kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sunay Akin @ SABAH
 

Şiirin gökyüzünde yeni bir yıldız

Yaşamdan Dakikalar'ın masasında Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk ile bir araya geldiğimiz programlardan birinde, sevgili Haşmet'in söylediği şu söz kulağımda yankılanıyor hala: "Şiir yıldızını takip edenin yolu mutlaka Türkiye'ye ulaşır." Oysa, aynı günlerde edebiyat dergilerinde kendilerini şiir hakkında söz söyleme yetkinliğinde gören kimileri, son derece saldırgan, saçma sapan bir tartışmayı sürdürüyorlardı. Hiçbirinin yazılarında, Haşmet Babaoğlu'nun sözlerindeki ışıltı, şiir sevgisi ve şairanelik yoktu. Kenan Evren'in 1980 yılında demokrasiyi, insan haklarını, özgürlüğü tasfiye etmesi gibi, bir "12 Eylül" kafası da 80 sonrası yazılan şiire aynı at gözlüğüyle bakılmasını istiyordu! Refik Durbaş gibi çok sevdiğim bazı şairlerin hatasına düşüp, bu sevgisizliği ve de sevimsizliği ciddiye alarak, yanıt verme çabasında olduğumu sanmayın. Bunu yapmak, benzerine televizyondaki magazin programlarında rastlayacağımız atışmalar ve kıskançlıklar çamuruna edebiyatımızı da bulaştırmak demektir. Ben, Haşmet'i böylesine güzel bir söz söylemeye iten şairi tanıtmak istiyorum sizlere... Şairimizin varlığını bizlere Cezmi Ersöz duyurdu ilk kez. Öyleyse bize de ilk sözü yüreği edebiyat ve insan sevgisiyle dolu sevgili Cezmi'ye bırakmak düşer: "Konya'da bir kültür merkezinde yaptığım söyleşiye Ahmet Aslan da gelmişti. Sarılıp öpüştük. Bir ara sözü ona getirdim. Şiirlerinden birkaçını okudum. Hayat öyküsünden birkaç kesit anlattım. 'Bu insan şu an da yanımdaki basamakta oturuyor' dedim dinleyenlere. Kalktım bir daha öptüm onu. O an salonda öyle bir alkış koptu ki, içim ürperdi. Şiir kitabının adı böyle çıktı."

KAÇMA İSTEĞİ
Şair Ahmet Aslan'ın "Bütün Kuşları Alkışlamaya Gidiyorum" adlı ilk şiir kitabının okura ulaşmasında Cezmi Ersöz'ün büyük katkısı var. Ahmet Aslan, Zor ve Zorlu'yla yıldızlar altında radyo dinlerken tanımış Cezmi'yi; mektup yazmış hayatın bu en sadık yol arkadaşına. Zor ve Zorlu da kimler mi?.. Efendim, bunlar iki Kangal köpeğinin adıdır! Bilirsiniz, çobanların en yakın arkadaşları Kangal köpekleridir. Şairimiz Ahmet Aslan, Konya'nın Gölyazı kasabasında çobanlık yapmaktadır! Ahmet Aslan, şiir kitabının kapağına omzunda kepeneği, koyunları ve iki köpeğiyle çektirdiği fotoğrafını koymuş. 1969 yılında Urfa'da doğan şair, 20 yıl inşaatlarda çalışmış. Sonrasını şöyle anlatıyor: "İçimde hep bir kaçma isteği vardı. Kendimi bulabileceğim bir yerdi aradığım. Bu yeri, Konya'da bir köyde buldum. Türkülerde, şiirlerde dinlediğim, kartpostallarda imrenerek bakıp aradığım o çoban yaşamının içindeydim artık." Şair Ahmet, aylığını cebine koyar koymaz Ankara'da alır soluğu. Sürüsünün başına geri döndüğünde heybesi yiyecekten çok, dergiler ve kitaplarla doludur. Çoban arkadaşlarına da sevdirir, şiirlerini okuduğu nice şairimizi... En çok da, meradan telefonla bağlandığı radyo programlarında şiir okumak mutlu eder onu. Aklıma Victor Hugo gelmeseydi, Ahmet Aslan'ın şiirinden örnekler vermeyi unutacaktım. Ne diyor Hugo: "Ey şair, bana yağmurdan bahsetme; yağdır!" İşte, Ahmet Aslan'ın şair yüreğinden birkaç dize: Derler ki yıldızdır o kayanlar Bence Gökyüzü taş atıyordur Sevgilisinin penceresine Hayatında bir kez olsun böylesine güzel bir imge yakalayamamış olanların şiir hakkında ahkam kesmeleri neyine!? Cezmi Ersöz haklı; Ahmet, "ortalıkta dolaşan birçok şair bozuntusundan daha yukarılarda bir insan." Ahmet Aslan, şiir hakkındaki düşüncelerini şiirle anlatabilecek kadar güçlü bir şair: "Defterimin satırlarını raylara / ve kelimeleri / umut yüklü vagonlara benzetiyorum / vagonlar hem ağır / hem hafif / ki şiirdir ancak / bu yükü çekecek / en güçlü lokomotif"

