Terörün tanımına dair (II)
Küresel terörün küresel güçlerce yönlendirildiğine ilişkin en sarsılmaz kanıt ' tanım kargaşası'dır. Adına ' uluslararası toplum' denen, ' dünya düzeni seçkinleri' aslında insanlığın benimseyebileceği bir terör tanımı üzerinde uzlaşmaktan aciz değillerdir. Aksine, bu yüksek çete, karmaşık ve gelişmiş sahtecilik yeteneği ile çıkar uğruna kendi insanlarının da canı üzerinde kumar oynamaya devam ederek ' evrensel terör tanımı'nın önünü tıkamaktadır. Zira tanım üzerinde uzlaşıldığı takdirde kaçınılmaz olarak gizli servis-terör örgütü bağlarını sorgulama süreci başlayacaktır. Bu da tarih boyunca işlenmiş terör katliamlarının arkasındaki sömürgeci beyaz adamı çırılçıplak ortaya çıkaracaktır. Böyle bir terör tanımı üzerinde uzlaşıldığı zaman, devlerin geçmişten günümüze sarkan korkunç suçları tescil edilecektir. Sözgelimi İngiltere'nin veya Rusya'nın, hatta ABD'nin Hınçak ve Taşnak çetelerini kullanarak on binlerce Müslüman'ı katlettirdiği, ayrıca Ermenilerin de mahvına sebep olduğu kendi arşivleriyle sabittir. Bu şartlarda, ' masum insanlara zarar vermeyi öngören eylem' şeklinde bir terör tanımı yapıldığı zaman ne olacak? Bugünün devleri kendi evrensel suç sabıkalarını, imzaladıkları tanımla üstlenecekler. Sonrasında gelecek hesap bellidir: - Haçlı Seferleri'nden bu yana Asya'dan Latin Amerika'ya, dünyanın dört bir yanında işlenen kıyımların ardında sizin gizli veya açık elleriniz vardır. Aynı işi gizli servisler sayesinde çağdaş tekniklerle sürdürmediğinize dair hiçbir güvence yoktur! Artık gizli servis faaliyetlerine asgari bir hukuki çerçeve getirmek kaçınılmazdır. Bundan böyle, terör örgütlerinin eylemlerini tetikleyerek kimseye mesaj veremeyecek ve bu iğrenç yöntemle çıkar sağlayamayacaksınız! Ne var ki, vahşi kapitalizm yok olmadıkça ' Uluslararası toplum'un resmi, yarı resmi ve sivil kurumları gibi görünen üst düzey çete mahfilleri yer yer sapkın fanatik inançların da etkisi ve desteğiyleterörün tanımında uzlaşmayı önleyecek, ' Ilık Savaş'ı sürdüreceklerdir.
 Vahşi kapitalizm insanı tedricen öldürmeyi meşrulaştırmış, hatta teşvik etmiştir. Sözgelimi sigaradan ve havaya daha çok zehir salan lüks ötesi bineklerden yüksek vergi tahsil ederek! Malum; sigara hem içeni, hem çevredeki masumu tedricen öldürmektedir. Zenginin azman arabası hem kendisini, hem hayatında motorlu araç kullanmamış milyarlarca insanı tedricen katletmektedir. Yüksek vergi ile sözde caydırıcı yöntem uygulanarak aslında ' kamunun çıkarı ile kamunun mahvı' eşitlenmektedir. Onun için vahşi kapitalizm çağdaş terör kültürünün dinamiğidir. Dünya medyası da güdümlü veya bilinçsiz biçimde; ' komplo teorisi' karalaması ile bu dinamiği maskeleyici yayın fısfısını otomatiğe bağlayarak hakikatin ozon tabakasını parçalamakta ve vahşi kapitalizme karşı direnç iklimini mahvetmektedir. Lakin ilginçtir; aynı medya bazen son derece çarpıcı birtakım ' aykırı ürünler' yansıtarak küresel terörün şifrelerini ağzından kaçırıverir. Şamil Basayev'le saklandığı yerde yapılan ve ABC'de yayınlanan mülakat bunun çarpıcı örneklerinden biri: - Ben teröristim ama Ruslar da öyle. Çünkü binlerce Çeçen kadını, çocuğu ve yaşlıyı öldürdüler. Bu, İslam'ın terör tanımıdır. Peki ABD bu tanıma katılmakta mıdır? Hayır, çünkü kendi şahinliği aynı işi Irak'ta yapmaktadır. Guantanamo ve Ebu Garip'te sözde sanıknice insana tarihin kaydetmediği mezalim uygulanmaktadır. Buralarda nice masum kişi, akıl almaz işkencelerden sonra ' Kaide ile bağlantısı tespit edilememiştir' denerek, intikam dehşetiyle yaşamaya mahkum birer canlı bomba adayı haline getirilip salıverilmektedir. Fakat bu şahinlik hiç utanmadan, Basayev'in beyanlarını Çeçen kırımcısı Rus şahinliğinin aleyhine kullanmaya çalışmaktadır. Medyadan bir başka ' aykırı ürün' örneği de romancı Ağaoğlu'nun, meşhur ve ' sivil toplum kuruluşu' adı ile ' mestur' (=örtülü) İnsan Hakları Derneği'nden zehir zemberek şikayetlerle ayrılmasıdır: - Terör artıyor, terörle birlikte İHD'nin tutumu daha bir tartışılır hale geldi. Orada neler yaşandığını biliyorum. En temel hak olan insanın yaşama hakkını korumak amacıyla kurduğumuz bir dernek, öldürülen insanlara sahip çıkmıyor. O zaman kimin insan haklarını savunuyoruz, sorusu geliyor akla. PKK terörü karşısında tavır almayan insan hakları derneği olur mu? Şakası yok; ' Ilık Savaş' Dördüncü Cihan Harbi olarak ' küresel terörle küresel mücadele' adı atı altında sürmektedir. Terörün anası dün fanatizmdi, şimdi vahşi kapitalizmdir.
|