| |
Moda plajı kelle alabilir
Muhabir, yazın kavurucu günlerinde, Florya cenahındaki plajlardan birine gider ve sahilde kum gibi kaynayan, üst üste güneşlenmeye çalışan muazzam bir kalabalığın resmini çeker. Gazeteye gelince de yazdığı habere şu başlığı koyar: "Halk plajlara hücum etti, vatandaş açıkta kaldı." Muhabirin amacı plajlara tahaccümü anlatmaktır.
Buna benzer bir manzara geçenlerde Kadıköy yakasında Başkan Selami Öztürk'ün hizmete soktuğu iki büyük plajda yaşandı. Halkımız denizi öyle özlemiş olmalı ki, plajlar adeta bir insan seline sahne oldu. Kadıköy'ün deniz görmez mevkilerinden plajlara koşanlar, doya doya denize girdiler. Fakat! Aradan üç beş gün geçmedi ki, Kadıköy ahalisinden şikâyetler yağmaya başladı.
Tekmil Kadıköy sakinleri, özellikle de Fenerbahçe'den Bostancı'ya uzanan sahil şeridinde, her sabah veya akşamüzeri yürüyüş yapan, bisiklet kullanan veya gezintiye çıkan insanlar şöyle diyorlar: "İnsanlar denize girsinler amenna... Ama uzun paçalı donları veya kirli beyaz şortlarıyla plaj ve çevresinde gezintiye çıkanları biz seyretmek zorunda mıyız?" Bu bölgede bir anda ortaya çıkan alışılmamış görüntüler ve davranış biçimleri, meskun halkın "kimyasını" bozacak gibi görünüyor. Selami Öztürk daha iki plaj açmaya hazırlandığına göre, sorun daha da boyutlanacak gibi... Herhalde bunun bir çaresi de düşünülmüş olmalıdır. Denize uzak yaşayan yurttaşların, plajlardan yararlanmaya ne kadar hakları varsa, deniz kenarında avuç dolusu para ödeyerek mesken tutmuş olanların da, tedirginlik hissetmemeye o kadar hakkı olmalıdır. Bu konu çok yakında Selami Öztürk'ün kulağını kurutmaya başlar. Üç kez üst üste seçim kazanan Selami Öztürk'ün, halka hizmet yapayım derken ortaya koyduğu "popüler yaklaşım" kendisine oy veren kemik seçmenlerini sinirlendirebilir.
Anayasal olarak "zümre farkları" veya zümre imtiyazları savunulamaz. Ama, halk kitlelerine birtakım imkanlar, hizmetler ve olanaklar yaratılırken, mevcut sosyal yapıların gözetilmesi de gerekir. Söz konusu sahil şeridi, İstanbul'un en gözde, mutena ve gayri menkulleri pahalı bir mevkisidir. İnsanlar burada dingin, huzurlu ve mutlu bir semt yaşamı sürdürebilmek için olmadık fedakarlıklara katlanmışsa... Birbirlerine saygılı, özenli bir semt yaşamını yaratabilmek için ellerinden gelen dikkati gösteriyorlarsa... Arka arkaya üç dört plaj devreye sokarak, semtteki o mutena atmosferi allak bullak etmenin bir mantığı yok. Aynı şey aslında, Florya, Yeşilköy ve Yeşilyurt sahil şeridi için de geçerli... Fakat buralara zaten "doktor ne yersen ye" demiş! Belediyelere hakim oy avcılığı, ucuz popülizm ve halk kuyrukçuluğu sonuçta, yıllar içinde edinilmiş "uygar davranış sistemleri" ile yaşam gustolarını ayaklar altına alacaksa... Türkiye, ne taraftan ne tarafa gidecek? Bu plajlar Selami Başkan'ın başını yerse hiç şaşırmayın!
|