna olmuş. Ali Coşkun'un portresini yapmış. Ama Ali Coşkun'a da pek benzemeyen, karanlık bir portre ortaya çıkmış.
ANKARA'DA HEDİYE VERME TÖRENİ "Heyet" Rusya'dan Türkiye'ye dönmüş. Bir "toplantı" düzenlenmiş. Portre "törenle" Ali Coşkun'a verilecek. Cemil Çiçek: - Nevzat Hoca... Portreyi Ali beye bizzat siz verin... Beğenmese bile, size saygısından ses çıkarmaz. Abdülkadir Aksu: - Evet, evet... Ali Coşkun'un, Nevzat Hoca'ya saygısı büyük... Resmi beğenmeyip kızsa bile, saygısından dilini ısırır, yine bir tepki vermez.
ALİ COŞKUN NELER DEDİ? "Portre" törenle açılmış. Ali Coşkun, portreyi görünce patlamış: - Bana Rusya'dan getire getire bunu mu getirdiniz?.. Bu kimin resmi?.. Hangi hapishane kaçkınının... Bu bir teröristin resmi... Belki de İnterpol, kırmızı bültenle arıyor... Getirecek başka şey bulamadınız mı?
PORTRE, SIR GİBİ SAKLANIYOR - Sayın Yalçıntaş... Sonra ne oldu? - Rabbime şükürler olsun, intikamım alındı... Sayın Ali Coşkun günlerce köpürdü... Fakat yine de hatıra olarak bu portreyi aldı, evine götürdü... Tabii evde duvara asmıyor... Saklıyor... Bir sır gibi.
|