|
 |
 |
 |
İhmal onları bitirdi
İrfan Hanım'ın başına böbrek tedavisi için yattığı hastanede monitör düştü. Gözü kör olan İrfan Ürer hastane hastane gezdi ancak kurtarılamadı Eşini çok seven Ali Ürer hayattan elini eteğini çekti ve sekiz ay sonra o da öldü. Çiftin oğulları ihmali bulunduğu için iki teknikere dava açtı.
İrfan ve Ali Ürer çifti, 40 yıldan fazla bir süre aynı yastığa baş koymuş, birbirlerine olan sevgileri ile çevrelerinde örnek gösterilen bir çiftti. Bakırköy'deki bir apartmanın bahçe katında 4 erkek çocuğu büyütüp yuvadan uçurmuşlardı. Ali Bey, İş Bankası'ndan ikinci müdür olarak emekli olduktan sonra mutlu çift, aynı evde torun sahibi olmanın da sevincini yaşamışlardı. Ancak, çiftin mutluluk dolu günleri hazin bir şekilde sona erdi. İrfan Hanım'ın böbreklerindeki sorun nedeni ile vücudu su toplamaya başlayınca oğulları anneleri için en uygun hastaneye arayışına geçti. İstanbul'da diyaliz ve yoğun bakım ünitelerinin bir arada bulunduğu birkaç özel hastaneden birinde karar kılındı. İrfan Ürer, 16 Aralık 2004 tarihinde yoğun bakım servisine yatırıldı. Burada 17 gün süren tedavisinin ardından sağlık durumu normale dönen İrfan Hanım 2 gün sonra taburcu edilecekti.
BAŞINA MONİTÖR DÜŞTÜ Ancak 2 Ocak 2005'te yaşanan olay İrfan Hanım için sonun başlangıcı oldu. Yoğun bakım yatağının baş kısmında bulunan iki monitörden biri başına düştü. Monitörün gözüne isabet etmesi sonucu talihsiz kadının gözü kör oldu. İrfan Ürer acil olarak Dünya Göz Hastanesi'ne sevk edildi, ancak ameliyatı kaldıramayacağı gerekçesiyle burada müdahalede bulunulmadı. Yeniden aynı özel hastaneye gönderilen Ürer, ameliyata alındı. Durumu gittikçe kötüleşen talihsiz kadın ameliyattan iki ay sonra yaşamını yitirdi. Ürer çiftinin oğulları Cem Ürer, hastane çalışanlarından olayın nasıl olduğunu öğrendiklerini belirterek, "Annemizin gözüne yoğun bakımda monitör düştüğünü öğrenince hastaneye koştuk. Annem yatakta iki cihaza birden bağlıydı. İki cihazın birer monitörü vardı. Teknikerler hastanın yanına gitme zahmetine katlanmadan, oturdukları yerden monitörü görebilmek için iki monitörü üst üste koymuşlar. Alttaki monitör duvara sabitlendiği için düşmemiş. Üste konulan monitör annemizin gözüne düşmüş" dedi.
TABURCU OLACAKTI Gözün kör olması nedeni ile annelerini acilen Dünya Göz Hastanesi'ne kaldırdıklarını söyleyen Cem Ürer, olayın ardından yaşananları şöyle anlattı: "Masada kalma riski olduğundan ameliyat etmediler. Tekrar aynı hastaneye geri gönderildik. Gözün arka kısmında akıntı olduğundan burada mecburen ameliyata aldılar. Annem ameliyata girmeden önce kendindeydi. O halde bile etrafına öpücükler saçıyordu. Bizi görünce 'Yavrularım onlar, benim canlarım' diyordu. Ameliyattan 1 hafta sonra annelerini İstanbul Tıp Fakültesi'nin reanimasyon servisine taşıdıklarını ifade eden Ürer, "Ameliyattan sonra her gün daha da kötüye gitti annemin durumu. Bunun üzerine Çapa'ya götürdük. Ancak 2 ay sonra da vefat etti."
"BİZE ÖDETTİLER" Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulundukları anlatan Ürer, 21 Haziran'da Üsküdar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada hastanenin 2 teknikerinin yargılanmaya başladığını söyledi. İş Bankası emeklisi babalarının sosyal güvencesinin hastane masraflarının yarısını karşıladığını, kalan 20 milyarı ise kendilerinin ödediklerini anlatan Ürer, "Annemizin taburcu olmasını beklerken gözü kör oldu, sonra da öldü. Ardından üzüntüye dayanamayan babamızı da kaybettik. Üstüne üstlük hastane yaptığı göz ameliyatının parasını da bize ödetti. Ticarethane mantığı ile hareket eden hastane yönetiminden davacıyız. Bir hastanın gözüne monitör düşmesi disiplinli bir hastanede yaşanabilecek bir kaza sayılmamalı" dedi.
Yıldız ATEŞ - İSTANBUL / MERKEZ
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|