  |
|
Caddebostan Plajı'nda derin olmayan sularda
(Caddebostan plajı açıklarında iki balık aralarında konuşmaktadır.) - Çok bozuldu bu plaj çoook... Eskiden böyle miydi ya? - Öyle valla. Beyoğlu'na kravatsız çıkılmazdı mesela. Dedem anlatırdı... - Sulandırma konuyu şimdi... - Daha ne sulandırıcam, zaten suyun içindeyiz. - Deden nerden bilecek canım Beyoğlu'nu? - Beyoğlu'nda Balık Pazarı'na satılmaya götürülürken kaçmış, efsane gibi anlatılır. Lüferzadeler'den Rasim bey diye... Hatırla... - Konumuz bu değil ama... Şu plajın içine etti lümpenler... En çok da donla denize girmelerine uyuz oluyorum. - Öyle de, ne yapıcaz? Alt tarafı balığız biz. - Deden gibi kahraman olmaya ne dersin? İstemez misin torunların da senden böyle bahsetsin... - İstemem mi, isterim tabii... Ama ne yapıcaz? - İnsanların belediyelerin yapamadığını... Birleşicez. Büyük ağbilerimize gideceğiz yardım istemeye... - Hangilerine? Köpekbalıklarına mı? Yemesinler bizi sonra? - Oğlum bu hepimizin davası anlasana. Derdimizi anlatana kadar bir iki tanemizi yerler ama sonra bizi dinlerler. Buralara gelip şuralarda birkaç defa görünseler, savaşı kazanmamız işten bile değil... - Doğru valla... Bu arada çok şaşkınım ben. - Niye ki? - Niye olacak? Balık hafızalıyız, 3 saniye sonra her şeyi unuturuz zannederdim. Bak kaç saniyedir aynı mevzuda konuşuyoruz. - İnsanların bu kadar balık hafızalı olduğu bir toplumda, bırak da biz balıklar hafızalarımızı koruyalım... - Vay vaaaaayyy amma mesaj verdin be. Kılçıklarım diken diken oldu valla. Breh breh... - Uzatma da yürü gidiyoruz. - Yüzsek... - O da olur. Gazamız mübarek olsun... Savulun lümpenler Lüferzade Rasim Bey'in torunu ve arkadaşları plajlarını kurtarmaya geliyor.
|