ŞİİR PAKETLENMEZ
17 Ağustos depreminin yaşandığı o acı gecede, sarsıntı sonrasında sokağa çıkan yüz binlerce insan gökyüzünün yıldızlarla dolu olduğunu gördüler. Öyle ki, "Gökyüzünde çok yıldız olunca deprem olur" yanılgısı kaldı geride. Oysa, o gece yıldızlar öteki yaz gecelerden farklı değildiler; çoğalan, uyumak yerine onlara bakan gözlerdi yalnızca!.. Çoban Ahmet her gece gökyüzünü seyrediyor merasında... Bu yüzden, şiir sofrasından hiç eksik olmuyor oradan topladıkları: Karnımın zilleriyle uyandım Toprağın uykusu ağırdı Baktım, Sofrasını açmış Bekliyordu gökyüzü Başımda yıldız salkımları Ufukta karpuz dilimi bir ay Ne dersiniz, Çoban Ahmet, şair postu giymiş aç kurtların edebiyatta dolaştığını bildiği için kitabının kapağına Kangal köpekleri arasında çektirdiği bir fotoğrafını koymuş olabilir mi!?.. Şairleri toptancı kafası mantığıyla "70'lı yıllar şiiri", "80'li yıllar şiiri" ya da "90'lı yıllar şiiri" olarak paketleme kolaycılığından ne zaman kurtulacağız? Son söz, Ahmet Aslan'ın dizeleri olsun: Işıldayan bir taçtır başımda hilal Geleceksen geceleri gel Çobanlar kralıyken ben

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Maçka yoluna konulan taş!   / 30-07-2005
 Cumartesi sineması   / 23-07-2005
 İstanbul uçurtması   / 16-07-2005
 Şiirin gökyüzünde yeni bir yıldız   / 09-07-2005
 Hey gidi Kazım Koyuncu!..   / 02-07-2005
 İkinci çocukluk   / 25-06-2005
 Filleri yutan pireler!..   / 18-06-2005
 Ne dediniz, yoğurt mu?   / 11-06-2005
 Baharı uğurlamak   / 04-06-2005
 Denize doğru   / 28-05-2005
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Evet'te hayır vardır!
Evet'te hayır vardır!
Görünürde, zıtlar arasındaki bir aşk filmi bu. Tümüyle kafiyeli bir...
Ölüler ezilmişlerin intikamını alıyor
Ölüler ezilmişlerin intikamını alıyor
Deneyimli yönetmen bu kez de görkemli sahneleri, kanı donduran korku...
İster kirazlı ister şeftalili likör zamanı
Kavurucu sıcaklarda insanın canı yüksek alkollü içkiler çekmiyor.
Yüzde 70 indirim başladı
Yaz sezonunun birbirinden renkli ve şık ürünleri yüzde 70'e varan indirim...
50 yıldır bitmeyen balayı
1955 yılında açılan İstanbul Hilton Oteli'nin ilk 'balayı çifti' olan Safiye ve...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.