Sorunsuz ergenliğin temeli çocuklukta
Prof. Dr. Haluk Yavuzer "Gençleri Anlamak" kitabında ebeveynlere önerilerde bulunuyor: "Sabırlı olun, kendinizi onun yerine koyun, yetişkin adayı olmasının gururunu yaşayın".
Gençliğimiz artık lüksten, zenginlikten hoşlanıyor. Görgü kurallarına hiç uymuyorlar. Otoriteye karşı aşağılayıcı, küçümser tavırları var ve ileri yaştakilere, büyüklerine hiç saygıları yok. Anne babalarına karşı çıkıyor, ters düşüyor, büyüklerin önünde gevezelik ediyor, hızlı hızlı görgüsüz biçimde atıştırıyor ve öğretmenlerini ezmeye çalışıyor, onlara zorbalık ediyorlar. Ne kadar tanıdık bir yakınma, değil mi? Büyüklerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalardan kısa bir alıntı gibi sanki... Oysa günümüzden 2 bin 400 yıl önce Sokrates tarafından gençliği değerlendirirken sarf edilen bu sözler, İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Yavuzer'in yeni kitabı "Gençleri Anlamak"ta yer alıyor. Remzi Kitabevi'nden çıkan ve ikinci baskısını yapan kitap milyonlarca ebeveynin "Ergenlik dönemindeki çocuğumla nasıl yakınlaşabilirim? Dışarısı tehlikelerle dolu. Çocuğumun zarar görmesine nasıl engel olabilirim? Gencin akademik başarısını desteklemek için aile neler yapabilir?" gibi sorularına cevap veriyor. Prof. Dr. Yavuzer ile yaptığımız sohbet, 40. meslek yılında yayınlanan bu dokuzuncu kitabından başlayıp toplumun geleceğine uzandı. Uzmanlık alanını "çocuk ve gençlik psikolojisi" olarak belirleyen eğitimbilimcinin anne babalara ilk önerisi "Doğrudan gencin yaşamını ilgilendiren konularda sorumluluk duymayı bırakın. Onun doğru karar verceğine inanın" oluyor. Üniversitenin başlattığı, kamu ve özel kuruluşlarca da desteklenen "Anne Baba Okulu" projesi ile 24 yılda, 27 ilde 17 bin aileye ulaşan Yavuzer, "Bana gelen binlerce soru arasından seçtim bu kitapta yer alanları" diyor. 12 yaşında başlayıp 21'ine kadar devam eden ve çocuğun fiziksel, cinsel, bilişsel birçok değişimden geçtiği fırtınalı ergenlik döneminin rahat atlatılabilmesi için de çocukluğun huzurlu geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
GENÇLİĞİNİZİ UNUTMAYIN Gençleri anlamanın toplumun devamı açısından büyük bir gereklilik olduğunu hatırlatan Yavuzer, şöyle devam ediyor: "Sokrates'ten bu yana mevcut kuşak ile yenisi arasında kopukluk, hoşnutsuzluk süregelmiş. Bunun nedenleri yetişkinlerin ergenliğin doğasını anlayamaması, kendi gençlik yıllarını unutması, kendi ölçütleriyle gençlere bakmaları ve o mercekle değerlendirmeye çalışmaları olarak sıralanabilir. Bertolucci'nin yorumuna katılıyorum. ' E s - k i - den kuşaklar arasında bir çatışma vardı. Bugün çatışma değil karşılıklı ilgisizlik ve iletişimsizlik var.' Bu daha da önemli bir sorun." Gençlerin kültürel mirası devralamadığını da anlatan Yavuzer, şu örneği veriyor: "Yabancılar Noel'i ailece kutlar. Eskiden bizde bayramlarda el öpülür, büyükler ziyaret edilirdi. Bugün ise bayram tarihleri uygunsa farklı yörelerde tatil yeğleniyor. İki kuşak sonrası ile mevcut kuşağın birbirine çok yabancı olacağını düşünüyorum." Prof. Dr. Yavuzer'in sıraladığı diğer örnekler de gençlerin bireysel faydayı öne alması, kendinden önce başkalarını düşünme tavrının gerilemesi, toplumsal koşulların bireysel başarıya daha çok önem vermesi ve kişisel mutluluk beklentisinin artması... Peki ne yapmak gerekiyor? İki çocuk babası Prof. Dr. Yavuzer, ergenlik dönemindeki çocuk ile ailesi arasında sorun yaşanmamasının mümkün olmadığına değinerek, her iki tarafın da adım atarak uzlaşmaya varmasının önemli olduğunu vurguluyor. Anne babaların ne olursa olsun çocuklarıyla iletişimi kesmemeleri uyarısında da bulunan eğitimbilimci, bunun yol açacağı sonuçları şöyle sıralıyor: "Gencin eve geleceği saatin belirlenmesi ya da doğru arkadaş seçmesi konusunda anne babanın etkili olduğunu g ö r ü y o r u m . Ama iletişim olmazsa bu katkı olmaz. Genç tümüyle yalnızlığa itilir. Kimlik kargaşası yaşayan genç, ailede 'biz' bilincini yaşayamazsa bunu yaşayabileceği bir grup arayışına girer. Bu çete de olabilir, satanist gruplar da... Eğer avucumuzdaki balığı tutamamışsak onu ciddi tehlikeler bekler." Bu dönemi "en az hasarla" atlatmak isteyen anne ve babaların "sabırlı, kendini gencin yerine koyarak hareket eden, çocuğunun yetişkin olmaya başlamasının gururunu yaşayan, tırtıl kozadan çıkarken müdahale etmeyen" bir tavır geliştirmesi gerekiyor. "Çünkü" diyor Prof. Dr. Yavuzer, "Tırtılın kozadan çıkmasına müdahale edersek, onu öldürürüz."
FERAHLATAN SÖZLER Henüz çocuk sahibi olmayan anne babalara da önerileri var eğitimbilimcinin... Prof. Dr. Yavuzer, bu dönemin sağlıklı geçmesi için gereken temellerin "döllenme" döneminde atıldığını ifade ediyor: "Anne huzurlu bir hamilelik yaşamışsa, ergenlik dönemi sağlıklı geçecektir. Bireyin gelecekteki tutum ve davranışlarının gerisinde, erken gelişim yıllarındaki anne baba ve çocuk ilişkisi yatıyor. Eğer sağlıklı bebekliğin ardından, sağlıklı çocukluğu yaşamışsa, bu bireyi olumlu bir ergenlik dönemi bekler. Yani sorunlarıyla başa çıkabilecek bir ergen adayı olacaktır." "Bu dönemi kaçırdık. Yoksa çok mu geç kaldık?" diye düşünmeyin... Yıllarını gençleri anlamaya vermiş bir Prof. Dr. Yavuzer'in şu sözleri sizi ferahlatacaktır: "Çocuğunuzun, direksiyona geçme zamanının geldiğini görüp, kendi kendini yöneten yetişkin adayı olmasının gururunu yaşayın. Genç, bu ergenlik tünelinin sonunda anne babanın pek çok kalıbını kendiliğinden almış olacaktır. Anne babanın pek çok doğrusuna kendiliğinden 'Evet' diyecektir."
Halime S. Kahveci
|