Erdoğan'ın rahatsızlığı
Abdüllatif Şener'in sözleri AKP'de iki farklı görüşün ciddi bir yol ayrımına geldiğini gösteriyor.
Abdüllatif Şener'in "yabancı sermaye" ile ilgili açıklaması AK Parti içindeki görüş ayrılığını açıkça ortaya koydu. Kabul etmek gerekir ki, AK Parti her kitle partisi gibi farklı görüş açısına sahip kişilerden oluşuyor. Aynı muhafazakâr çekirdekten gelen isimlerin bir bölümü daha sosyal adaletçi ve devletçi bir tutum takınırken, bir kısmı daha liberal ve büyüme hedefli politikaları izleyebiliyor. Başbakan Erdoğan, beş gün boyunca ABD'de yabancı sermayeyi Türkiye'ye davete uğraşırken, Başbakan Yardımcısı Şener'in eleştirel çıkışı, bu görüş farklılığının en açık örneği oldu. Başbakan'ın dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Şener'i sözleri nedeniyle sert biçimde eleştirmesi, iki farklı görüşün ciddi yol ayrımına geldiğini gösteriyor. AK Parti'nin liberal kanadının önde gelen isimlerinden Cüneyd Zapsu da, Şener'in yabancı sermaye ve özelleştirmeye karşı çıkışından rahatsız olan isimlerden. Zapsu, Şener'in çıkışını "Herhalde yanlış anlama" diye yorumluyor. Almanya ve Lüksemburg'u kapsayan bir geziye çıkan Zapsu, ardından Amerika'ya gidecek. Almanya'dan Lüksemburg'a uçmaya hazırlanırken cep telefonundan bulduğum Zapsu, Şener'in çıkışıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: "Başbakan, Maliye Bakanı ve Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı 40 saat yol gidip yabancı sermaye getirmek için bu kadar uğraşırken, Şener'in çıkışı herhalde yanlış anlamadır. Ben bunu başka türlü açıklayamıyorum. Hükümette birinin ak dediğine, bir başkası kara diyemez. Bizim terminolojide 'yabancı sermaye' diye bir şey yok zaten. Çünkü artık kimin yerli, kimin yabancı olduğunu bile bilemeyiz. Bu çok eskide kalmış bir şey. Bundan kurtulmamız lazım. AK Parti'nin ekonomik programı da böyle bir değerlendirmeye karşı zaten. Yabancı sermaye girişine, ancak stratejik, milli güvenliği çok yakından ilgilendiren konularda bir sınırlama getirilmesi düşünülebilir. O da zaten devlet politikasıdır." Bu da, Başbakan'ın yakın çalışma arkadaşlarından, ekonomideki önemli danışmanlarından birinin görüşü. Anlaşılacağı üzere, AK Parti'nin son dönemde izlediği ekonomik politikalar, farklı kökenden gelen siyasetçiler arasında rahatsızlık yaratmış durumda. Ancak, böylesi farklı duruşlar zaten ürkek olan yabancı sermayeyi ülkeye çekmedeki zorluk derecesini biraz daha artırabilir. Sanırım, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere AK Parti'nin liberal kanat liderlerinin asıl rahatsızlığı da bundan kaynaklanıyor. Şener, başta bankacılık, medya, iletişim gibi sektörlerde yabancı payının kısıtlı kalmasından yana tavır alıyor ve bu noktada Cumhurbaşkanı Sezer'e daha yakın duruyor. Açıkçası, yabancı sermaye gelişine karşı olmamakla birlikte medya gibi ülke siyasetini, gündemini yakından ilgilendiren alanlarda Şener'den farklı düşünmüyorum. Konuya Irak Savaşı, büyük Ortadoğu Projesi, bölücü terör gibi konulardan baktığınızda yüzde 100'ü yabancı sermayeli bir basın grubunun ülke gündemini istediği gibi yönlendirmesinin tehlikeli olabileceğini düşünüyorum.
Başbakanlık açıklaması Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, dünkü yazıma ilişkin bir düzeltme gönderme ihtiyacı hissetti. Başbakan'ın kararnamelerle ilgili açıklamasında küçük bir yanlış anlama olduğunu belirten Beki, Başbakan'ın Karabük projesini anlattığını ve ardından, "Takdirnameli bir vali gönderdim, yukarısı reddetti. İkinci bir isim gönderdim, onu da reddetti. Şimdiye kadar geri gelmesin diye önceden görüşüp uzlaşmaya çalışarak gönderiyordum kararnameyi. Ama bu olaydan sonra artık metot değiştiriyorum. Göndereceğim, o reddetsin. Reddettikten sonra çıkıp basına açıklayacağım. Başka çarem yok" dediğini ekledi. Düzeltir, bilgilerinize sunarım.
|