Paris Haute Couture Haftası'ndan kesitler
Moda dünyası geçtiğimiz haftayı, katılımcıların sayısı azalsa da görkemi, önemi azalmayan Paris Haute Couture Haftası ile kapattı. Paris Haute Couture'da Valentino, Dior, Chanel, Givenchy gibi moda devleri 2005-06 sonbahar-kış couture koleksiyonlarını sundu. Her markadanın ayrı ayrı performanslarını, görsel şovlarını, detaylarını ve silüetlerini izlediğimiz haftada, modanın olmazsa olmazı couture'ün farkını, önemini bir kez daha hissettik. Bir couture defilesi tasarımcının yaratıcılığını, hayal gücünü, tekniğini alabildiğine kullandığı, kurumun kimliğini, hikayesini, gücünü sunduğu bir şovudur.
DİOR'UN İHTİŞAMI Bu anlamda en başarılı isimlerden biri ve aslında en çok bekleneni Christan Dior Haute Couture'dür. Dior tarzını beğenin veya beğenmeyin, Galliano'nun çalışmaları hakkında ne düşünürseniz düşünün en fantastik, en görkemli, en göz kamaştırıcı, en lüks, en şov defile onunki... Dior defilesi için söylenebilecek birkaç sözcükten biri bunlar... İnsanları etkilemeyi hafızalarda kalacak silüetlere imza atmayı her seferinde başarmak, "beklenen" olmak çok kolay değil. Galliano bu koleksiyonda Marlene Dietrich'den maskeli baloya, Degas'nın balerininden Western'e kadar etkilenmiş. Christian Dior'un romantizmine, kadınsılığına her zaman sadık kalarak, 21. yüzyıl Dior kadınını tasarlayan Galliano, detaylardan hacimlere, drapelere, ince işçiliklere; her rengi, deseni, her olanağı kendince yorumlayarak, bütünleyebilen ve podyumu bir karnaval haline çevirip, modanın eğlenceli halini, ruhunu en iyi yaşatan tasarımcılardan.
CHANEL'İN SADELİĞİ Karl Lagerfeld ise Dior'un tersi diyebileceğim bir sadelikte ve geleneksellikte Chanel ruhunu yaşatıyor. "Gizlenmiş lüks" diye açıkladığı couture koleksiyonlarında Chanel; tayyörlerini, elbiselerini, naif kadınsılığını yorumluyor. Defilelerinde dekordan kıyafetlere, müziğe kadar Chanel yumuşaklığı, elegansı, klasikliği vurgulanıyor. Lagerfeld için en önemlisi iyi, doğru kesim, iyi oturmuş omuzlar, doğru seçilmiş kumaş, doğru kuplar ve stil...
GİVENCHY'DE YENİ BİR SOLUK Givenchy couture ise yeni tasarımcısı Riccardo Tisci'nin ilk couture koleksiyonunu sundu. Riccardo Tisci, Daha önce Givenchy hazır giyim koleksiyonundaki başarısını bence couture koleksiyonu ile de pekiştiriyor. Daha önce Galliano, McQueen, McDonald gibi isimlerin geçtiği Givenchy'nin tarzına, kitlesine sadık ama yeni bir soluğu belli eden bir koleksiyon. Yoğunlukla uzun ve sade elbiselerin çalışıldığı koleksiyonda ceketlerdeki detaylar, iyi kesimler ilk dikkatimi çekenler oldu.
ARMANİ ÇİZGİSİNİ KORUYOR Geçen sezon Armani Privadı altında ilk couture koleksiyonunu sunan Armani'nin ikinci koleksiyonu, birinci koleksiyonunun biraz devamı gibi yorumlayabilirim. Genel görüntüde benzer veya aynı kalıplar, kesimler, farklı detaylar ve kumaşlar ile geliştirilmiş. Yıllardır hazır giyim, dekorasyon, kozmetikle, "kırmızı halıların tasarımcısı" sıfatıyla geliştirdiği, yaşattığı moda imparatorluğuna en son "couture"ü de ekleyen Armani; couture koleksiyonlarını, Armani imajını, kimliğini tamamlamak, en bütün şekilde yansıtmak adına uzun zamandır yapmak istediği ve hazırlandığı bir adım olarak görüyormuş. Ve daha Valentino, Gaultier, Lacroix...gibi isimler var. Ama bu haftalık bahsettiğim defilelerin görsellerine daha çok yer bırakıp, modan dünyasının en görkemli şölenlerinin karelerini sizlerle paylaşmak isterim. İyi bir hafta, konserler, festivallerle dolu İstanbul'un keyfini çıkarmanız dileğiyle...
DilekHanif
|