Transfer yoksa kongre olur!
Beşiktaş'ın kampından üç önemli mesaj: Birincisi; Beşiktaş Carew'i şimdiden arıyor. Kadro geçen yıldan kötü. İkincisi; Beşiktaş yönetimi süper iki-üç süper transfer yapmazsa, olağanüstü kongre yapar! Üçüncüsü; starları olmayan bu Beşiktaş takımı forma da (Kimin forması alınacak), kombine de satamaz. Geçen yıl 12 bin kombine satıldı. Bu sezonki satış 3 bin 500 civarında. Dikkat! Yönetim köşeye sıkışmış durumda. Tek çözüm Carew'den de iyi bir santrfor almak ve orta sahaya da iki tane oyuncu transfer etmek. Kampı izleyen yönetimin güçlü ismi ikinci Başkan Sayın Murat Aksu ve Genel Sekreter Sayın Kenan Öner, Köln ve Banik Ostrava maçlarını gördükten sonra yabancı oyuncu arayışına hız verdiler. Yabancı oyuncu alınmazsa, Carew'in satılmasının hesabını veremeyeceklerinin farkındalar. Öner'e soruyorum: "Yabancı oyuncu transferine 4-3'lük Fener maçı sonrası başladınız. Üç kıtadan sayısız oyuncu ile görüştünüz. Bir tane almadınız. Juanfran, Ronaldo ve Fatih Sonkaya'yı gönderdiniz. Carew'i sattınız. Taraftar tepkili, kongre üyeleri ise sabırsız. Ne olacak?" Sorunları çözmek için çok çalıştıklarını söyleyen Öner'in yanıtı şöyle: "Şöhretli oyuncular Türkiye'ye gelmek istemiyorlar. Kime teklif yaptıysak inanılmaz para istediler. Fransa'dan anlaştığımız Piquenne işi bir anda bozuldu. Bunun nedeni de Ribery'nin Galatasaray'da yaşadığı sorunlar. Biscan'a ise çok para verdik ama gelmedi." İki önemli nokta var: 1. Beşiktaş'ın en büyük silahı Rıza Çalımbay. İnanılmaz şekilde işini seviyor ve Beşiktaş'a hayat veriyor. 'Bu iş Çalımbay'la olmayacak' diyenler yanılacak. 2. Orta sahaya iki star ve kaliteli bir golcü alınırsa bu Beşiktaş, Fener'in önüne geçip şampiyon olur. Verdiği listedeki transferlerin gerçekleşmemesi teknik direktör Çalımbay'ın taktik-kadro çalışmalarına set çekmiş durumda. Çalımbay haklı olarak ısrarla şunu söylüyor: "Üç oyuncu istedim. İki transfer mutlaka yapılmalı. Öncelikle hücuma dönük bir orta saha oyuncusu ile iki santrfora ihtiyacım var. Ama almak için oyuncu almam. Panik yapmam. İyisini alana kadar bekleyeceğim." Çalımbay'a elde Ahmet Hassan, Ahmet Dursun, Veysel Cihan ve Süleyman Youla hatta Daniel Pancu'nun olduğunu söylüyorum. Yanıtı: "En az iki transfer istiyorum. UEFA'da başarı lig ve kupada şampiyonluk istiyorsak kadromuz geniş ve güçlü olmalı. İleride top tutan golcüye ihtiyacım var. Top tutamadığımız zaman o top bize tehlikeli olarak geri dönüyor." Süleyman Youla'nın santrafor olarak alındığını ama iyi bir kontratak oyuncusu olduğunu belirtiyorum. Çalımbay bu konuda çok iddialı: "Youla her sezon 15 gol atan oyuncu. Elbette kontratak oyuncu olarak çok kaliteli. Ama baskılı oynadığımız zaman da gol atacak. Gençler'de oynarken her takım onu 2 kişiyle marke ediyordu."
Sergen'e yalvarmam Sergen Yalçın'a geliyoruz. Olağanüstü çalışıyor, sürekli kilo veriyor. "İki yıldır koşmadan oynayan, oynamadan para kazanan Sergen'e bakışın nedir?" diyorum. Çalımbay tavizsiz: "Kampta gidecek yeri olmadığı için bize hep uyum gösterdi. İstanbul'da ne yapar bilemem. Hayat onun. Çalışırsa Beşiktaş'ta kalır. Çalışmazsa kendi hayatını yaşamak isterse o zaman yollarımızı ayırırız. Sergen'e 'Ne olur oyna' diye yalvaramam. Beşiktaş'ta oynamak için hayatını ortaya koyacak. Şu anki performansı ile 18'e girer mi, onu da zaman gösterir." Çalımbay otorite konusunda sarsılmaz bir disipline sahip: "Birinci şartım Beşiktaş'ı seven ve Beşiktaş için oynayacak olanların kalması. Bu nedenle gitmek isteyeni gönderdim. Sadece Sinan Kaloğlu ile kaleci Ramazan'ın oynamaları için gitmelerine izin verdim." "Önce sistem, futbolcular ikinci planda" diyen Çalımbay sistemini şöyle anlatıyor: "Sarkık liberolu ama top bizdeyken hücuma çıkan bir anlayışta oynayacağız. İki ön liberomuz ve çift santraforumuz olacak. Yani hem savunmada güçlü hem de hücumda çok adamla saldıran bir Beşiktaş."
|