Hazine'den TL bazında iyi faiz, dolar bazında duble faiz
2001 krizi sonrası ekonomide ve mali piyasalarda ortaya çıkan eğilimler geride bıraktığımız 2005 yılı altı aylık döneminde de sürdü. Göreli olarak faizlerin yüksek tutulması, uluslararası sermaye hareketlerinin etkisiyle Türkiye'ye yönelik para girişini teşvik etti. Bunun ve uygulamaya konulan dalgalı kur rejiminin etkisiyle döviz kurları düşüşünü sürdürdü. Sonuçta son üç yılda olduğu gibi, 2005'in ilk yarısında da yerli bono yatırımcısı yine iyi kazanç sağladı. Ama dövizini bozdurup devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yapanlar bunun iki katını kazandı. Bunun detayları bitişikteki tabloda yer alıyor. Yılın ilk altı ayında Hazine'nin iskontolu devlet iç borçlanma senedi ihalelerinde oluşan ağırlıklı ortalama faizi yüzde 17.7 olarak gerçekleşti. Bu faiz borçlanma ihalelerinin başladığı 1984'tenberi en düşük faiz oranını oluşturuyor. Ama enflasyon da çift, hatta üç haneli düzeylerinden tek haneli rakamlara indiği için, aynı düşüş reel faizlere, yani enflasyondan arındırılmış getirilere daha ağır yansıyor.
Dolar getirisi hep yüksek Dolar bazındaki getirilerde ise değişiklik yok. Çünkü 2001 krizi öncesinde olmayan bir durum var. Doların değeri arka arkaya üç yıldır düşüyor. Bitişikteki tabloda da görüldüğü gibi, doların 2002'deki küçük oranlı düşüşünü geçen yıl yüzde 4.8'lik bir kayıp izledi, bu yılın altı aylık döneminde de dolar yüzde 5.8 değer kaybetti. İşte bu düşüş, dolarını veya dövizini bozdurarak Türkiye Hazinesi'nin kağıtlarını alanlara, çifte kazanç sağladı. Hem Hazine'nin reel yüksek faizinden hem de kurun düşmesinden kaynaklanan kazanç ile getirileri katlandı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın deyimiyle "Siz mama dağıtırsanız birileri gelip gagalar." Burada da, sıcak paranın bir değil iki kez gagaladığını söylemek mümkün.
Kazanç yüzde 30'larda Bitişikte yıllar itibariyle TL bazında reel getiriler yer alıyor. Son yıllarda belli bir düşüş olduğu açık. Ama yavaş. Buna karşılık dolar bazında Türkiye Hazinesi'nin verdiği faizler 2001 krizi sonrasında yüzde 30'ların altına düşmüyor. 2002'de yüzde 33, 2003'de yüzde 46, 2004'te yüzde 31 olan dolar bazındaki bono getirisi yılın ilk altı ayında yüzde 15.5 düzeyinde gerçekleşti. Eğer aynı eğilimler devam edecekse yılın ikinci yarasında da benzer getirinin yakalanmasıyla dolar bazlı kazançlar yine yüzde 30 civarına yaklaşmış olacak. Bu da dünya çapında çok yüksek bir getiri.
Faiz hep yüksek Bu yüksek reel getiriler Türkiye'de risklerin bulunmasına karşılık neden hala yabancıların geldiğini açıklamaya yetiyor. Burada belki yeterince aydınlanmamış konu şu: 2001 krizine kadar kurlar Merkez Bankası tarafından belirlenirken faizler serbest bırakılmıştı. Onun için faizler yüksek seyredebiliyordu. Kriz sonrasında ise kurlar serbest bırakıldı. Faizler kontrol edilmeye başlandı. Kontrol edilen yüksek, serbest bırakılan düşük çıkıyor. Yani her durumda ve her dönemde faiz yüksek.
Sonuç "Yedi kere düşsen de, sekizincide ayağa kalk" Japon Atasözü
|