'Hakim alımında değişiklik yok'
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hakim ve savcı alımında şimdiye kadar yöntem neyse bugün de aynı olduğunu, son yapılan yasal düzenleme ile bu konuda bir değişiklik yapılmadığını söyledi..
Çiçek, CNN Türk'te Yargıtay Başkanlar kurulu'nun bildirisinin ardından ''yargıda siyasallaşma'' tartışmalarına ilişkin soruları yanıtladı.
Yüksek mahkemeler de dahil bugün yargıda 8 bin 800 civarında hakimve savcının görev yaptığını anlatan Çiçek, bu sayının nüfusa göre 30 bin olması gerektiğini söyledi.
4 bin hakim alımının, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yer almadığını, bunların tümünün hemen alınmayacağını anlatan Çiçek, 1998'e kadar hakim alımında, hem yazılı sınavı hem de mülakatı Adalet Bakanlığı'nın yaptığını, 1998'den sonra yazılı sınavın ÖSYM, mülakatınise yine bakanlık tarafından yapıldığını kaydetti. Çiçek, ''Hakim alımında şimdiye kadar yöntem neyse bugün de odur. Bu alınanlar üstelik adaydır. 2 yıllık staj sonunda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) mesleğe kabullerine karar verildikten sonra göreve başlarlar'' diye konuştu.
''Bugüne kadar aynı yöntemle alınmış. Geçmişte olmamış da şimdi misiyasallaşma olacak'' diyen Çiçek, şunları kaydetti:''Her dönemde aynı usulle yapılmış. Hakimleri, şu dönemde bu dönemde alınmış diyerek ayrım yapmak doğru olmaz. Bu, yargının üstüne gölge düşürür. CHP döneminde alınanlara CHP'li, Adalet Partisi döneminde alınanlara AP'li, ANAP döneminde alınanlara ANAP'lı hakim midenilecek? Bu, yargıya haksızlık, bühtan olmaz mı?''
Avukatlıktan hakimliğe geçmenin yeni bir düzenleme olmadığını, bunun şimdi de uygulandığını ifade eden Çiçek, ''Şimdi 3 yıl avukatlıkyapanlardan hakim olmak isteyenlere yazılı sınav yapılacak, ardından mülakata alınacak. Başarılı olanlar 6 aylık bir staja tabi tutulacak. Staj döneminde başarılı olanlar, HSYK'ca mesleğe kabul edilecek'' dedi.
'KİM BENİM CUMHURİYETE, REJİME SADAKATİMİN KANTARI'
Yargının siyasallaştığı tartışmalarının kendi döneminde yapılmasına çok üzüldüğünü ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:''Ben ülkemi seviyorum. Benim cumhuriyetle bir problemim yok. Kim benim Cumhuriyete, rejime sadakatimin kantarı? Ne demek yani, ben hayatımı ortaya koyarak bu ülke için bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Benim dönemimde ister istemez bu tartışma olunca ben bundan alınganlık gösteririm.
Ben Cumhuriyete niye ihanet edeyim ki? Cumhuriyet olmasa, ben Adalet Bakanı olamazdım. Cumhuriyet olmasaydı, biz belki bugün sahip olduğumuz birçok kazanımları elde edemezdik.Görev yaptığımız 2.5 yılı aşan süre içerisinde laikliğin neresine gölge düşürmüşüz? Rejim için Adalet Bakanlığı olarak ne yanlış adımı atmışız?
Adeta ana muhalefet partisi, bunları bir anlamda kendisine paralelolarak (bak bunları ben söylemiyorum, devletin ilgili kurumları da söylüyor) demek adına, iktidarın karşısına çıkıyor. Bu durum, kurumları da sıkıntıya sokacak, onları tartışma içine çekecektir. Biz siyaset adamıyız. İktidar-muhalefet tartışırız, kurumları buna bulaştırmamamız lazım.
Devletin hiçbir kurumu, ne muhalefet ne iktidar partisinin yan kuruluşu, gençlik örgütü, destek örgütü değildir.''
|