|
|
|
|
|
Market ve fast food hafiyeleri
|
|
İnsanlık bir yandan aşırı beslenmenin doğurduğu dramatik sonuçlar, diğer taraftan da açlıkla uğraşıyor.
Daha iyi yemek, daha iyi yaşamanın anahtarı mıdır? Bunun üzerine her geçen gün daha çok kafa yoruluyor. Beslenme ile sıhhat arasındaki ilişki her gün yeniden sorgulanıyor. İnsanoğlu yeni bir çağın eşiğinde bir yandan aşırı beslenenlerin karşılaştığı dramatik sorunlarla uğraşırken, öte yandan açlık sınırında yaşayan milyonların trajik hayatlarına deva arıyor. Bütün bu gündem dökümünün yanı sıra, insanlık 21. yüzyıl insanının nasıl yaşayacağını, neler yemesi gerektiğini tekrar tekrar gözden geçiriyor. Emin olun, önümüzdeki yakın geleceğin en büyük dönüşümleri bu aralıkta oluşacak. Bu nefes kesici tarihin hep birlikte tanıkları olacağız.
HERKES MUZDARİP Gün geçmiyor ki yeni araştırmaların sonuçları yayınlanmasın. Nitekim, Alman Der Spiegel Dergisi, bu konuya ayırdığı yeni bir dosya sayısı yayınladı. Bu köklü ve ciddi dergide anlatılanlar, Almanlar'ın derdi s a n m a y ı n . Esasen küreselleşen dünyada artık bölgesel dertlerin giderek azaldığını da göreceğiz. Hiç kuşkusuz bu özel sayıda işlenenler bizde de sağda solda tercüme olunacak ve yeni tartışmaları da ateşleyecektir. İşte tam da arzu ettiğimiz budur. Aziz Türk milleti beslenme ile ilgili konuları, her yıl Nisan ile Mayıs ayları boyunca, bikini-mayo mevsimi arifesi ile, Amerika da başarı kazanmış medyatik tabiblerimiz yıllık tatillerine İstanbul'a geldiklerinde ele alır. Şöyle bir sağına soluna bakar. Sonra da bırakır, unutur gider.
BİR DE BİZİ DÜŞÜNÜN Oysa şimdi durum öyle değil. Bilmem okumayan kaldı mı? 2.5 yaşında bir kız çocuğunun göğüsleri çıkmaya başlamış. Neden? Son üç aydır hormonlu çilekle beslendiği için! Böyle bir sahipsizlik dünyanın başka bir yerinde var mıdır? Bir bakın, Batı'da, nizam ve intizamın kalesi Almanya'da bu işler nasıl denetleniyor! Hem de küçük büyük ayrımı yapılmaksızın. Hiçbir kimseye iltimas geçilmeksizin. Mart ayından beri Almanya'nın 8 milyar euro ile en önemli gıda toptancılarından birisini takibe alan güvenlik güçleri, Der Spiegel'in naklettiği kadarıyla belgeleri ile birlikte şu sonuca ulaştı: "Bu şirkette perakende için paketlenmiş etlerin tarihleri geçti mi, hummalı bir faaliyet başlıyordu. Paketler açılıyor ve yeni tarihle yeniden ambalajlanıyordu." Olup bitenler gizli bir kamera ile filme alınıp da Alman televizyon kanalı RTL'de yayınlanınca kıyamet koptu. Söz konusu market zincirinin mensupları adliyeye sevkedildiler. Ama şurası kesin gözüküyor: "Eski maldan, yeni mal üretme faaliyeti Alman süpermarketleri için nadir bir keyfiyet değilmiş!" Der Spiegel'in naklettiği kadarı ile son 10 yıl içerisinde yine Metro'ya bağlı Real süpermarketleri hakkında "etiket yenileme"den kaynaklanan muhtelif adli takibat kayıtlarda. Nasıl? Ağzınız açık kaldı, değil mi? Bir arkanıza yaslanın ve şöyle düşünün. Almanya gibi düzen, disiplin, kontrol benzeri kavramların toplumsal hayata kazınmış olduğu, kendi insanının hayatı ile ilgili hiç bir sululuğu kaldırmayan bir devlet mekanizmasının çalıştığı, hatta Avrupa Topluluğu normlarının editörü olan bir coğrafyada bu kepazelikler olabiliyorsa... Bir düşünün lütfen, Allah muhafaza, Türkiye'de kimbilir neler oluyor olmalı!
EN VAHİM SENARYO Bakın bu işin şakası yok. Batı'nın en büyük erdemi yanlışlarını, hatalarını sorgulayabilmesidir. Ayırdetmeden, affetmeden. Çünkü yiyecekiçecek sektöründeki bu başıbozukluk sadece günlük sıkıntılar yaratıyor sanmayın. Geleceğe, gelecek nesillere aktaracağımız telafisi müşkül sorunlar yaratıyor. Bütün dünya uzun bir zamandır fast food'u sorguluyor. O kadar ki, büyük zincirler, imajları ile ilgili stratejiler geliştirdiler. Önemli harcamalar yapmaktalar. Asli endişeleri şu: Günün birinde, kim bilir belki de çok yakında, dev sigara şirketlerini sarsan tazminat davaları benzeri hallerle karşılaşabilirler mi? İşte en vahim kabus senaryosu bu! Ve inanın bu günler çok uzak olmayabilir. Çünkü artık karşılarındaki dağınık cephe saf tutmaya başladı. Greenpeace adlı şöhretli çevre koruma kuruluşunun yöneticisi Thilo Bode, yeni bir "tüketici derneği" oluşturdu. Foodwatch. 2002 yılından beri bütün dünyada takipteler. Bode, "Bakın, herkesin ne yediğini bilmeye hakkı var. Bunun için savaşıyoruz!" Peki sonuç? Daha şimdiden McDonald's reklamlarını baştan aşağı değiştirmek zorunda kaldı. Nasıl? Bu henüz bir başlangıç!
|
|
|
|
|
|
|
|
|