|
|
Reklamın kristal çöpleri
İstiklal Caddesi'nin Tünel'e giden kısmında, akşam 7 suları yürüyoruz. Az sonra ileride bir grup gözümüze takılıyor. Çok geçmeden, bunun çöpe bırakılmış bir takım kağıtları karıştıran insanlar olduğunu fark ediyoruz. Bunda şaşacak bir şey yok. Sokak ortasına bir şeyler bırakılmış ve insanlar da merak etmiş, bakıyorlar. Hatta beğenenler, almaya tenezül edenler alıyorlar da. Ama daha da yakından bakınca olayın hiç de o kadar sıradan olmadığı ortaya çıkıyor. Çünkü yere atılmış ve insanlar tarafından toplananlar, bu sene 17'ncisi düzenlenen Kristal Elma Reklam yarışmasına tüm ajanslardan gönderilen işler. Yani yerde sürünenler Türkiye'deki en prestijli reklam yarışmasının yarışmacıları. Biz de 8 yıldır reklam sektöründe olduğumuz için durum nedense (!) ilgimizi çekiyor. Kalabalığa karışıp kendi işlerimizi aramaya başlıyoruz. Ne kadar eğlenceli değil mi? Çok geçmeden buluyoruz da işlerimizden bazılarını. Nasıl da sevinçliyiz. Daha 1 ay evvel yarışmaya yolladığı işleri 1 ay sonra İstiklal Caddesi'nin ortasında, yerlerde bulan herkes gibi havalara uçuyoruz. İşlerin içinde, bu yıl basın dalında en büyük ödülü alan işi de görünce sevincimiz daha da artıyor. Demek ki bu durumu yaratanlar herkese eşit davranmışlar. Ne hoş! Bir yanda TV filmlerinin kasetleri, bir yanda basın ilanları birbirine karışmış vaziyette. Bu arada kalabalığın içinde geçen konuşmalar da hayli ilginç: " Ne abi bunlar?!" "Ben ne bileyim olum, poster galiba! Biri atmış, al işte!" Biz bu doyumsuz manzarayı seyrederken çöpçü geliyor ve "Hadi gardaşım alacağınızı alın, yoksa toplayacam ben bunları" diyor. Orada toplananlarca seçilmeye değer bulunan işler yeni sahipleriyle olay yerinden ayrılıyor. Geri kalanlar çöp arabasına dolduruluyor.
|