İnananlar yeter
Almanya'da bir haftayı doldurmak üzereyiz. Christoph Daum'un bu kez işi ciddi tuttuğunu söyleyebiliriz. Alman hoca iki yıllık bir aradan sonra sistem takımı yaratmak için kolları sıvamış görünüyor. Umarız bu kararlılığını korur. Dörtlü defansın önüne çalışkan ve becerikli üçlü orta saha ile, direnci yüksek bir ekip oluşturuyor. Serkan ve Kemal'in destekleri ile iki bek Ümit ile Önder'in bindirmelerinin pekişmesi Fenerbahçe'yi yine ligin en fazla orta yapan takımı haline getirecek gibi. Geçen sene bu cümleleri kullanamadık. Bu kez hiç olmazsa ümidini taşıyoruz. İki yıl şampiyon olmasına rağmen Daum'u 'istenmeyen adam' haline getiren tablo, yine Alman hocanın girişimleri ile değişecek gibi. Kadro kalitesine ve yönetim fedakarlıklarına rağmen, Fenerbahçe'ye beklenen organizasyonu getiremeyen Daum, bu nedenleri kaldırması ve gelişmesi gerektiğinin farkında. Yine de Alman meslekdaşlarımıza yaptığı açıklamada 'hayalci' hedeflerden bahsediyor. Daum'un kalma kararını camiasına ve yöneticilerine rağmen Aziz Bey verdi. Ancak 'istikrar' diyerek bunu açıklarken, "Bizi artık Türkiye'deki başarılar kesmez" diyen de oydu. Başarıya inanmayan bir teknik adam, onunla yola devam ederek kendini ortaya koyan bir başkan ve büyük beklentiler içindeki milyonlarca taraftar. Daum'un bu umutsuzluğunu bilerek, başarı inancı taşıması gereken futbolcu grubu da cabası... Alman hoca sezon başında dostları tarafından kendisine yapılan, "Şampiyonken bırakalım. İki kötü sonuçta bizi kovarlar" telkinlerine rağmen, attığı imzadan şikayet ediyor.
BİR TEK DAUM ETKİLENMİYOR Ancak Fenerbahçe'de artık beraberliğin getirdiği gücü tanımış futbolcular var. Liege maçında çıkan ufak bir tartışmada, hiç fire vermeden rakip oyuncuların üstüne yürüdüler. Bu oyuncuların yarattığı sinerji, Anelka gibi 'umursamaz' bir yıldızı, Newcastle'ın yaptığı teklif karşısında heyecanlandırmıyor bile. Aksine, kendisinden beklenenlerin farkına varmasını sağlayıp, sorumluluk duygusunu hissettiriyor. İki yıldır şampiyonluk kupasını ellerinde tutmak, onları saha içinde daha cesaretli yapmış. Bütün futbolcular kendisine güveniyor. Hata yaptıklarında arkalarından takım arkadaşlarının desteğinin geleceğini çok iyi biliyorlar. Alex'in attığı bir çalım bütün takım için gurur kaynağı oluyor. Birbirlerine anlatıp, övünüyorlar. İnançsızlık veya kötümserliğe rağmen bu oyuncular gözlerini diktikleri büyük hedeflere yürürler. Fenerbahçe'ye başarıyı getirecek olan da Appiah'ın transferi değil, bu arkadaşlıktır. Appiah bu hava içinde zaten performansını katlar. Bu havadan bir tek Daum'un etkilenmemesi ilginç.
|