|
|
|
|
Yargıtay'dan AA'ya ceza
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, ''kişilik haklarına saldırı'' kabul ettiği, bir siyasinin basın toplantısındaki ifadelerini ''ekleme ve yorum yapmadan'' yayına koyan Anadolu Ajansı'nı (AA) da sorumlu tuttu.
Genel Kurul, AA'nın da sözleri söyleyen siyasi gibi manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti. Genel Kurul, yerel mahkemenin, ''AA'nın sorumlu olmadığı'' yönündeki görüşüne katılmadı ve direnme kararını bozdu. Yerel mahkemenin, AA ile ilgili direnme kararında, ''AA, Anayasa ve Basın Kanunu'ndan kaynaklanan haber verme hakkını kullanıp görevini yapmıştır. AA, haberin içeriğini değiştirmediğinden, eylemi kişilik haklarına saldırı niteliği taşımıyor. Basın toplantısındaki sözler, AA tarafından hiçbir ekleme ve yorum yapılmadan servise oyulmuştur'' denildi.
Dönemin Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Beyhan Aslan, İp Genel Başkanı Doğu Perinçek'in AB temsilcisi Karen Fogg'un elektronik postalarını kamuoyuna açıklamasının ardından, 20 Şubat 2002 tarihinde Denizli'de düzenlediği basın toplantısında bu konuyu değerlendirdi.
Perinçek, Aslan'ın, söz konusu basın toplantısındaki ifadelerinin ''kişilik haklarına ağır saldırı'' niteliği taşıdığı gerekçesiyle 10 milyar lira manevi tazminat istemiyle dava açtı.
Perinçek, ayrıca Aslan'ın sözlerinin AA tarafından servise verildiğini ve bazı gazetelerde yayınladığını belirterek, AA aleyhine de 10 milyar lira manevi tazminat istemiyle ayrı bir dava açtı.
Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davaları birleştirerek görüştü. AA'nın mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde, AA'nın ulusal ve uluslararası alanda haber, fotoğraf toplayan ve bunları abonelerine pazarlayan ülkenin en büyük ve saygın haber ajansı olduğu belirtildi.
Bu konumu ve niteliği gereği AA'nın, objektif ölçüler dışına çıkmak gibi bir gayreti ve şahısların kişilik haklarına saldırı gibi bir eylemi olamayacağı kaydedilen dilekçede, diğer davalı Aslan'ın basın toplantısını ''aynen, ilave ve değişiklik yapılmadan, yorumda bulunmadan, objektif ölçüler içinde bültenine aldığı'' vurgulandı.
Dilekçede, davanın muhatabının basın toplantısındaki beyanları aynen yayınlayan Anadolu Ajansı değil, beyanda bulunan Beyhan Aslan olduğu belirtilerek, haberin verilmesinde kamu yararı bulunduğu, olayın son derece güncel olduğu kaydedildi. Dilekçede, davanın reddedilmesi istendi.
Diğer davalı Aslan da, basın toplantısındaki sözlerini ''tahkir'' amacıyla söylemediğini, herkes tarafından söylenenleri dile getirdiğini savundu.
ÖNCE RET
Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı reddetti. Yerel mahkemenin gerekçesinde, Aslan'ın Perinçek'i ''ağır şekilde eleştirdiği, ancak eleştirilerinde kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı'' belirtildi.
Gerekçede, şöyle denildi: ''Aslan, basın toplantısında Perinçek'in Fogg'un elektronik postalarını kamuoyuna yansıtmasını eleştirerek,'Perinçek MİT ajanı mıdır? Uyduları mı var? Bu bilgilere nasıl ulaşmış? Kim yardım ediyor? Neyle beslenir? Parası nereden gelir? Bunlar bilinmiyor. Ama kendisi her şeyi biliyor. Her taraftan haber alıyor. Ağzından hiç hayırlı laf çıkmaz. Söyledikleri şerdir. Hep tahrik eden olmuştur. Hep kavga ortamının içindedir. E-mail olayı da bir ajanlık işidir' demiştir.''
Davacı ile davalının, kamuoyunda siyasi ilişkileri ile tanınan kamuya mal olmuş kişiler olması nedeniyle eylem ve işlemlerinden dolayı başkaları tarafından eleştiri sınırları dahilinde kalmak koşulu ile eleştirilmelerinin normal olduğu belirtilen gerekçede, bu kişilerin, ağır da olsa bu eleştirilere katlanması gerektiği kaydedildi.
Gerekçede, diğer davalı AA'nın, görevi gereği basın toplantısında yapılan konuşmaları herhangi bir ekleme yapmadan metin haline getirdiği ifade edilerek, AA'nın bu konuşmaları diğer basın organlarına haber olarak dağıtmasının görevi olduğu belirtildi.
Gerekçede, ''AA'nın eyleminin, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı sonuç ve kanısına varıldığından davanın reddine karar verilmiştir'' denildi.
