|
![](/gnysabah/i/1_pix_gri.gif) |
|
![](/gnysabah/i/1_pix_trans.gif) |
![](/gnysabah/i/1_pix_trans.gif) |
Kim ki-duk'un SESSİZLİĞİ
|
|
"Konuşmak çoğu zaman yetersiz kalsa da konuşmak gerek" demişti Kim ki-duk. Altın Portakal 1. Avrasya Film Festivali için Antalya'ya geleceği için mevzu taze. Kendisi geçtiğimiz mayıs ayında yarışma dışı gösterilen son filmi 'The Bow' için Cannes'a gelmişti. Zaten bu film de Antalya'ya gelecek. Malumunuz kendisi son dönem yükselen Kore sinemasının öncü yönetmenlerinden. Beş yıl önce Venedik'te 'Ada' (The Isle) adlı 'şiddetli' filmiyle sansasyon yaratmış, balık oltası yutarak kendisini öldürmek isteyen gencin 'çabası' seyircide şok yaratmıştı. Ancak Kim ki-duk'un şiddeti, içi boşaltılmamış, alt metni epeyce dolu bir şiddet olduğu için, derinden yaralayabiliyor, kelimelere ihtiyaç duyulmadan da hissedilebiliyor. Çok şaşırtıcı bir yönetmen. Olağanüstü hikayeler anlatıyor. Aniden "İlkbahar, yaz, sonbahar, kış,... İlkbahar" gibi şahane meditasyon örneği filmlerle de karşımıza çıkıyor, 'Boş Ev'deki gibi mistisizmi doruklarda geziniyor. Bazen 'Fedakar Kız' gibi şiddeti, Batı ve Doğu dinlerinin açmazı yapıyor. Güney ile Kuzey olarak parçalanmış ülkesinin yaşadığı çalkalanmaların izlerini sürebiliriz. Sinema eğitimi almamış, fabrikalarda ve orduda çalıştıktan sonra Fransa'ya gitmiş ve Paris sokaklarında resim yapmış. Pek iyi olmayan Fransızca'sıyla insanlarla istediği iletişimi kurduğunu farketmesi ve sinemayı keşfetmesi aynı tarihlere denk gelmiş. "Acı gerçeklerle umut verici hayalgücünün arasındaki ince çizgiyi vurgulamaya çalışıyorum. Burada söze çok gerek yok" diyor. Özetle böylesine önemli bir sinemacıyı Antalya'da ağırlamak bizler için bir ayrıcalık olacak.
|
|
|
|
|
![](/gnysabah/i/1_pix_trans.gif) |
|
![](/gnysabah/i/1_pix_gri.gif) |
|