|
 |
 |
 |
 |
Avrasya'nın sigortası
|
|
Başbakan Erdoğan'a göre, Türkiye ile Rusya'nın sıkı dostluğu Avrasya'da huzur ve barışın sigortası.
Putin'in liderlik kalitesi
Başbakan Erdoğan, Putin'in Türk-Rus dostluğuna samimi olarak önem verdiğini, domates krizini çözmekteki sürati sayesinde anladığını söyledi.
Moğolistan'ın başkenti Ulan Batur'a gitmek üzere havalandığımız Soçi kentinin üzerinde Başbakanla ortak vilayetim olan Rize'yi hatırlamak ve acı bir mukayese yapmaktan kendimi alamadım. Soçi ile Rize hemen hemen aynı iklime sahip iki kent olarak hayli zıt birer tanımlamayı hak ediyor:
Rize kent merkezinde beton yüzünden yeşil görünmüyor. Soçi'de ise yeşil yüzünden beton görünmüyor. Ne var ki, bu mukayeseyi en etkin ve yetkin hemşehrimle paylaşmak mümkün olmadı. Zira uzun yolculuk boyunca röportajlar için Başbakanın ayırabileceği zamandan her birimize sadece onbeşer dakika düştüğü için seyahatin gündemiyle ilgili birkaç soru belirlemeye çalıştım.
* Sayın Başbakan, Türkiye ile Rusya arasında gelişen ilişkiler heyecan verici bir süreç. Kalıcı ve çok boyutlu bir ilişki, bir tür 'kara gün dostluğu' oluşabilir mi? Biz göreve geldiğimizden bu yana bütün ülkelerle uzun ömürlü ve istikrarlı dostluklar oluşturmaya çalışıyoruz. Düşman kazanmak değil, dost kazanmak istiyoruz. Hamdolsun bugün artık Türkiye'nin hiçbir ülkeyle düşmanlık boyutlarında kötü ilişkisi yok. Bu bağlamda Rusya ile her geçen gün daha da yoğunlaşan ilişkilerimizin hangi boyutlara ulaşacağını zaman gösterecek. Esasen Türkiye ile Rusya'nın sıkı dostluğu Avrasya'da huzur ve barışın sigortasıdır. İki ülke arasındaki bu yakınlık, bu samimi ve sıcak iklim, daha şimdiden Avrasya çevresindeki çeşitli sorunların çözümü açısından son derece yararlı ve etkili bir havanın oluşmasına katkıda bulunuyor. Bu durum daha da gelişecek.
* Türki Cumhuriyet'lerle ilişkilerimiz ve Çeçenistan meselesi yüzünden Moskova'nın bize yönelik kuşkucu bir yaklaşımı vardı. Şimdi durum nasıldır? Bu kuşku doğal değil midir? Her devletin güvenlik ve çıkar açısından ilgili bulunduğu alanlara yönelik kuşkucu bir tavrı zaten olmalıdır.
* Bunu kastetmiyorum efendim. Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinde samimi bir dostluk ve barış kararlılığı içinde olamayacağı yönünde bir kaygı kökleri geçmişe dayalı psikolojik bir güvensizlik... Bu açıdan Başkan Putin'le ilgili izlenimleriniz ne? Sayın Putin'in Türk-Rus dostluğuna samimiyetle önem verdiğine inanıyorum. Görüşmelerimizde geçmişin tortularıyla geleceğe bakmadığını belirten pek çok ifadeleri olmuştur. Bir örnek olarak ifade edeyim; yaş sebze ve meyve konusunda yaşanan sorun üzerine Sayın Putin'le yaptığım telefon görüşmesi ve bu görüşmenin ardından olağanüstü bir süratle gerçekleşen müdahale çok ciddi ve derin bir samimiyet göstergesidir. Sorunun bu kadar hızlı bir biçimde çözülebilmesi, hem Putin'in liderlik kalitesinin, hem de Türk-Rus ilişkilerine verdiği samimi önemin bizi memnun eden belgelerinden biridir.
* Rusya ile savunma alanında şu ana kadar kayda değer bir işbirliğinin gelişmemiş olmasını neye bağlıyorsunuz? Bu durum ağırlıklı olarak, askeri teknik standartlarla ilgidir.
* Ama Türkiye'nin bir çeşitlilik arayışı içinde olması gerekmiyor mu? Elbette gerekiyor. Nitekim bunun için biz Almanya, Fransa ve İsrail ile savunma sanayi alanında işbirliği yapmaya özen gösteriyoruz. Son olarak Rusya'yı da helikopter ihalesine davet ettik.
*** Erdoğan'ın Putin'le ortak basın toplantısındaki açıklamalarına rağmen, iki taraftan sadece birer soru alındığı için temasların ağırlık noktasını oluşturan enerji ve özellikle doğalgaz konusunda yeterince aydınlanamadık. Bunun için doğalgaz konusunda sorular yöneltmeye başladığımda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'i de çağırtan Başbakan 'al ya da öde' meselesinde artık önemli mesafeler alındığını açıkladı. Bilindiği gibi 1990'lı yılların ikinci yarısından sonra Rusya ile ihtiyacımızdan fazla miktar üzerinde doğalgaz anlaşması yaptığımız için ciddi bir sorun yaşanmakta... Türkiye tüketemediği halde taahhüt ettiği miktarın tamamının bedelini ödemek durumunda. Bu sohbette, anlaşma süresince öngörülen toplam tüketimin 40 milyar metreküp aşağı çekildiği vurgulandı.
*** * Bu tasarıyı göz önüne alınca, hâlâ çok yüksek miktarda ihtiyaç fazlası doğalgaz almak veya almadan bedelini ödemek durumunda olduğumuz anlaşılıyor. Hayır, öyle değil... Uluslararası piyasalarda yaşanan fiyat dalgalanmalarından olabildiğince az etkilenmek, hatta yararlanmak için böyle bir depolama ihtiyacı var. Çünkü petrole bağlı olarak mevsimlere göre doğalgazın fiyatları değişmektedir. Sözgelimi kışın fiyatlar daha yüksek olabilmektedir. Belki güncel olay ve şartlar yüzünden aşırı pahalılaşma ile karşılaşıldığı zaman depolanmış doğalgazı devreye sokabilmek için böyle bir ihtiyat birikimine ihtiyaç var...
*** Başbakanla bugün Moğolistan'da, Orhun abidelerinin bulunduğu bölgedeyiz. Sohbette sınırlı vakit dolarken, Rusya temasları sonrası hayli keyifli görünen Başbakan biraz da Türk tarihi ve Türk kültürü ile ilgili hassasiyetime gönderme yaparcasına gülümseyerek, 'Bitti mi, Moğolistan'ı sormayacak mısın, orada da önemli işlerimiz var' dedi. Bugün temeli atılacak ve planlandığına göre gelecek yıl açılışı yapılacak Karakurum- Orhun arası karayolu gerçekten Türkiye açısından son derece anlamlı ve önemli bir adım. Ancak vakit dolduğu için bunları konuşmak sonraya kalıyor.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|