Şener: Önce hukuk sonra ekonomi
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, dün 1994'te Telekom'un satışının iptal edilmesinde rol oynadığını kabul ederek söze başladı. Önce, kabinedeki arkadaşlarından gelen, "O dönemde iptal ettirenler ihanet etmiştir" sözlerine karşılık vermek istemediğini kayda geçirdi. "Telekom'un satışına ilişkin iptal kararına neden imza koydum?" sorusunu kendine yöneltip devam etti: "Mutlak anlamda ekonomik gereklilikler önceliklidir diyerek, hukuki altyapıyı hazırlamadan bunu gerçekleştirmeye çalışmak yanlıştır. Çünkü önce mevcut hukuki düzen, ekonomik gerekliliklere uygun hale getirilmelidir..." Ardından, Telekom satışını engellemek için 1994'te Anayasa Mahkemesi'ne dava açma gerekçesini anlatmaya başladı. O dönemde Anayasa'nın 47'nci maddesinde özelleştirme yerine devletleştirme kavramının bulunduğunu belirtti. "Devlete ait şirketlerin özel sektöre geçmesi olayı yoktu" deyip ekledi: "Tam tersine devletleştirmenin yaygınlaştırılması olayı vardı. Yani hukuki altyapı o tarihte özelleştirme için oluşturulmamıştı..." O tarihte bir grup milletvekilinin "Nerede bunun hukuki altyapısı?" diye sorma gereği duyduğunu vurguladı.
İmzasını savundu Şener, 1994'te kendisiyle birlikte imza koyan arkadaşlarının, bugün gösterdikleri "Geçmişte hata yapmışız" yönündeki yaklaşımını sergilemedi. Aksine, altına imza koyduğu iptal davası dilekçesini savundu: "O gün milletvekilleri olarak altına imza koyduğumuz Anayasa Mahkemesi'ne açılmış iptal dava dilekçesi hukuki altyapıyı arıyordu. O tarihte benim de milletvekillerinin attığı imzalar doğruydu." Bugün Telekom satışının, 13 Ağustos 1999'da Anayasa'nın 47'nci maddesinde, özelleştirmeye de olanak sağlayan değişiklik sonucu gerçekleştiğini belirtti. Bundan dolayı, "önce hukuk" dedikleri için geçmişte milletvekillerinin attığı imzadan dolayı "ihanetle suçlanamayacağını" söyledi.
Hesap sorulanlar Şener, "İnandığım bir ilkeyi de söylemek isterim" deyip devam etti: "Herkes önce, mevcut hukuk düzenine uygun olmayan bir durum var mı yok mu diye bakmak zorundadır..." Ardından gelen sözler, sanki bugüne de mesaj niteliğindeydi: "Hukuki altyapıyı hazırlamadan, hukuka uygun olup olmadığına bakmadan, 'hukuka uygunluğu ben takmam, ekonomik gereklilik bunu gerektiriyor' diyenlerden, daha sonra hep hesap sorulmuştur..." Bu aşamada Şener'e, şu soruyu yönelttik: "Cumhurbaşkanı bazı yasaları 'hukuki altyapıya uygun değil' diye veto ettiğinde neden tepki gösteriyorsunuz?" Şener soruya yanıt verirken, kendisini soyutlamayı tercih etti: "Benim Sayın Cumhurbaşkanı'nın yasaları vetolarına karşı öyle bir tavrım hiç olmadı. Ben Sayın Cumhurbaşkanı'na bir tek söz dahi söylemedim."
İhanet mi? Yasaların Meclis'ten çıkarılış yönteminin belli olduğunu belirterek devam etti: "Anayasal kurumlar yetkilerini kullanır. Herkes de saygı gösterir ve uyar..." Her ne kadar polemik yaratmak istemediğini söylese de Telekom ihalesini Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiğini anımsatıp sözlerini tamamladı: "Şimdi ben bir soru sormak istiyorum; geçmişte Telekom özelleştirmesini iptal eden Anayasal kurumlar da ihanet mi ettiler?.." Şener'e, yabancıların Türkiye'de yatırıma gerek olmayan özelleştirmelere yöneldiğine ilişkin uyarısını sorduk. Yabancı sermayenin marketler, elektrik, bankacılık gibi yurtiçinde yaratılan gelir ve tasarrufa ilişkin özelleştirmeye yöneldiği, bunun ilerde Arjantin'in karşılaştığına benzer sıkıntılara yol açacağına ilişkin uyarısı üzerinde durduk. Şener'in yanıtı kısa oldu: "Ben kısa vadeye dönük söylemedim. Kısa vadede faydalı da olabilir, ama uzun vadede sorun yaratır. Sözlerimde bir frekans kayması olmuş..." Şener'in Telekom ve ekonomiye ilişkin sözleri böyle.. Kim üstüne alınırsa..
|