TEMYİZ VE BOZMA KARARI
Perinçek, bu kararı temyiz etti. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oybirliği ile bozdu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin bozma kararında, Aslan'ın basın toplantısında söylediği ve diğer davalı AA tarafından yayınlanan ifadelerin doğrudan davacının kişiliğini hedef alan eleştiri sınırları dışında ve gerçekliği de kanıtlanmamış beyanlar olduğu kaydedildi.
Gerekçede, ''Hakaret nitelikli bu sözler nedeniyle davacının kişisel değerlerinin ihlal edildiğinin kabulü ile uygun görülecek tazminat miktarına hükmolunması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın tümden reddedilmiş olması, bozmayı gerektirmiştir'' ifadesi kullanıldı.
''HABERDE EKLEME VE YORUM YOK''
Davalı AA, karar düzeltme isteminde bulundu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, karar düzeltme istemini 2'ye karşı 3 üyenin oyuyla reddetti. Karara katılmayan üyeler Ülkü Aydın ve Mustafa Kıcalıoğlu'nun karşı oy yazısında, ''AA'nın, Aslan'ın basın toplantısında söylediği sözleri hiç bir ekleme ve yorum yapmadan olduğu gibi haber yaptığı'' belirtildi.
Basının, haberi yayınlamadan önce doğruluğunu araştırma ödevi bulunduğu ifade edilen karşı oy yazısında, şu görüşlere yer verildi:
''Haber temelde doğru ise haberin verilmesi sırasında bir ekleme de yapılmamışsa, haber hukuka uygun sayılır. Dava konusu edilen basın toplantısındaki sözlerin söylendiği doğrudur. Davalı Aslan bu sözleri söylemediği şeklinde bir savunmada bulunmuş değildir. Basından haber verme olanaklarını sınırlayacak, basın özgürlüğü sınırlarını daraltıcı sonuçlar doğuracak olağanüstü ve normal yaşam koşullarına uygun olmayan özen ve dikkat göstermesi beklenemez. Özen ve dikkat gerçeğe uygunluk yönünden aranır. Sonradan aleyhine dava açılmış olan AA, bir siyasi partinin grup başkanvekilinin yaptığı basın toplantısında, başka bir siyasi partinin genel başkanına yönelik söylediği sözleri aynen vermekle, haber verme görevini yapmıştır. Böyle bir haberin kamuoyu önünde tartışılmasında kamuoyunun yararı bulunmaktadır. Haber, olayın haber olarak verildiği andaki beliriş biçimine de uygundur. Bu nedenlerle olayda davalı AA'yı sorumlu tutma olanağı yoktur. Davalı AA'nın karar düzeltme isteğinin kabulü ile bozma kararının davalı AA yönünden kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmelidir.''
AA YÖNÜNDEN DİRENME KARARI
Bozma kararı üzerine dosya, yerel mahkemeye gönderildi. Ankara 2. Hukuk Mahkemesi, Aslan yönünden bozma kararına uydu ve Aslan'ın, Perinçek'e yasal faiziyle birlikte 2 milyar lira manevi tazminat ödemesine karar verdi.
Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, AA yönünden ise ilk kararında direndi. Yerel Mahkeme'nin direnme kararında, bir siyasi parti üyesinin basın toplantısında söylediği sözleri, AA'nın ''hiçbir ekleme ve yorum yapılmadan aynen'' servise koyduğu belirtildi.
Basının haberi yayınlamadan önce doğruluğunu araştırma yükümlülüğü bulunmakla birlikte doğru bir haberin verilmesi sırasında ekleme yapılmamışsa haberin hukuka uygun sayılması gerektiği vurgulanan direnme kararında, AA'nın Anayasa'dan ve basın hukukundan kaynaklanan haber verme haklarını kullanıp basın olarak görevini yaptığı kaydedildi. Kararda, ''AA, vermiş olduğu haberin içeriğini değiştirmediğinden eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği sonuç ve kanısına varıldığından birleşen davada daha önce verilen kararda ısrar edilmesine karar verilmiştir'' denildi.
GENEL KURUL, DİRENMEYİ BOZDU
Davacı Perinçek, yerel mahkemenin direnme kararını temyiz edince dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul, ikinci görüşmede yerel mahkemenin AA yönünden verdiği direnme kararını, 4. Hukuk Dairesi'nin bozma kararındaki gerekçeler doğrultusunda oyçokluğu ile bozdu. AA'nın, bu karara karşı karar düzeltme isteminde bulunma hakkı var. Bu istemi de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu görüşecek.
İstem reddedilirse dava, yerel mahkemeye gidecek. Genel Kurul'un kararı bağlayıcı olduğu için yerel mahkeme, AA'yı da sorumluluğu oranında Doğu Perinçek'e manevi tazminat ödemeye hükmedecek.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|